Mert'den
Kütüphanede işimi bitirdikten hemen sonra arkama bile bakmadan okuldan hızlı adımlarla çıktım. Çok önemli işlerim vardı sonuçta. Ne de olsa bugün 25 Şubat'dı ve bizim Buseyle birinci yılımızdı. Az koşturtmamıştı beni sevdiği halde peşinden. 14 Şubat'da açılmıştım on bir gün düşünmüşdü lan. Düşünme aşamasında her gün kararını verdin mi diye sorduğumda düşünüyorum daha deyip beni deli ediyordu. Ama neyse ki sonuç muhteşemdi... Evlenme teklifi etsem bir ay düşünürdü heralde. Yeter ki kabul etsin de isterse iki ay düşünsün. Fazlasına da dayanamazdım valla bu bile çok uzun bi süre. Kaçırır bi nikah kıydırıverirdim valla. Buseyle evlendiğimizi düşününce yürüdüğüm yolda hafifçe gülümsedim. Çocuğumuz olsa annesi gibi güzel, babası gibi yakışıklı,bizim gibi de renkli gözlü olurdu. Ah ne güzel! Buse ile benim çocuğum! Buse ile evlenmek! Bunu icraata geçirmeliydim. Buseyi bırakmaya hiç niyetim yoktu. Onu deli gibi seviyordum...
Evinin önüne geldiğimde Buse'yi aradım. Hemen açmıştı.
"Ben geldim." dedim mutlu sesimle.
"Mert" diye üzgün sesiyle konuşmaya başladığında kalbime şimdiden bi yumru oturmuştu. Onun sesini böyle duymak... Ah sikeyim çok kötüydü...
"Efendim güzelim?" yutkunarak cevap vermesini bekledim.
"B-Ben g- gele-miyorum." Kalbimdeki yumru kendini tekrardan belirtircesine baskısını arttırmıştı. Nasıl gelemiyordu lan?
Ağladığını duyduğumda "Ağlama." sesimin sert çıktığına emindim.
Telefonun diğer tarafındaki ağlaması şiddetlendiğinde "Lanet olsun ağlama! Beni kötü ediyorsun!" diye bağırmıştım. Ağlamasını istemiyordum. O, bugün akşam yanımda olacaktı. Onun için... Bizim için yaptığım onca hazırlık boşa gitmemeliydi. Telefonu kapatıp ne yapacağımı düşünmeye başladım...Defne'den
Sorduğumuz soruyla afallayarak bize bakmıştı bi süre sonra da "saçmalamaz mısınız kızlar?" deyip önüne dönmüştü.
"Bize hiç öyle gelmedi valla."
"Ekin değil mi?" dedim kendimden emin bir şekilde. Kesinlikle Ekin'di.
"Bence de Ekin."
"Yeter! Kimseye aşık değilim sadece... Neyse."
"Sadece?" cevap bekler gibi sabırsız bu şekilde Selin'e baktım.
"Sadece neyse. İşte onu dedim." yüzümü buruşturdum iğrençti. Gökçe'ye baktığımda onun da benden kalır bi yanı yoktu.
"İğrenç" ses ikili çıktığında Gökçeyle aynı anda aynı şeyi söylediğimizi anladım.Selin'den hala bi tık yoktu. Bizi takmıyor bi yerlere dalıp gidiyordu. Şuan ders çalışmaya çalışsakta olmuyordu. Selin bu haldeyken olmuyordu. Dikkatimizi toplayamıyorduk. Sınava da az kalmıştı. Böyle olması hiç iyi değildi. Bir anda gözünden yaş düştüğünde elimi sırtına götürerek "iyi misin?" diye sordum. "Değilim. Canım yanıyor." Gökçe yatağının üzerindeki kitapları toplarken Selinle ilgileniyordum.
"Ne için? Selin sorun ne?" deyip göz yaşlarını sildim. O sırada Gökçe de yatağa oturup cevap beklerken hüzünle ona baktı.
"Ondan hoşlanıyorum galiba. Ve duygularımdan emin olamamak beni kötü ediyor."
"O kim?" Gökçe'ye bakıp onaylarcasına kafamı salladım. Güzel bi soruydu.
"Ekin... Onu görünce yüzümde aptal bir gülümseme meydana çıkıyor... Onu görünce kalbim atışlarını hızlandırıyor...Onun bana gülümsediğini görünce mutlu oluyorum...Onu başka kızların yanında gülerken mutlu bi şekilde görünce kıskanıp o kızları canlı canlı yakarak öldürmek istiyorum."
Vay be.
"Çok cani bi düşünce" dedim son cümlesini kastederek. Güldüm. "Sen aşıksın, sen aşıksıınn" diye söylenmeye başladım.
"Kesinlikle sen aşıksın." diyerek Gökçe bana katıldı.
Biz Gökçeyle yatakta ayağa kalkıp birbirimize belimizden sarılarak "Sen aşıksın dıdırr sen aşıksınnn" diye Selin'in başında bir o yana bir bu yana söylenip durduk. Bir süre sonra Selin gülmeye başlamıştı. Ha şöyle...Mert'den
Bizimkiler geldiğinde planımı anlatmaya başladım. Anlatmayı bitirdiğimde "Yani yengemi kaçıracak mıyız?" Tolgaya "aynen" diye cevap verdim. "Nasıl olcak o?" Miray'ın sorusuna cevap vermeden Miray'a ben bi soru sormak istiyordum. "Buse niye gelemedi biliyor musun?'
" Annesi bugün için izin vermemiş. Bugün olmaz falan filan. Buse ısrar edince annesi daha çok sinirlenmiş olay büyümüş." Buse'nin annesi Feray Teyze beni severdi. Buse ile olan ilişkimizi de biliyordu. Evet buluşmalarda çok zor izin koparırdık ama ilk defa bu kadar çok diretmişti anlaşılan. Niye izin vermedi ki? Of.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güven Bana #wattys2016
Подростковая литература"Sana güvenmediğimi ne zaman anlayacaksın?" sıkılmışlığımı artık sözlerime de yansıtmaya çalışıyordum. "Hiçbir zaman. Düşünsene ben seni deli gibi severken senin bana inanmadığın düşüncesi... Ah bu beni deli ediyor." inanmayın buna yine yalan söylüy...