Bölüm 1

252 19 3
                                    


Hayattan herkesin beklentileri olur, fakat benim yok. Ben yetimhane çocuğuyum. Burdan kaçış yok. Annemiz babamız yok. Soğuk odalarda yatıp kalkıyoruz, sabah kalktığımızda "anne" diyecek kişi yok. Sabah kalktığımda, Kader hala uyuyordu. "Kader kalk okula geç kalacağız." Alarmı kapatıp, okul kıyafetlerini istemsizce giyiyordum. Müdür Yardımcısı Feride Hanım'ın ısrarı üzerine kolejde okumaya başladık. Geldiğimiz gün herkes bizimle dalga geçiyordu. En çok Defne ve Cemre, bir gün elimde kalacaklar. İlk gün birşey yapmak istemedim. İlk günden müdürlük olamazdım. Feride Hanım'ı üzemezdim. Meral yine bir erkeği avlamış. Bu kız hiç duramayacak mı? Sınıfa girdimde Cemre bana bakıp gülmeye başladı. "Ne gülüyorsun kızım. Söylede gülelim bizde." Kaşlarını çatarak "Kızım bizimle uğraşma, biz senin seviyende değiliz." Artık sabredemiyordum. Onun yanına gelerek, "Kızım benle uğraşma pişman olursun." Gülerek "Ne yaparsın?" Tam elimi yakasına getireceğimde, Öğretmen geldi. Bende hemen sırama geçtim. Cemre sessiz bir şekilde, "Annen ve baban olmayınca böyle ezik kalıyorsunuz. Biz zengin ve varlıklıyız." Gülerek,"Bizim ailemiz yok olabilir. Ama biz sevgiyi parayla satın alacak kadar düşüncesiz değiliz." Defne bana doğru yönelerek "Sizin hayatınız bitmiş. Birde bize akıl veriyor." dedi, gülerek. Öğretmen Defne'nin güldüğünü görünce kızdı. Meral'in avladığı erkekte gelmişti. Meral'e baktığımda kendini düzenliyordu. Meral'e gülerek "Sen ne zaman akıllancan acaba? Çok merak ediyorum." Bana gülümseyerek, "İşimi aksatamam, eğer okuldan atılırsam onun parasını harcarım." Gülmeye başladım. "Biraz beynini çalıştır. Biz onlar gibi değiliz." Meral bir kere beni dinlese ne kadarda güzel olacak. Fakat dinlemediğinden hep ortada kalıyor. Okul çıkışında, Kader, Eylül, Meral ve ben yetimhaneye doğru yürüyorduk. Eylül'ün üvey babası takside Eylül'ü bekliyordu. Bu adam Eylül'ün peşini bırakmayacak. Eylül ağlayarak "Yeter! Bırak peşimi!" diyerek. Kemal'in yanına geldi. Kemal pis pis gülümseyerek "Aah! Eylül sen nereye ben oraya. Aşığım sana diyorum. Anla artık." Ben hemen yakasını çekiştirip, " Bu kız senin sayende hep ağlıyor. " Kemal gülümseyerek "Aşk acısıdır." Eylül "Yeter!" diyerek. Kemal'in yanağına tokatı bastı. Kemal iyice sinirlenerek, "Sen çok oldun. Naz yapma bin şu arabaya!" diyerek. Kolundan tutup, arabaya doğru sürükledi. Biz ne kadar uğraşsakta Eylül'ün kolunu bırakmadı. O sırada Serkan oradan geçiyordu. Bizi gördüğünde, koşarak geldi. "Bıraksana kızı." Kemal pis pis bakarak. "Sen kimsin? İşime karışma!" Serkan sinirli bir şekilde, Kemal'e yumruk indirdi. Kemal o acıyla kolunu Eylül'den çekti. Eylül bizim arkamıza geçti. Kemal Eylül'e bakarak "Yine gelicem Eylül." Serkan Eylül'e bakarak "İyi misin?" Eylül "evet" der, gibi başını salladı. Serkan yanımızdan ayrılınca yetimhaneye girdik. Yatağımın üstünde bir mektup vardı. İsim yerine baktığımda, babamın mektubuydu. Hemen yemekhaneye gidip okumaya başladım;

-Güzel Kızım,

Biliyorum, benden nefret ediyorsun. Mektubu yazdığım gibi alıyorum. Okuyorsun biliyorum mektuplarımı. Çünkü hep gözyaşı görüyorum. Lütfen artık beni hapishanede ziyaret et. Senin hasretinle uyanıyorum. Şimdi 16 yaşındasın. Bugün benim doğum günüm. Lütfen gel. 4 yıldır, doğum günümü kutlamaya gelmedin. Lütfen bugün gel. Ben seni çok özledim. Senin kokunu, gülümsemeni, o güzel gözlerini herşeyini özledim. Her akşam gelip sana masal okurdum. Saçlarını okşamazsam uyumazdın. Biliyor musun? Henüz 6 yaşındayken çok sevdiğin ayakkabın hala yanımda. Lütfen seni hep hayal ediyorum. Şimdi çok güzel bir genç kız olmuşsundur. Lütfen bugün gel ve beni gör. "Baba" demeni özledim. Lütfen doğum günümde beni üzme. SENİ ÇOK SEVİYORUM CANIM KIZIM.

Hemen üstümü değiştirip, ağlayarak hapishaneye koştum. Babamın adını verince şaşırdılar, 4 yıldır hiç bir kişi ziyarete gelmemiş. Babamı görünce ağlamaya başladım. Babamda ağlamaya başladı. "Baba." Babam bana bakarak, "Kızım." Ağlamaktan yüzüm kıpkırmızı olmuştu. "Kızım, ağlama. Çok güzel genç kız olmuşsun." Ağlamamak için kendimi zor tutmaya çalışıyordum. "Kızım, neolur ağlama. 4 yıldır, bir ziyaretçim oldu. Keşke sana sarılabilsem kokunu koklasam. Çok büyümüşsün. Yetimhanedesin biliyorum. 6 yıl daha bekle güzel kızım." Ağlamaya başladım. "Baba, neden bu kadar yıl buradasın? Sen karıncayı bile incitmezsin." Babam ağlamaya başladı. "Akılsızlık edip kendi başımı yaktım. Borçlardan kurtulamadım." Ben hala ağlıyordum. "Kaç borcun vardı?" Babam başını eğerek "15.000 borcum vardı." O kadar parayla ne yaptın? Kumar mı oynadın?" Babam seslenmedi. Sonra "Yazıklar olsun baba." dedim. Ordan hızla uzaklaştım. Hem ağlıyordum hem kızgındım. Yetimhaneye doğru geldiğimde, Kader merakla yanıma geldi. "Songül neoldu?" Ağlamaktan yüzüm kıpkırmızı olmuştu. "Babamın yanına gittim. Bu hayatta kimseyi sevmemeliyiz. Sonra bizi çöp gibi atıyorlar." dedim, ve hemen yatağıma doğru koştum. Kader'de benle beraber yatağıma doğru geldi. Eylül beni görünce yanıma geldi. "Songül neoldu?" Kader Eylül'e "Babasının yanına gitmiş. Babası kesin üzdü." 

                                                                             ERTESİ GÜN

Eylül, Kader, Meral ve ben okula doğru yürüyorduk. Serkan yanımıza gelip, "Eylül iyi misin?" Kader beni çekiştirip kulağıma fısıldayarak "Anlaşıldı, bunları yalnız bırakalım." dedi. Bizde okul yoluna doğru ilerledik. Güney gelince Meral Güney'in yanına geldi. Meral'i yalnız bırakıp sınıfa girdik. Defne bizi görünce "Geldi ezikler." dedi. Ben sinirlenerek "Siz bence kız kavgası istiyorsunuz."  Cemre gülerek "Biz varoş değiliz." Kader iyice sinirlenerek, "Siz istediniz." dedi. Hemen Cemre'nin saçını çekti. Bende Defne'nin saçını çektim. İkisi aynı anda "Napıyorsunuz? Sizi müdüre şikayet edeceğim." Eylül Defne ve Cemre'ye yaklaşarak, "Üzerinizden rezillik akıyor. Vicdansızlar." dedi. Hızlı bir şekilde sınıftan ayrıldı. Okul çıkışı Meral bana doğru geldi. "Songülcüğüm en iyi kankam." Kesin bir işler çevirdiği belliydi. "Yine ne işler çeviriyorsun?" Meral gülümseyerek Güney'e işaret etti. "Bu akşam beraber olacağız." Şaşkın bir vaziyette "Kiminle" dedim. Meral pis pis gülerek "Güney,sen,ben." Meral'i dürterek "Saçmalama kızım." Meral yüzünü asarak "Ben çoktan ayarladım. Mecbur sende geleceksin." Sinirlenerek "Kızım olmaz. Sende gitmiceksin, bende." Meral gülerek "Malesef. Sende bende gidiyoruz."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 21, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SonGün (Songül Güney)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin