"Gece dur! Sana diyorum dursana! Nereye gidiyoruz? "
diye bir taraftan bağırırken diğer taraftansa kolumu Geceden kurtarmaya çalışıyordum ama kolumu o kadar sıkı tutmuştu ki bunu yapmam imkânsızdı. Gecenin beni nereye götürdüğünü hiç bilmeden sadece onu takip ediyordum. Her ne kadar defalarca nereye gittiğimizi sorsam da sadece kolumu çekiştirmeye devam ediyordu. Parkta yaptığımız konuşmadan bu yana onu çok az görmüştüm. Bazı günler markete geliyor ve beni eve bırakıyordu ama hepsi bu kadardı. O günden sonra aklım o kadar karışıktı ki ona rüyalarımı anlatmakta kararsız kalmıştım. O da bunu anlamış olacak ki bana bu konuda hiç soru sormuyordu. Onu gerçekten anlayamıyordum. Çevreme bakındığımda buranın kulübeye giden yol olduğunu fark ettim ve bu sefer sorumu değiştirerek sormaya karar verdim.
"Beni neden oraya götürüyorsun?"
Bir anlığına bana döndü ve ciddi bir şekilde
"Sadece sus ve beni izle İpek."
dedi. Daha sonra o önüne dönerek yürümeye devam ederken ben de onu takip ediyordum ama bunu yaparken sessiz kalmamıştım.
"Bir daha oraya gitmemem konusunda beni uyardığını hatırlıyorum. Yoksa yanılıyor muyum?"
Bunu derken gözlerim kolumu tutan kolundan ensesine kaymıştı. Ensesine dökülen saçları o kadar yumuşak duruyordu ki onlara dokunmak istiyordum. Bana dönmesini bekledim ama dönmedi.
Sadece yürümeye devam etti. Onun bu tepkisi üzerine ister istemez oflamıştım. Ayaklarıma bakarak yürürken birden önümde durduğunu fark edemediğim Geceye çarpmıştım ve burnum anında zonklamaya başlamıştı. Gece bana dönüp ve"Canın acıdı mı?"
diye sorduğunda başımı olumsuzca salladım. Çok yakın olduğumuz için onunla konuşurken başımı kaldırmak zorunda kalıyordum ve bu rahatsız ediciydi. Gece sanki beni anlamış gibi bir iki adım benden uzaklaştı ve eliyle omzuma dökülen saçlarımı okşayıp
"Üzgünüm İpek ama şimdi göreceklerin canını daha çok acıtacak. "
dedi. Ne demek istediğini anlamadığım için sadece ona boş boş bakmaya devam ettim. Eliyle bir yeri gösterdiğinde gözlerim oraya kaydı. Kulübeden biraz uzakta ağaçların arkasında duruyorduk. Kulübe tam karşımızdaydı ve o... o orada duruyordu ama yalnız değildi. Karşısında rüyamda onu tartışırken gördüğüm takım elbiseli adam duruyordu. Orta yaşlarındaki adam parmağını ona doğrultarak bir şeyler söylerken onun sinirlendiğini yumruk yaptığı ellerinden anlamıştım. Gece her ne kadar bana engel olmaya çalışsa da onlara yaklaşmaya başladım. Yeteri kadar yaklaştığımı düşündüğümde durdum. Artık onları daha iyi duyabiliyordum. Takım elbisesi adam beni göstererek
"Eğer ona zarar gelmesini istemiyorsan benim için çalışırsın!"
diye bağırdığında hayretle açılan gözlerim çimen yeşillikleriyle birleşti. Gözleri sinirden giderek koyulaşmıştı. Bana bakmayı kesip karşısındaki adama dönerek sıktığı elini karşısındaki adamın yüzüne geçirdi. Tanımadığım adam beklemediğinden olsa gerek onun bu tepkisi karşısında şaşırırken beni şaşırtan şey onun şu sözleri olmuştu:
"Buna asla izin vermeyeceğim baba!"
Ne yani takım elbiseli adam onun babası mıydı? Peki ama neden onu benimle tehdit ediyordu?
"Benim yanımda çalışmazsan..."
demişti. Aklım daha fazla karışırken takım elbiseli adamın
"Göreceğiz evlat."
diyerek uzaklaşmasını izlemiştim. O ise takım elbiseli adam gittikten sonra hızlıca yanıma geldi ve karşımda durarak
"Seni benden uzak durman için uyarmıştım!"
diye bağırdı. Onun bu davranışı üzerine korkarak bir adım geriledim ve açıklama yapmak üzere söze başladım ama o sadece
"Ben..."
dediğimde sözümü kesmiş ve bana bağırmaya devam etmişti.
"Yaptığını beğendin mi? Ya sana zarar vermeye kalkarsa? Söyler misin o zaman ne olacak? Seni nasıl koruyacağım? Bir daha söylüyorum benden uzak dur! Anladın mı beni? Bir daha sakın beni arama!"
O hızlıca yanımdan uzaklaşırken ben sadece onu izlemiştim. Artık bütün umudumun kaybolduğunu hissediyordum. Ağzıma gelen tuzlu su tadı ise ağladığımın habercisiydi...
* * * * *
Çatala batırdığım peyniri ağzıma götürürken bir taraftan da gördüğüm rüyayı düşünüyordum. Acaba rüyamı Geceye anlatmalı mıydım? Arada sırada Geceye bakıp durmam sanırım onun bir şeyleri anlamasına neden olmuştu. Uzun zaman sonra evime gelmiş ve benimle kahvaltı etmek istediğini söylemişti. İzin gününde olduğum için onu geri çevirmek gibi bir ihtimalim yoktu. Bu yüzden ben de onu içeri davet ettim. Gece bana bakarak çayından bir yudum aldı ve
"Bana anlatmak istediğin bir şey mi var? "
diye sordu. İlk başta anlatmamam gerektiğini düşünsem de sonra Geceye güvenmem gerektiğini düşünmeye başladım. Bir iki dakika sessiz kalmıştım ama o buna rağmen hiçbir şey söylememiş ve beni beklemişti.
"Rüyalarımda bir adam görüyorum."
dedim hızlıca, elimdeki çatalı bırakıp. Şaşırdığı açılan gözlerinden belli oluyordu. Her şey hakkında bir bilgisi olan Gece sanırım bu adamın kim olduğunu bilmiyordu.
"Bu adam... bu adam onun babası."
diye ekleyerek olaya bir açıklık getirmek istedim. Gecenin yüzü beyazlamış ve elleri hafifçe titremeye başlamıştı. Bunu fark etmemi istemiyormuş gibi ellerini birbirine birleştirdi ve gülümseyerek
"Peki başka bir şey hatırlıyor musun? O adam sana bir şey dedi mi?"
diye sordu. Her ne kadar buna engel olmaya çalışsa da sesinden ne kadar gergin olduğunu anlayabiliyordum. Hayır anlamında başımı salladığım zaman nefesini rahatlamış bir şekilde dışarı bıraktı. Bu hareketi ondan şüphelenmeme neden olmuştu ama bu şüphemi ona yansıtmamalıydım. Ondan gerçeği saklamaya karar verip şöyle ekledim.
"Sadece o adamın onun babası olduğunu duydum hepsi bu. Başka bir şey olmadı..."
"Anlıyorum... Eğer bir şey olursa yani onun hakkında bir şey görürsen lütfen bana anlatmayı unutma İpek. "
dediğinde olumlu anlamda başımı salladım ama bunu yapmayacaktım. Tabii güvenimi geri kazanmayacağı taktirde...
Bir bölümün daha sonuna geldik. Yavaş yavaş gerçekler gün yüzüne çıkıyor. Umarım sıkılmıyorsunuzdur. Hikaye hakkında aklınızda oluşan soruları bana iletirseniz çok mutlu olurum. Yavaş yavaş sona yaklaşıyoruz ve ben bitirmeden önce aklınızdaki tüm soruların bir yanıt bulmasını istiyorum. Yeni bölümde görüşmek üzere. Kendinize iyi bakın :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüyanın Esareti
Short StoryRuhum başka bir ruha ihtiyaç duyduğunda o geldi yanıma . Sarıp sarmaladı beni , her zaman korudu . Ve şimdi ...şimdi onu bulma zamanı .... Rüyalarının esiri olmuş bir genç kızın arayış hikayesi ... BU KONUDA VE İSİMDE YAZILMIŞ İLK HİKAYEDİR VE HAKL...