1.BÖLÜM

109 15 11
                                    

   Bugün günlerden 15 Eylül. Yani Baekhyun'un doğum günü. Bunu Baekhyun hariç ailedeki herkes hatırlıyordu. Çünkü Baekhyun 4 yaşından beri 15 Eylül'ü doğum günü olarak değil ailesinin öldüğü gün olarak kodlamıştı kafasına. Bugün ona süpriz parti hazırlıyorlardı.
 
  Ah söylemeyi unuttum değil mi? Baekhyun evlat edindiği ailede kendisini fazlalık gördüğü için 1 yıldır 1 kafede çalışıyordu. Kıyafetlerini kendi alıyor,harçlık biriktiriyordu. Ve bugün kendisine bir şeyler almalıydı. Malum yarın okul vardı. Baekhyun kumbarasını açtı ve içindeki paraları aldı. Saat daha sabahın 5 iydi. Baekhyun uyuyamamıştı. Aklına sürekli ailesi geliyor gözleri doluyor ve sessizce ağlamaya başlıyordu.

  Daha fazla dayanamadı. Saat 5'te kalktı ve banyoya girdi. Evdeki herkes uyuduğu için kendi odasındaki banyoyu tercih etmişti. Kısa,sıcak ve ağlayarak geçen bir banyodan sonra duştan çıktı.
 
  Bugün siyah giyinecekti. Dolabını açtı dizleri yırtık siyah kotu,siyah sporcu atletini ve boyunlu siyah bir kazak aldı. Saçını kuruladıktan sonra kıyafetleri giydi. Siyah saatini taktı ve parfüm sıktı. Saçlarını da düzeltmeyi unutmadı. Cep telefonunu,anahtarını ve cüzdanını aldıktan sonra evden sessizce çıktı.
 
  Baekhyun bir çiçekçiye girdi ve 2 demet beyaz karanfil aldı. İşte oluyordu. Tekrar gözleri doluyordu mezarlığa giderken.

  Baekhyun'un ailesi çok düşünceliydi. Sürekli onun için para biriktirirlerdi. Ama Baekhyun bu paralarla onlara iki güzel mezar yapılmasını istemişti.

  Baekhyun göz yaşlarını sildikten sonra mezarların başına geldi. Çenesi titriyordu. Ağlamamak için zor tutuyordu kendini.

  Az ilerideki cenaze dışında mezarlık sessizdi. Ve Baekhyun sessizliği severdi.

  Baekhyun çiçeklerin bir demetini annesinin bir demetini babasının mezarının üstüne koydu ve 2 mezarın arasına dizlerinin üstüne çöktü. Cenazedeki birinin onu izlediğinden habersizdi. Ailesi ile konuşmaya başladı.
"Omma,appa ben geldim. Nasılsınız? Sizi çok özledim. Bir g-göreyim dedim"sesi titremeye başlamıştı. Ağlayacaktı. Bunu biliyordu.
 
  Bu arada cenazedeki yabancı sessiz adımlarla Baekhyun'un arkasındaki ağaca saklanmış onu dinliyordu.
  "O-on iki y-yıldır her g-geldiğimde s-söylüyorum a-ama... Ö-özür d-dilerim*hıgh*o g-gün o itfaiyeciyle karşı ç-çıkıp beni götürmesin i-izin vermeseydim *hıgh* "Baekhyun anne babasının toprağına sarılıp ağlamaya devam ediyordu.
   "L-lütfen beni af-*hıgh*affedin. B-belki orada s-sizinle birlikte k-kalsaydım ş-şu an birlikte olurduk, huh? "
  
  Arkasındaki yabancı içinde bir yerlerin koptuğunu hissediyordu. Gidip karşısında ağlayan çocuğa sarılmak ve "Geçti, ben yanındayım" demek istiyordu.
   "O-omma ,A-appa B-baekhyun'unuzu affeder m-misiniz?"
    Demek adı Baekhyun'du. Öğrenmişti sonunda. Karşısında vücudu sarsılarak ağlayan çocuğun adı Baekhyun'du.

"H-hepsi benim y-yüzümden. Eğer b-ben o i-itfayeciyle g-gitmeseydim*hıgh* 12 yıl boyunca ayrı k-kalmayacaktık."

   Baekhyun toprağın üstüne yatmış ağlıyordu. Bir yandan kendine olan sinirle yabani otları yoluyor ,bir yandan vücudu sallana sallana af dileyerek ağlıyordu.

   Ağacın arkasındaki genç dayanamadı ve saklandığı ağacın arkasından çıkarak Baekhyun'a doğru ilerlerdi. Baekhyun ayak seslerini duymuştu ama kafasını kaldırmadan ağlamaya devam etti. Genç Baekhyun'a yaklaştı ve yandan sarılarak Baek'in başını göğsüne yasladı.
   Baekhyun hemen ona kollarını doladı. Kim olduğunu bilmiyordu ama buna ihtiyacı vardı. Genç ise onu sakinleştirmek için "Geçti"diye fısıldayarak başına öpücükler konduruyordu. Baekhyun ise sadece "G-geçmeyecek *hıgh*"diyebilmişti.
    Bir süre aynı pozisyonda kaldılar ve Baekhyun ağlamaya devam etti. Yavaş yavaş kendini toparlıyordu. En son göz yaşlarını sildi ve gence dönerek"Teşekkür e-ederim."dedi. Gözleri kıpkırmızıydı.
   Genç ise" Önemli değil. Herkesin başına böyle şeyler gelebilir. Söylemesi kolay yapması zor biliyorum ama... Güçlü kalmaya çalış..." Onu dinlerken yüzünü görmek için kafasını kaldırması gerekiyordu çünkü yabancının boyu uzundu.(YN:yabancı deme lazım olur asdghnjgv)
 
  "S-sana teşekkür etmeliyim. Acaba telefon numaranı ve adını öğrenebilir miyim?"
  "Telefonunu ver." Baekhyun tereddütle cebindeki telefonu çıkartıp karşısında ki gence uzattı.

  Genç kendi telefonunu çaldırıp Baekhyun'u kaydettikten sonra telefonu Baekhyun'a uzattı. Baekhyun telefonu alıp cebine sıkıştırdıktan sonra gence elini uzattı.
 
   "Adım Byun Baek Hyun. Ya senin adın ne?"

   "Adım..... Park Chan Yeol. Tanıştığıma memnun oldum Byun Baek Hyun."dedi ve Baekhyun'un elini sıktı.

-------------------------------------------

Merhaba yine ben. Aslında birinci bölümü şimdi atmayacaktım. Ama sonra dedim ki şimdi atayım bari. Okusunlar. Eğer yazım hatalarım varsa affedin lütfen. İyi akşamlar ^^
 
  Bu arada bol bol yorum yapmayı ve beğen atmayı unutmayım lütfen...

CRUSHEDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin