'Sapık Katil'

174 20 18
                                    

Zeynep'ten:

Sabah esneye esneye yataktan çıkıp odamdaki lavaboya doğru ilerledim.

Elimi yüzümü yıkadım ama hala uykum açılmamıştı. Bu halde okul çekilmez ama yaaa.

Ayaklarımı sürüye sürüye aşağı kata indim ve birazcık koltukta kestiririm düşüncesi ile kendimi koltuğa bıraktım.

Bizim koltuk bu kadar sert miydi?

Bizim koltuğun ne zamandır saçları var?

Bizim koltuk ne zamandır konuşuyor?

"Öküz kardeşim üstümden iner misin?"

Yok bu bizim koltuk olamaz, olsa olsa canım abicim olur.

Beni üstünden ittiğinde sertçe yere yapışmıştım.

"Napıyon abi yaa, zaten nevrim dönmüş"

"Üstüme yattın be, benim mi kafam iyi senin mi belli değil."

"Senin kafan mı iyi? Benim zaten kafam her zaman iyi abi" dedim ve onun kafasındaki yastığı çekip kendi kafamın altına koydum.

"Geceden kalmasın yani?" dediğimde "Sanane be, yastığımı geri ver küçük sıçan" demişti ama yastığa kuala gibi yapışmıştım.

"Neden odanda yatmadın?"

"Çok soru soruyorsun, kalk hadi git üstünü giyin. Irmak'ı da kaldır"

"Irmak mı burada?" dedim kafamı son hızla yastıktan kaldırarak. Doruk bu hareketimi fırsat bilip yastığı benden çekip almıştı.

"Evet, dün ailesi ile tartıştı biraz. Babası evden kovmuş. Onu buraya getirdim" dediği anda yerimden ışık hızıyla kalkmıştım.

"Şunu daha önce söyleseydin keşke"

Koşar adım abimin odasına girdiğimde Irmak hala uyuyordu. Sessizce yanına ilerleyip onun yanına uzandım.

"Günaydın Clavel'im" dediğimde gözlerini sakince açmıştı.

"Sabah mı oldu?"

"Yok canım ne sabah olması, akşam oldu işte. Gün de yeni doğuyor ama sabah olmadı bak Valla akşam oldu"

"Zeynep kapa çeneni"

İkimiz bir süre sessizce birbirimize baktık.

"Kıyafetlerim evde kaldı"

"Ben gider alırım senin için" dedim ve yataktan kalktım. "Sen o zamana kadar Doruk'la kahvaltı filan hazırla."

Irmak'ın adeta gözlerinin içi gülmüştü. Doruk deyince nasıl da sırıttı köftehor.

Bende ışık hızında üstümü değiştirip evden ayrılmıştım.

Irmak'ın evi bizden çok uzakta değildi ama hızlı olmak için abimin arabasını çalmıştım, ehliyetim yoktu ama arabayı abimden bile iyi kullanıyordum.

18 olunca ilk işim ehliyet almak olacaktı.

Irmakların evine vardığımda hızla kapılarına ilerleyip zile basmıştım. Birkaç zil sesi ve kapı tıklatmasından sonra kapı açılmıştı.

"Zeynep kızım sen miydin?"

"Evet benim, Irmak'ın eşyalarını almaya gelmiştim" dedim ve direk içeri daldım. Ayakkabılarımı çıkarıp kenara yerleştirdiğimde Semra abla konuşmaya başlamıştı.

"Demek dün gece size geldi. Aradım ama cevap vermeyince size geldiğini anladım"

"Zaten başka kime gidebilir, bizden başka kimsesi yok. Ailesi bile yok sayılır" dediğimde Semra ablanın yüzü düşmüştü.

Yıldızları SayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin