Durakta bekliyo gene,ona defalarca bekleme dememe rağman.
Ben tükendim ona bekleme demekten,ama tükenmedi beklemekten.Anlamıyorum bi insan defalarca reddedilmesine rağmen,ben seni beklerim demesi.Bana göre değil aşık çiftler,cıvık ilişkiler,aşk acısı felan.
Peki herneyse bu defa ne diyip eve sağ salim gidicem acaba.
Yavaş adımlarla durağa doğru ilerledim,beni fark etti,hızlı adımlarla yanıma geldi.
"Bu gün nasılsın güzellik."
"Sanane!"
"Ama böyle olmazki"
Sustum.
"Pekii"
"Ya sen hiç bıkmazmısın?"
"İşin ucunda sen varsan,neden bıkayım."
"Barış,bırak artık.Bekleme beni.
Belkide hiç sevmiyeceğim seni,ama sen inatla beklemeye devam ediyisun Bekleme Artık".
"Sus,deme öyle ben seni ayrı bi güzel sevdim dile kolay 2 sene,hem ben seni nasıl seviyorum bilemezsin".
"Umrumda değil nasıl seversen sev".
"Rapunzelim diye sevdim ben seni be".
"Evet,kısa saçlı rapunzel sende haklısın."
"Güldün"
"Evet -,-"
"Peki"
"Gitmem gerek"
Sustu sadece gözlerime bakmakla yetindi.
Uzaklaştım,bu gün yürüyerek gidicektim eve.
Bi sigara yaktım,kulaklığı'da taktım kulağıma.Oh keyfime diyecek yoktu.
Şimdi eve gidince Dide "Nerdeydin?Kimleydin?Neden geç kaldın?Otobüslemi geldin?" Ayh herzamki gibi. Herşey biter Dede'de soru bitmez be.
Herneyse eve gittim,Dide başladı sorgu suale,anlattım bende oda dinledi.
"Akşam dışarımı çıksak napsak ya?"dedi Dide.
"Gecenin bi vakti abazalarla uğraştırma beni".
"Uf,pekii."
Akşam oldu İstanbul'un sokakları ayrı bi güzel,ışıl ışıl olur akşamları.
Terasta oturuyodum,telefon bildirim sesiyle irkindim.Özel numaradan bi mesaj geldi.
"İyi geceler kısa saçlı rapunzelim,bak terasta üşürsün geç içeri yada illede oturcam diyosan pandiflerini giy,üzerinde kalın bi hırka felan giy üşütme be kıyamam sana ben"
Nerden buldu bu numaramı anlamıyo heralde bu çocuk be -Güldüm- .1 yıl öncesi geldi aklıma Arda diye bi çocuğa aşık olmuştum.
Bi gülüşü vardı,insanı kendinden alan.
Ama o Dideyi seviyodu,onun için uttum onu.
Zaten sonra bidaha hiç aşık olmadım,olamadım.Herneyse saat 12 olmuş gidip zıbarıyım bari.
"Dide sende bırak şu telefonu git sende sıbar yat beynini yiyon şu telefonla".
"Kanka Arda tweet atmış".
"Umrumdaydı sanki şerefsiz sırık".
"Uff herneyse dur ne yazıyo okuyım, 'Ah keşke bilseydim değerini,belki bakıyo olurdum şimdi ela gözlerine' ulan bu nasıl bi tweet'tir be senin felsefen tüküriyim lan".
"Onun yazdığı şeye sıçıyım".
Uf neyse iyiki vazgeçmişim,ben uyumaya gidiyorum....Ulan yinemi okul be.Sabah sabah kalkıp okula gitmek te neymiş?
Hayır,yani biz 3 ay uykuyu ayılara nasıl kalptırdık anlamıyotum abi ya.Didenin sesleri alrma bedeldi zaten
"Melikeee,uyansana lan. Bak geç kalcaksın."
"Bağırma geliyirum be dur bi.Sabah sabah."
....
"Al geldim".
"Otur masaya,kahvaltını yap ben çıkıyorum biliyisun bizim patron bozuntusunu".
"Tamam sen çık bende tıkınır giderim".
"Bak kapıyı iki defa kilitle sonra neler olcağını biliyosun."
"La tamam sen yürü git".
"Tamam be.Hadi öptüm görüşürüz"...
Dide okulu yeni bitirdi,o benim canım aramızdaki yaş farkını hiç önemsemeyiz biz.
İkimizde anne babası yok.Onunkiler Dide 3 yaşındayken trafik kazasında vefat etmişler.Benimkiler ise Annem doğumda vefat etmiş babam da bana bakamadığı için beni çocuk yetiştirme yurdunun önüne bırakıp gitmiş.
Hikayeler farklı ama yaşantılar aynı hemen hemen.