Yok oluşun getirdiği aydınlığı yansıtıyorum kömür karası gözlere.
Yansıtıyorum bir devrin kapanış kıvılcım ışıklarını. Küçükte olsa aydinlaniyor kıvılvım ışığına fakir,loş dünyalar. Yokluğun acizliği doruklarına ulaşiyor bu dünyada.
Dünya demişken; bahsini sürdürdüğüm yok oluşun tek öznesidir o, belki de ben..
Öznenin kimliğini tartışacak vaktim yok bu kez, uzun uzun cümleler yok...
Tek bildiğim sey; kömür karası gözler içinde bir çift gözün tanıdık geldiği, gözlerinin.. Farklı dünya canlılarıyız biz. Adina insan tabirini kullanamadığım umut katilleri..
Ayrı dünyalarımız var şimdi, kıvılcım ışığının aydınlattığı aydınlık ve kıvılcıma sebep olan karanlık.. Kim olduğumuzun canı cehenneme.!
Ortada yok oluşun getirdiği girift bi duygusuzluk hakim..
Yok oluyor hersey, sebebi ya ben ya dünya..
Sonumuz meçhul.. Fare deliğinin 10 akçe olduğu bi kargaşa cereyan ediyor burada. "Hiç yoktan iyidir." derler.
Burada hiç bile yok, iyi olan ne söylermisin. Yokluk buyuk kavgalara sebep oluyor. Hiçi ariyor gözlerim..
Katilin kimliğini aratıyorum karanlık gözlerime. Tanıdıklara duyduğum yabancılık hissi... Tanıdık katilleri en tanıdık gözlerdir belkide..
Sonra yaşamış olmanın verdiği tiksintiyi hissediyorum. "Yaşamış olmak" bilmiyorum,bi farkli hisss..
Yaşadık mi biz gerçekten? Yaşatmadın ki tertemiz duyguları..
Duygusuz yaşamak yaşamaya dahil değil benim dünyamda. Benim dünyamin varliği bile yaşadiğima yalancı şahitlik ederken,hala yaşamdan bahsediliyor burada..!
Bu hiçlik bile yok olurken kıvılcımlar saçıyor dört bir yana..
Aydinlanıyor karanlık bir devrin kapaniş ışıklarıyla birlikte kimi dünyalar.. Yok olurken herseyin bilincine varmak ne fayda? Ne aciz bir duygu.. Gidiyorum bu dünyadan, belki dünya gidiyor, hepimiz gidiyoruz.. Farkı yok bunların aralarinda,hepsi ayni seyi atiyor ortaya; aydinlaniyor kıvılcım ışığına fakir loş dünyalar...( -/11/2015)