BÖLÜM 17:DELTA

585 42 2
                                    

''Sakin ol Scott! Elimizden bir şey gelmez.Eğer gelseydi hala Diego,James ve ikiz kitsuneleri arıyor olmazdık..''

''Ne yapmamı bekliyorsun Stiles?Öylece oturup çaresizce bekleyeyim mi?''

''Hayır!Sadece oturup sakin kafayla düşünmemiz gereken şeyler var..''

Kira'nın da ortadan kayboluşuyla artık işler iyice çığırından çıkmıştı.Scott aklını yitirecek gibi oluyordu ama tüm bu endişelerine rağmen elinden bir şey gelmiyordu.Neyse ki artık yanında Deaton vardı ve o sürüye yol göstermek konusunda çok iyiydi.Apothekalar nedeniyle onlara tam anlamıyla yardım edemiyordu ama en azından ne yapmaları gerektiğini ve nasıl başa çıkmaları gerektiği konusunda desteğini onlardan esirgemiyordu.Üstelik bildikleri sadece Apothekalar ve kurbanlardan ibaret değildi.Beverly hakkında da son derece önemli şeyler biliyordu ve bunu Scott'la paylaşmanın zamanı çoktan gelmişti bile..

************************************

'' İyi misin B..?''

''İyiyim..'' dedi Beverly Liam'a gülümseyerek.Sonra hiddetli bir şekilde Derek'e döndü.

''Tanrı aşkına derdin ne senin! Biraz daha yavaş olamaz mısın? ''

''Sana en başında acımayacağımı söylemiştim.'' dedi Derek yüz ifadesini hiç bozmadan.

Yerden bir çırpıda kalkan Beverly tozlar içinde kalmış spor taytını silkeledikten sonra Derek'e döndü.

''Senden bana acımanı isteyen yok..Yalnızca biraz daha nazik davranabilirsin.''

''Tamam öyleyse..Liamm! '' dedi  bakışlarıyla Liam'ın  Beverly'nin karşısına geçmesini isteyerek.

''Nasıl? B-ben mi? ''

Derek onaylar biçimde kafasını salladığında Liam itiraza başlamıştı bile.

''Hayır ben ona bunu yapamam.''

''Sorun değil Liam.Üstesinden gelebilirim..'' dedi Beverly Liam'a güven veren sesle.

Liam bundan emin değildi ama yinede Beverly için sorun değilse onun içinde sorun olmamalıydı.

''Pekala..''

Sonrasında Liam, Beverly'ye doğru ilerlediğinde Beverly kendisini savunmak için uygun pozisyonu oluşturmuştu bile.Derek'e karşı biraz zorlanıyordu ama Liam'la baş etme konusunda bu işte yeni olmasına rağmen hiçte fena değildi.

Ne olduğunu bilmiyor olmasının ve işe yaramamazlığın verdiği sıkıntının üstesinden bu şekilde gelebileceğine inanıyordu Beverly.Ama Deaton'un gelmesiyle ve sürünün öğreneceği şeylerle aslında en büyük sorumluluğun kendisine ait olduğunu öğrenmesi çokta uzak bir zamandaymış gibi gözükmüyordu.

****************************************************

''Tamaam! Jamie'ye ben haber veririm.'' dedi Lydia bu duruma alıştığını gösteren ses tonuyla.

Scott ona memnun bir ifadeyle gülümseyerek başını onaylar biçimde salladı.

Durumdan bir anlam çıkaramadığını gösteren bakışlarını Scott'a diken Deaton'sa cevap bulmakta çok gecikmedi.

''Bu gece dolunay var ve her ihtimale karşı onu yanımızda bulundurmak istiyoruz.''

''Geçen dolunayı hiçte fena atlatmamıştı.'' dedi Stiles.

''Onun hakkında hiçbir fikir sahibi olmamanız sizi daha da endişelendiriyor öyle değil mi? '' diye sordu Deaton.

''Evet öyle..'' dedi Scott. ''Kontrolü kaybettiği zamanların dışında bize benzer hiçbir tarafı olduğunu düşünmüyorum ama sürünün bir parçası olduğuna eminim,bunu hissedebiliyorum.''

''Öyle zaten...'' dedi Deaton gülümseyerek.''Size benzer hiçbir tarafı yok.Ne sana,ne Liam'a ne Derek'e..Onda ne bir alfanın özellikleri  var ne bir betanın ne de bir omeganın.Hepinizden farklı ama aynı zamanda hepinizden biri gibi...''

Deaton'un söyledikleriyle Stiles'ın kafası karışmıştı.Bu konuda da bir şeyler biliyor olması onu hiç şaşırtmazdı.

''Ne demeye çalışıyorsun Deaton? '' diye sorusunu ona yöneltti.

Deaton derin bir nefes alarak bakışlarını Stiles ve Scott'a doğrulttu.

''Beverly'nin kontrolsüz dönüşümlerinde neden boynundaki Triskelenin parladığını yada o madalyonu Hale'lerin harabe evlerinden nasıl bulduğunu hiç düşündünüz mü?'' diye sordu.

İkisinden de cevap alamadığını aksine onların kendisinden cevap beklediğini görünce devam etti.

''Hiçbir şey tesadüf değildir çocuklar!Triskeleyi Beverly öylesine bir nedenden dolayı bulmadı.O madalyonla Beverly arasında bir bağ vardı ve tıpkı bir mıknatıs etkisi gibi madalyon Beverly'yi kendisine çekti.Aynı sizinle arasında olan bağ gibi...''

''Bir bağ var evet! Çünkü artık o sürünün bir parçası ama benim kafama takılan neden madalyonun parladığı? '' diye sordu Stiles.

''Hiç dikkatinizi çekti mi bilmiyorum...Sizce neden madalyonun alfa,beta yada omegaya ait olan kıvrımı değil de tam ortası parlıyor? ''

''Çünkü o ne bir alfa ne beta ne de omega..'' dedi Scott.

''Öyleyse madalyonun merkezindeki parçanın ne anlama geldiğini bulmalıyız ama içimden çok emin ve net konuşan bir ses diyor ki: 'Deaton bundan haberdar..' '' dedi Stiles.

Stiles'ın sözüne karşılık  dudaklarında belli belirsiz bir gülümseme oluşan Deaton daha fazla lafı dolandırmadan uzun zamandır aranan sorunun cevabını onlara verdi.

''Çok doğru Stiles..Beverly,Triskelenin merkezindeki parça!Beverly..Bir Delta! ''

Delta...Ne alfa ne beta ne omega.Hepsinden farklı ama hepsiyle bağlantılı,o bir Delta! 

Stiles ve Scott aldıkları cevabın şaşkınlığıyla birbirlerine bakıyorlardı.Delta onlar için yeni bir ifadeydi,yeni bir bilinmezlik..Neyse ki Deaton'un bilgeliğinden bu konuda da yararlanacak ve tüm ayrıntıları ondan öğreneceklerdi ama bildiklerini Beverly'le paylaştıklarında alacakları tepki yeni bir kaos ortamını beraberinde getirecekti.Ya da herkesi birden kaosa sürükleyecekti..





Triskelenin Merkezi : DeltaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin