20.Bölüm:''Güç''

6.9K 542 49
                                    

Arkadaşlar, rica ediyorum 'Yeni bölüm ne zaman?' tarzı sorular sormayın. En uygun zamanda zaten yazıyorum. Sınav sonucum benim için aşırı kötü ve bu yüzden buralara giremiyorum. Girdiğim zamanda ilk işim yazmak oluyor zaten, merak etmeyin bilinçli olarak sizi bekletmiyorum.

Bir sonraki bölümde Hades dönecek, hepinize iyi okumalar. Yeni hesabımdaki hikâyelere de bakarsanız, sevinirim. standros2 ^^


❄️


Ares, toparlanmama fırsat vermeden üst üste darbelerini uygularken nefesimin kesildiğini hissettim. Savunma dürtüm, sonunda ortaya çıkmıştı. Çıkışı, yakıcı bir etki eşliğinde olmuştu. Kanım kaynıyor, boğazıma doğru acı bir sıvı tırmanıyordu. İçimde gezinen binlerce gücün varlığını hissettim. Hepsi bağımsızlıklarını ilan etmişlerdi. Ares, kalkmama fırsat vermeyip karnıma doğru sağlam bir tekme daha savurdu. Acı içinde inledim, ağzıma kan tadı yayılmıştı.

"Ayağa kalk!"diye bağırdı. Kırılmış kaburgalarım, parçalanmış yüzüm ve hasarlı iç organlarımla nasıl ayağa kalkacağımı merak ediyordum.

"Lanet olsun, gücün yok mu? Kalk ve kullan!"dedi, bariton bir sesle.

"Gücüm olsaydı, ilk işim seni öldürmek olurdu."dedim ağzımda ki kanı, yere tükürerek.

Evet, doğruydu. Bir güce sahip değildim, tek özelliğim sonsuz yaşam ve iyileşme gücüydü. Bununla gurur duymuyordum ama olan buydu. Kendimi kandırmanın bir gereği yoktu.

"Bir güce sahip olmak zorundasın. Ölmek istemiyorsan, içinde ki gücü ortaya çıkartmayı dene. Çünkü birazdan teninde gezinen yumruklarım değil bıçaklar olacak."dedi ve ortadan kayboldu.

"Gücümün olmadığını söylüyorum!"diye bağırdım fakat ağzımda ki kan yüzünden sesim yeterince gür çıkmadı. Yattığım yerden doğrulmaya çalıştığımda her yerime acı saplandı. Sanki etrafıma cam parçacıkları dizilmişti ve her hareketimde tenime saplanıyordu.

Ares, gidişinin üzerinden daha bir dakika geçmeden bıçaklarla birlikte döndü. Gözlerim, sonuna kadar irileşirken geriye çekilmeyi denedim fakat başaramadım. Kahrolası iyileşme özelliğinin etkinleşmesi için birkaç dakika gerekiyordu. Ares gülümsedi ve gözleri hafif bir şekilde kısıldı. "İşte şimdi en sevdiğim oyunu oynama zamanı."dedi ve bıçaklardan birini, ayak bileğime sürttü. İçimde sağ kalan son duyguyu kullandım ve güçlükle ayağımı kaldırıp, Ares'in suratına tekme yapıştırdım. Dudağından aşağıya kanlar süzülürken, tahrik olmuş gibi gülümsedi.

"İşte bu! Savun, bana karşı koy."dedi, bağırarak. Kahretsin, Jamie'den kaçmaya çalışırken çok daha kötüsüne denk gelmiştim. Kemiklerimden yükselen kırılma seslerini umursamadan sırtımı duvara yaslayacak kadar geriledim. Kendi kanımın içinde boğulmak üzereydim. Zeus ve Demeter'in kızı olmamın hiçbir avantajı yoktu. En azından kendimi savunacak kadar şimşek kullanabilmeliydim, haksızlıktı bu. Ares'in katran siyahı gözlerinin içine kendi ölümümü görecek kadar uzun baktım. Ardından tam kalbimin üzerine saplanan bıçakla acı dolu bir şekilde haykırdım. Tenim parçalanıyordu, vücudumdan ayrılan her milim kanı hissedebiliyordum. ''Kendini savun!''diye bağırdı yeniden, içimden ona orta parmak çekmek geçti fakat sadece birkaç saniye daha ayık kalacak kadar enerjim kalmıştı. Gözlerime siyah bir perde indi ve sesler sadece uğultudan ibaret olmaya başladı. Bedenimi hissedemiyordum, zihnim durmadan dalgalanıyordu.

Göz kapaklarımda ki evrende, onun yansımasını gördüm. Buzdan gözlerinin sınırlarında cehennemin ateşi titreşiyordu. Mümkünmüş gibi kemiklerim birer kez daha kırıldı, ona ihtiyacım vardı. Bunun dayak yememle kesinlikle bir ilgisi yoktu. Sadece, onun yanındayken tamamlanmış hissediyordum. Şu an acıdan çok yarım kalmışlığım canımı sıkıyordu. ''Kendini toparlamalısın, odaklan.''dedi, Hades.

Buzdan CehennemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin