Yol boyu olanları düşündü. Yaşanan iki gün, bir insanın hayatını ne kadar değiştirebilirdi? Arabası çalınmış, nişanlısı vurulmuştu. Ameliyat parası için hiç tanımadığı ve ne olduğunu bilmediği adamın iş teklifini kabul etmişti. Bunların hepsi iki hatta bir buçuk günde olmuştu. Ve bir de enişte...
Eve gelince çok şaşırdı. Bahçede son model siyah bir Volvo duruyordu. Ayak üstü arabaya göz gezdirdikten sonra eve girdi. Ablası ve yeğeni hala evdeydi. Yemek masası hazırlanmış herkes akşam yemeğini bekliyordu Beyza'ya olanlar hakkında hiçbir şey bilmiyorlardı.
Ablası Selim'i görünce lafa atıldı: "Neredeydin sen?"
"Dışarıda ki araba ne?" diye soruyla karşılık verdi Selim.
"Bana ne olduğunu anlat." diye bağırdı ablası. Annesi ve kızının yanında böyle davranmasının iyi bir fikir olmadığını düşünerek sesini alçalttı. "Odana bak, sana bir paket var."
Selim, bir şey söylemedi başıyla onaylayarak odasına gitti. Yatağının üzerinde bir şeyler vardı. Ne olduğunu anlamak için iyice yanaştı.
İki tane takım elbise ve kapalı bir çanta yatağın üzerinde duruyordu. Bir anahtar, altına küçük bir not kağıdı sıkıştırılarak çantanın üzerine bırakılmıştı. Bu anahtarın dışarıdaki Volvo'ya ait olduğunu anladı.
Kağıtta ki notu okudu:
GÜZEL ARABA DEĞİL Mİ? 30 BİN TL HAZIRLADIM. YARIN SABAH GEÇ KALMA. VE BİRDE TAKIM ELBİSE GİYMEYİ UNUTMA.
Notu okuduktan sonra hemen çantayı açtı. Para destekler halinde orada duruyordu. Çantayı aldı. Hastaneye gitmek için odasından çıkacağı sırada ablasını gördü.
Ablası, onu bekliyordu, gözünden birkaç damla yaş akıyordu. Elinde yırtık ve kanlar içinde olan berbat gömlek vardı.
Ağlamaklı bir ses tonuyla konuştu: "Neredeydin?"
"Şimdi sırası değil." diyerek geçiştirmek istedi.
"Eniştenin yanına gittin değil mi? Ona ne yaptın?" diye sordu ablası.
"Anlayacağı dilden konuştum." Selim'in sesi şaşırtıcı derecede sakindi. "Şimdi sırası değil."
"Ona bir şey yaptın mi?" diye bağırdı ablası.
Ablasının bu bağırması bir şeyleri tetikledi. Neler olduğu hafızasında belirirken gözünde canlandı.
Enişte kapıyı açıyor.
Selim silahı doğrultuyor.
Beraber içeri giriyorlar.
Enişte diz çöküyor.
Selim tetiği çekiyor.
Ama silah patlamıyor.
Silahın topu dönüyor.
Mermi namlunun ağzına geliyor.
Selim yine tetiği çekiyor.
Enişte kulağında büyük bir çınlamayala yere yatıyor.
Selim, "Bir daha olursa silah kafanda patlar." diyor ve evden çıkıyor.Ablasının seslenmesiyle düşünceler aklından uzaklaştı ve kendine geldi: "Ona ne yaptın?"
"Ona bir şey yapmadım, artık gitmem gerek."
"O zaman ne oluyor? Odanda kanlı bir gömlek buldum." dedi gömleği uzatarak. Sesi titriyordu.
"Ufak bir iş kazası, Sadece kolumu kestim hepsi bu."
"Peki ya diğer olanlar? Dışarıda son model bir araba var, takım elbiseli adamlar geliyor ve sana bunları bırakıyorlar, çantada ne olduğunu tahmin etmek bile istemiyorum."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERİN ABİLER
ActionSelim, her gün olduğu gibi evden çıktı. Ama bugünün diğerlerinden farklı olacağını bilemezdi. Karşılaştığı bütün olayların bir tesadüf olmadığını, en ince ayrıntısına kadar kurgulanmış bir planın parçası olduğunu öğrendiğinde artık çok geçti. Masum...