22. Bölüm

131 22 1
                                    

Yeni bölümle karşınızdayım. Bu arada iki yeni kitaba başladım. Onlara da bir göz atarsanız sevinirim.
KEYİFLİ OKUMALAR!

Bahadır'ın doğum gününün ardından düşüncelerim tamamen değişmişti. Mesela onunla sevgili olmasak, yalnızca arkadaş olsak da olur diye düşünen ben, artık böyle düşünmüyordum. Doğum gününde bana kendini "Bahadır'ın arkadaşı" diye tanıtan kızlar Bahadır'a başka gözle bakıyorlardı. Bunu anlayabiliyordum çünkü çok belli ediyorlardı. Acaba Bahadır bunu anlayamıyor muydu? Ya da anlıyordu ve bu hoşuna mı gidiyordu? Aynı zamanda beni başkasına tanıtırken, "arkadaşım" demesi de hoşuma gitmiyordu. Onun benim kalbimdeki yeri bu kadar büyükken, yalnızca arkadaşı olmak çok... çok kötü bir histi be!

Bir ara karşısına çıkıp "seni seviyorum be!" demeye karar vermiştim ama Irmak bana engel olmuştu. Ona göre bu dediğimi yapması gereken kişi Bahadır'mış, ben değil... Daha iki gün öncesine kadar ben de böyle düşünüyordum ama dediğim gibi, düşüncelerim çok değişmişti. Bazen aklıma saçma saçma fikirler geliyordu. "Anneme damat lazımmış,sen olur musun" demek ve ya ileride evlendiğimizde üç tane çocuk yapıp isimlerini Can,Su ve Cansu koymak gibi... Cansu dediğinde hepsi birden geliyor falan... Evet bunu internette okumuştum. Bu saçma düşüncelerimi Irmak'a söylediğimde "aşk bu kızda kafa yaptı" deyip Nutella'yı elime tutuşturuyordu.

-"Hani sen Batıkan'dan sonra bir erkeğe kolay kolay güvenemezdin?" dedi bu sefer.

-"Sahi, onunla ilk ayrıldığımızda böyle demiştim değil mi? Bilmiyorum, aslında elimde ona güvenmem için bir kanıt yok. Ama yine de ona güvenmekle en doğru şeyi yaptığımı hissediyorum. Aşk böyle bir şey galiba" dedim. İyice edebiyata bağladım anlayacağınız.

-"Ya o seni hiç sevmiyorsa ve hiç sevmeyecekse? O zaman ne yapacaksın? Bu kadar kolay bağlanma" dedi o da.

-"Kızım sen felaket tellalı mısın? Sevecek işte, se-ve-cek!"

-"Ya bak, felaket tellalı olmak değil de... Nasıl desem... Aslında ben de onun seni sevdiğine inanıyorum ama hadi oldu da seni sevmedi. O zaman kahrolmanı ve üzülmeni istemiyorum"

-"Ya yerim seni. Yanımda sen varken üzüntümü de unuturum ben" dedim ve birbirimize kocaman sarıldık.

Irmakların evinde takılmaya devam ederken telefonum çaldı, arayan Bahadır'dı.

-"Efendim Bahadır?" dedim.

-"Seda biz bizimkiler, yani Metelerle falan bir yerde toplanıp yemek falan yiyeceğiz de, sen de gelir misin? Buket'le Ebru seni de yanımızda istediler" deyince yüzüm düştü.

-"He sen istemiyorsun yani, onlar istiyor sadece"

-"Ne alakası var? Ben de istiyorum" dedi sesini incelterek. Evet evet, Bahadır sesini inceltti. Kendimi gülmemek için zor tutuyordum.

-"Tamam gelirim ben sizinle. Adres?"

-"Ben seni alırım"

-"Gerek yok ben gelirim sen adresi ver"

-"Ya ben seni alırım diyorum"

-"Ama ben evde değilim ki"

-"Neredesin?"

-"Arkadaşımdayım"

-"Bizim eve çok uzakta mısın? Seni oradan da alabilirim. Beraber gidelim, milleti beklemekten sıkılıyorum ben. Yol üstü herkesi bile alabilirim o derece" dedi ve güldüm.

-"Tamam ben bizim apartmanın önüne gelirim sonra beraber gideriz"

-"Tamam, hadi görüşürüz"

KOMŞUNUN ÇOCUĞUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin