9.Bölüm ~Ayrılık~

6.8K 376 39
                                    

Bölüm Şarkısı : Göksel - Acıyor ❤

"Galiba bu yüzden,özgürlük denince,aklıma hep insanın istediği kadar ağlaması geliyordu."
(Hakan Günday)

9.Bölüm

Lavabodan çıkıp masaya döner dönmez Birkan'a 'kalkalım' sinyalleri gönderiyordum. İkimizin de tadı yoktu,bir an önce ayrılsak iyi olacaktı.
Nasıl vedalaşmıştık,Hale kulağıma ne söylemişti bilmiyordum. Aklım başka yerlerdeydi. Dakikalar sonra yaşanacaklar bir yana,Teoman neden o kadar üstelemişti merak ediyordum. Bu kadar önemli ne olabilirdi?
Hayır bunu düşünmemeliydim! Düşündükçe yarın oraya gitmek için sebepler üretecektim,emindim. Ama bir kez daha ona yenilip kalbimin tuzla buz olmasına dayanamazdım.

Araba yolculuğu hiç olmadığı kadar hızlı geçmişti. Şehrin merkezine yakın otellerden birine gelmiştik. Ben lobide beklerken,Birkan'ın işlem yaptırdığını görünce anladım. Tabi ki daha önceden yer ayırtmamıştı! Sadece annemi şüphelendirmemek için söylemişti onları.
Sessizce asansöre ilerlerken kulağıma bazı sesler çalınıyordu.
"Onunla baş başa... O otele gitmeyeceksin... Gidemezsin."
Saçma tavrı çok sinir bozucuydu. Birkan'dan bir çocuğum olduğunu bildiği halde bu cümleyi sarfediyordu.
Başımı iki yana sallayıp kendimi toparlamak için uğraştım.
Odadan içeri girdiğimizde ayakkabılarımı gelişi güzel fırlattım. Fazla ağırtmışlardı.
Pencerenin önündeki koltuğa oturduğumda gözlerim Birkan'ı buldu. Bir şeyler söylemek istiyor da söyleyemiyor gibiydi. Ani bir hamleyle odanın içindeki kapıdan banyoya girdi.
Bunu fırsat bilerek kulağımdaki küpeleri çıkarıp çantama atmıştım. Her şey çok geliyordu sanki. Maddi değeri yüksek olan her bir obje,ruhuma ağırlık katıyordu. Daha minimalist yaşamalıydım sanırım.
Saçlarımdaki birkaç tokayı çözerken Birkan banyodan çıkmıştı. Hayat tarzımı sorgulamayı sonraya bırakmalıydım,şuan daha önemli şeyler vardı.

" Bir sebebi olmalı... Neden o olduğunu söylemedin?"
Birkan'ın sorusuna cevap vermeyi biraz geciktirdim. Çünkü net bir cevabım yoktu.
O ise ısrar etmekte kararlıydı.

" Aylarca konuşacağım,görüşeceğim,iş yapacağım adam... Dinmeyen gözyaşlarının,kabuk bağlamayan yaralarının sebebi... Yıllardır içten içe saydırıyordum adını bile bilmediğim adama. Sırf sen üzülüyorsun diye..."
Odadaki kocaman yatağın ucuna oturdu. Ellerini alnına götürüp kendini düşünmek için zorluyordu. Aradığı çıkmazı biliyordum. Ama bulması kolay olmayacaktı. Çünkü ben bile,içinde olduğum bu çıkmaza hangi yollardan geldiğimi hatırlamıyordum. Bazı duyguların sarhoşuyken,çoğunu bilinçsizce yaptığım hareketler sonucu böyle bir durumdaydım. Yine olsa yine yapardım belki. Çünkü mutlu olduğum anlar azımsanmayacak kadar çok ve değerliydi.

" Hayır,anlamıyorum... Her şeyi anlattın bana. Adını sanını da söyleseydin... En basitinden bu projeye hiç bulaşmazdım bile."

Susmamın bir işe yaramayacağının farkındaydım.
" Birkan,bu... Bak herkesten önce sana anlattım her şeyi. Annem,hatta Gamze bile bilmiyor Güneş'in biyolojik olarak onun kızı olduğunu..." Doğru kelimeleri seçip seçmediğimi sorgulamak için yüzüne baktım. Fakat net olarak herhangi bir ifade yakalayamayınca umutsuzca pencereden bakmaya devam ettim.

Sahi nasıl saklamıştım onlardan? Hadi,annem Teoman'dan nefret ediyordu. Ama Gamze'ye niye söylemedim zamanında... Duyunca bana nasıl da kırılacaktır... Haklı olarak.

" Ama... Bilmiyorum,sanki o kişinin kim olduğunu bilirsen ömür boyu aramızda o isim engel olur diye düşündüm sanırım... Ben mutlu olmak istiyordum."

" O kişi hep vardı Zümra! Hem de bütünüyle!" Daha fazla dayanamamış olacak ki bir hışımla ayağa kalktı. Sesi hiç olmadığı kadar gür çıkıyordu. Ürpermiştim. Oturduğum koltuğun karşısına gelince gözlerine baktım. Kırgındı işte.

Mevsimlerden Sonbahar(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin