'Ilk başta belirtmek istedim.Hiçbir tecrübem yok bu yüzden elestirileriniz , yorumlarınız gerçekten çok önemli.Sizin yorumlarınız sayesinde kötü olsa bile düzelteceğime inanıyorum. Umarım sıkılmazsınız ve beğenirsiniz.Iyi okumalar!'
Sabah yine o kadının iğrenç sesiyle uyandım. Her gün bu sesi duymak zorunda mıyım?
"Feyzaaa! Çabuk kalk o yataktan.Daha yapacak bir sürü işin varken , senin tek derdin uyumak.Kahvaltım nerede?"
Bir sabahta kendin hazırla şu kahvaltını be kadın! Tekrar iğrenç sesini duymak istemediğimden zorla yatağımdan kalktım.Saçımı gelişigüzel toplayıp mutfağa geçtim. Yine oturmuş aval aval televizyon seyrediyor.Sesini açmış sonuna kadar.Gözlerimi devirerek buzdolabına yöneldim.kahvaltılıkları çıkarıp çaydanlığa su koydum.Sofrayı hazırladıktan sonra odama çıkıp güzel uykuma devam etmek istiyordum ki yine bağırdı sinir kadın!
"Nereye kaçtın küçük hanım , yapacak çok işin var.Güzel uykunla vedalaşıp işlere başla hemen!"
Adeta sindrella olmuştum. Tabii en önemli şey eksikti,peri! Suan o kadını oracıkta boğsam kim duyar ki?
Iğrenç çamaşırlarını toplarken aşağıdan yine bağırdı. Bu kadın normal bir ses tonuyla konuşamaz mı?
"Feyzaaa! Ben Mesude Teyze'ne gidiyorum Eve geldiğimde işler bitmiş olsun."
"Şu olsun Feyza, bunu yap Feyza, kahvaltımı hazırla Feyza! Bıktım artık. "
"Yine ne konuşuyorsun kendinle sen?"
Cevap vermedim.Kapının kapanış sesini duymamla derin bir nefes aldım.Elimdeki çamaşırları bir kenara bırakıp odama döndüm. Yatağımin altından sırt çantamı çıkarıp dolabimdaki işe yarar tüm giysilerimi tıktım.Üzerime bir tişört altima bir eşofman geçirip yatağımın üzerine son kez atladım.Kocaman sarıldıktan sonra odamın penceresini açtım. Malesef kapı kilitliydi ve kapıdan çıkamıyordum.Ev yere çok uzak olmadığı için pencereden kaçmak daha mantıklı idi.Çantamı sırtıma alıp pencereden dışarı atladım. Yere düşmeyi beklerken birinin üzerinde olduğumu fark ettim.
"Dikkat etsene be!" diye bağırıp hemen doğruldum ve koşabildiğim kadar hızlı koşmaya başladım. Bu sırada üzerine düştüğüm adamın da benim arkamdan koştuğunu fark ettim. Ne yapıyordu bu? Sokağı geçip anayola çıktığımda nefes nefese kalmıştım. Bir evin duvarına yaslanıp soluklanirken pesimden gelen adam da yanıma ulaşmıştı.
"Ne istiyorsun benden?"
"Bir kızın pencereden atlarken üzerime düşmesi ve kaçması hiç karşılaşmadığım bir durum da" dedi gülerek.
"Eglenmen bittiyse artık gidebilirsin."
"Başında bir bela mı var? "
"Bu seni ilgilendirmez."
"Sana yardım edebilirim."
"Yardım etmeni istemedim."
"Pekâlâ, anladım biraz inatçıyız.Ben sana yine de kartımı vereyim yardım edilecegim bir durum olursa ararsın."
Elime bir kart verip gitti.Kartın üzerinde adı yazıyordu. Burak TEKIN.
Şimdi ne yapacaktım? Kalacak bir yerim yoktu.Tek çare Zehra'yı aramaktı.Telefonumu çıkarıp numarasını tusladım.
"Feyza? Ne var?" Ne kadar da guzel telefonu açış şekli bu böyle.
"Zehracığım, acaba bugünlük sende kalsam olur mu?"
"Şey... Tabiki , istediğin kadar kalabilirsin."
"Teşekkür ederim."
Zorla kabul ettiği o kadar belliydi ki sesinden.Vicdanı rahat olsun kabul etmişti.Telefonu kapattıktan sonra bir taksiye atlayıp adresi tarif ettim.Zehra benim tek arkadaşım diyebilirim.Arkadaş denilirse... Babamın ortağının kızı.Babam ölünce beni tek sahiplenen ortağı Selim Amca olmuş. Ama karısı Sezen Teyze beni kabul etmemiş. Zaten bir tane kızları olduğunu , başka çocuğa bakmak istemediğini söylemiş. Beni çocuğu olmayan bir kadına evlatlık vermişler. Emine Teyze! Nefret ediyorum o kadından.Uzun bir yol katettikten sonra eve vardık. Kapıyı çaldım. Zehra'nın topuklu ayakkabılarının sesi yavaşça kapıya doğru yaklaştı.