İnsan en büyük darbeyi en güvendiklerinden alır aslında.Hiçbir şeyini anlatmaktan çekinmeyecegi insan gün gelir yolda yürüyen kişilerden uzak görünür gözüne.Bir hata mahveder tüm hayatını, hayatlarını.Ben de bu durumlardan birini yaşıyorum aslında.Su ana kadar aşk acısı çekmiş biri gibi göründüğüme eminim ama daha kötüsünü yaşadığıma yemin edebilirim.Babam annemi aldattı.Daha doğrusu aldatmış. Olay anında yanında yoktum.Ah ne diyorum ben. Sinir başıma vurup bütün hücreleri uçurmuş olmalı.Beynimi niye uçurmadı diye düşünmeden edemiyorum.Konudan konuya atlamamın nedenini sinirli olmama ve aglamama yorarken bir yandan da saydırıyordum.
"O çirkin sesinle aglaman midemin bulanmasına sebep oluyor."
Sanırım bu ses benden gelmedi.Kendi kendime hakaret edecek kadar aklımı kaçırmamıştım değil mi? O anki sinirle arkamı döndüm.Dönmemle gözlerini fal taşı gibi açmam bir oldu.Bu insan olamazdı değil mi?Dağınık saçları,üstüne yapisan-tabiki kasları gorunmuyor-siyah tişörtü ve siyah dar paça pantolonuyla adeta dünyanın 7 harikasindan biri olduğuna eminim.Mavinin bile hayran kalacağı o kahverengi gözlerini saymaya bile kalkışmıyorum.
"Midenin bulanması için bir kere aynaya bakmanın yeterli olacağını sanıyorum."
Çarpılma riskine karşı söylediğim şeylere kaşlarını kaldırdı ve yavaş adımlarla yanıma gelmeye başladı.
"Bu lafını aglamayarak söyleseydin belki alınabilirdim." dedikten sonra ayakkabılarını çıkarıp yanıma oturdu ve ayaklarını suya batırdı. Söylememiştim dimi size annemle babamın bagrışmalarını duymamak için o kadar yola rağmen kafami dinlemek için bu dereye geldigimi.Her neyse artık söylemiş bulundum.
"Bu ıssız yere 3 kişi tarafından tecavüze uğrayıp sonra da seni öldürmeleri için mi geldin?"
Fazla mi açık sözlüydü.
"Ben istemediğim halde yanıma biri geldiyse demek ki o kadar da ıssız değilmiş."
"Farkındaysan orada tecavuz etme gibi bir kısım geçti."
Sırıtıyordu.Normalde olsa bu lafindan sonra sırıtması itici gelmesi gerekiyordu ama aksine hayran bırakmıştı. Gerçekten muhtesemdi.Ama bunu onun bilmesine gerek yoktu.Normal bir tavırla cevap vermeye çalıştım.
"Buraya gelirken aklında bir kızı sinir etmek mi vardı?"
"Aslında öyleydi ama karşıma kız çıkmayınca bende seni gordum ve uğraşmak istedim."
Bana laf arasında kız olmadığımı söyledi. Sırıtarak hem de .Herhalde o normal zamanlarda altında sort üstünde de askılıyla geziyordu.
"Hemcinslerini pek taniyamiyorsun galiba."
Şimdi sırıtması sırası bendeydi.Kendisinin kız olduğunu ve kızları taniyamadigini söyledim. Bende kızım ve bana kız olmadığımı söyledi ya.Hemcinslerini bilmediği anlamına getirdim. Neyse anladınız siz.
"Bazıları sadece travesti gibi geliyor."
Sanırım laf sokamamistim.Oflayarak önüme döndüm.Hava da kararmaya başlamıştı.Gitmenin iyi bir fikir olduğunu düşünerek ayağa kalktım.Ben kalkınca yanımdaki yakısıklï,seksi,karizmatik çekici çocuk da -aman uyuz demek istedim- ayaga kalktı.
"Ne güzel sohbet ediyorduk."
Sözlerinde alay vardı. Ama insanı sınır etmeyen tatlı bir alay.
"Dedi az önce bana laf sokan çocuk."
Hem konusuyorduk-konusma sayılırsa- hem de yuruyorduk.10 dakikanın sonunda o durunca merakımdan ben de durdum.Farkettim ki arabasinin yanına gelmişiz.Ama buna araba demek hakaret olur.Benden bir ya da iki yas büyük olması gerek ki o zaman bile fazla bu araba.Porsche olum boru mu.
Ona baktığımda birden gözlerini bana çevirdi. Yuzundeki duyguyu anlayamıyordum.Donuktu.
"Nerede oturuyorsun?"
3-4 dakikalik sessizliği sorusuyla bozdu.Cevap versem mi vermesem mi diye düşüncelerimin ardından katil olmadığını düşünerek cevap verdim.
"Sahilin o taraflarda."
"Benim de yolumun üstü.Hadi gorusuruz."
Donuk yuzunun yerini sinsi bir sırıtıs aldı.Dalga mi geçiyordu?Kesinlikle evet.
"17 yaşındaki genç bir kızı bu saatte ıssız bir yerde tek başına mi birakacaksin?"
Sırıttı."Evime gelmek istiyorsan açıkça söyleyebilirsin."
"O kadar canima susamadim.Sadece beni evime bırakmanı istiyorum.Hem zaten yolunun da ustuymus.Bir şey kaybetmezsin yanı.Sevap kazanırsın ne güzel.Zaten...
" Tamam yeter ki sus.Atla arabaya bırakacağım.
O kadar kelimenin üstüne nefes nefese kalmıştım.Durdurmasaydi ne kadar devam ederdim gerçekten merak ediyorum.Daha fazla dışarıda beklemeyerek zafer siritisiyla arabaya-porsche-bindim.Arabayı birden calıstırınca ucacagimi falan düşündüm.
"Biraz daha yavaş suremez misin?Canımı seviyorum da."
Daha da hızlanmasıyla anında koltuğa tutundum.Bu çocuk bizi oldurmek mi istiyordu yoksa canını mı onemsemiyordu merak etmiyor değilim.Ben canını seven bir taraf olarak bu durumdan oldukça rahatsızım da.
"Bize de acımıyorsan arabaya acı be."
"Arabaya bir şey olacaksa kilometresi bu kadar olmazdı değil mi?"
Sanırım biraz göt olmuştum.Azıcık.
"Bu yaşta nasıl böyle araba aldılar sana?Taktik versene biraz."
Beni got etmesine mi güldü soruma mı bilmiyorum ama yine bir kendini beğenmişlikle cevap verdi.
"Bu tipe daha aşağısının gitmeyeceğini tahmin etmiş olmalılar."
"Bencede."
Onu dışımdan söylemiş olamam değil mi?Zaten Allah katına çıkmış olan egosu benim sayemde biraz(!) daha kabaracak.Ve ben de sadece bu arabanın fiyatı büyüklüğünde kızaracağım.
Sırıtarak "Biraz da diğer taraflarıma iltifat et." diyerek dalga geçti.
Evin yakınlarına gelmiştik ki daha fazla zamanı olmadı.
"Ben burada insem olur."
Arabayı birden durdurmasiyla öne doğru firladim.'Emniyet kemeri hayat kurtarir' lafının birebir ornegiydim su an.Lafı dah fazla uzatmamak için arabadan tam inecektim ki kolumdan tuttu.Afallasam da ona belli etmemeye çalışarak "Ne oldu?" diye sordum.
"İsminin ne olduğunu ogrenemdim."
O kadar konusmamiza rağmen ismimizi bile soylememistik.Açıkçası aklımın ucundan bile geçmemişti.Zor(!) sorusuna karşılık "Derin." diyerek cevap verdim.
"Hangi okuldasin?"
Bu sorusu saçma gelmişti işte.Hangi insan yeni tanıştığı kişiye adindan hemen sonra okulunu sorardı ki.Bu terste bir ıslık vardı ama olsundu.Fazla bekletmeyerek "Bu civarda kaç tane okul var ki?" dedim.Sanki biraz dudakları kıvrıldı.Tabii saniyesinde geri düz halini aldı.Belki de dakikalardır yüzüne bakmaktan öyle anlamış olabilirim diye düşünerek beynimi daha fazla yormadim.
O benimle az da olsa birkaç bilgi öğrenmişti ama ben onunla ilgili en uçak bilgi bile bilmiyordum.Adını bile.Sormaktan bir şey olmazdı değil mi?
"Ben senin hala ismini öğrenemedim."
Anında "Zamanla ogreneceksin." diye cevap koydu ortaya.Ne demek istediğini anlamamıstım.Ama merak etmiyor da degildim.Tesekkur ederek arabasından inip eve doğru yürümeye başladım.Hala dediği şeyi dusunuyordum.
Zamanla öğreneceksin.