Multimedya : TOPRAK VE SEMİH
Kafedekiler birden "ooo"lamaya başladı. Aynı sırada oradan bir teyze yanında ki teyzeyi dürterek;
- Liselilerin de aşkı bi başka oluyor. Bizim zamanımız da böyle miydi? Dedi.
O arada bende bu saçmalık devam etmesin diye Dolunay ın kolundan tutup sürüklemeye başladım. Zaten bugün de birbirimizi suruklemekten bir hal olmuştuk. Tam kapıdan dışarı çıkacaktık ki...
Garson;
- Kızlar çikolatalı krepleriniz. Dedi.
O sırada sarı kafanın yüzünde çarpıkça bir gülümseme oluştu. Mübarek yanağında ki gamze dersinki belediye çukuru...
Dolunay;
- Hayırdır cukurlu çok mu komiğine gitti? Dedi sarı kafaya atarlanarak.
Demek Dolunay da benimle aynı görüşteydi. Sarı kafanın aşırı derecede fark edilebilecek tarzda gamzeleri vardı. Saate baktığımda çoktan derse girilmiş olduğunu fark ettim. Hatta dersten çıkılmasına 20 dakika vardı. Saat 08:30'du.Dolunay artik beni fark etsin diye ona hafif hafif sinyal vermeye başladım. Dolunay bir an o karmaşası içinden çıkıp bana baktı. Saatine bakmasını işaret ettim. Kolumda ki saati çekiştirip baktı. Ve ağzı gökdelen gibi açıldı. (Sonra tabi kendisini toparladı.)
Artık gitmemiz gerektiği için kafeden sakinca çıkıp köşeyi döndükten sonra hızlıca koşmaya başladık. Arkama baktığımda Sarı kafanın ve çakma johny'nin de (arkadaşının takma adı)
Arkamızdan geldiğini hatta koştuğunu fark ettim.
Masal ;
- Dolunay arkana bir baksana...
Dolunay arkasını dönüp baktı ve ;
- Oha! Birde Peşimizde geliyorlar. Dedi.
Masal;
- Nasıl insanlar ya bunlar!Koşuyolar! Dedim Dolunay la koşarken. Okula kadar koştuk. Aceleyle koridordan geçip sınıfa giriyordum. Dolunay ise çoktan sınıfa girmişti. Bense sınıfın kapısında pileli uçuş uçuş olan eteğimi indirmeye çalışıyordum. Eteğimi düzeltirken sarı kafa ve çakma johny'i karşımda gördüm. Takip olur da bu kadarı da olmaz!..
Masal;
- Siz ne çeşit bir sapık sınız? Takip edilir de sınıfa kadar da mı edilir? Dedim. Hafif sesimi yükselterek.
Sarı Kafa;
- Ne sapığı... dedi fısıldarcasına.Zaten geç kaldım.
Bu sefer sesi daha net duyulmuştu.
Ben hala ne olduğunu anlamamıştım. Ama sınıfa girdim. Ve ortadaki 3 sıraya yöneldim. Peşimden onun sınıfa girmesiyle şok oldum.
Öğretmen;
- Evet çocuklar neredeydiniz bu saate kadar? Hiç gelmeseydiniz...
Masal;
- Özür dilerim. Dedim ve 3. Sıraya oturdum.
Sarı Kafa hocaya hiçbir şey demeden yanıma oturdu.
Masal;
- Üff yine mi sen? Kurtula micakmıyım ben senden? Dedim. Hocanın konuştuğumu fark etmemesi içinde şekilden şekle giriyordum.
Sarı Kafa;
- Sâkin ol şampiyon sadece sıraya oturdum. Dedi. (Gözünü çevirerek.)
Masal;
- Yok birde başka bir şey olsaydı. Hem başka sıra yok mu? Git yanımdan.
SarıKafa;
- Sence var mı? Dedi hafifçe sıkıldığını belli ederek.
Gerçekten de başka sıra yoktu. Sinirlenmekte de haklıydı. Ama neden beni takip edip benim sınıfıma gelmişti. Çok acaip birşeydi bu. Sonra öğretmen sınıf listesini okumaya başladı. Ece, burada!. Serap,burada!. Salih,burada!. Uğur, burada!.Masal,burada!. Dedim ve liste öylece uzayıp gidiyordu. En sonda ise Toprak,burada!. Dedi, yanımda ki sarı kafa sesini yükselterek. Adı demek Toprak'tı. İkimizde birbirimizin adını öğrenmiştik. Benim sınıfımda "bir öğrenciydi." Daha ilk görüşten kavga ettiğim biri hem sınıf hem de sıra arkadaşım olmuştu. Öğretmen sınıfa dönüp;
- Sınıfımıza bir öğrenci gelmiş, arkadaşlar. Hoş geldin Toprak. Dedi , konuyu fazla uzatmamak için öğretmen arkasını dönerek dersi anlatmaya başladı. Dersimiz Dil Ve Anlatım'dı. Anlattığı şeyler her ne kadar işimize yapamayacak olsada bu dersten sınav olacağımız için dersi düzgünce dinlemem gerekiyordu. Fakat yanımdakinin tabiri caizse Toprağın beni dürtmesiyle dersle olan imtihanım başlamıştı...
Daha çok okuma olursa çok sevinicem. Cidden....Seviliyosunuz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZIT KUTUPLAR
Teen FictionMasal ve Dolunayın sonsuz serüvenlerinde, maceralarında ve hayallerinde hep bir aşk gizliydi. Fark etmeleri onlar için bir şans ve gelecekleri için mutluluk olacaktı. Fakat doğru kişileri... Peki ya sevecekleri kişilerle zıtlarsa ama kader yinede...