▶ Yokluğun Kıyısında 5 ◀

403 170 64
                                    

Bölüm şarkısı Me Myself And I (G-Eazy & Bebe Rexha)

Uçurumun kenarında, rüzgarın sert esen, bulutlanmış nefesini içime çekerken tenime nüfuz eden karıncalanma hissini es geçtim.

Kürek kemiklerimde hissettiğim baskıyla sendeleyip ayağımın kaymasına engel olamazken tutunacak bir dal aradım, tekrar hüsrana uğradım. Uçurumun, sonsuzluğu andıran dibinde gördüğüm tek şey boşluk olup ölümün bedenimi ele geçirmeden hemen önce çığlık atarken, sert rüzgarın ciğerlerime bıraktığı yanıcı his ile yine karanlık çöktü...

Gözlerimi araladığımda, damalı siyah beyaz zeminin üzerinde, bir köşede kıvrılmış sarı saçlı kız ve ayaklarımızı birbirine bağlayan uzun kırmızı bir kurdele dikkatimi çekti.

Düşmemin etkisiyle boylu boyunca uzanmamdan dolayı ensemde hissettiğim acıyla birlikte doğrulurken küçük kızın bitmek bilmeyen hıçkırıklarıyla yavaşça yaklaştım ona. Ürkütmeden saçlarını okşarken yüzünü yan yatırdı. Mavi gözlerinin altlarında ağlamanın nedeniyle oluşmuş küçük kırmızı halkalarda biriken gözyaşlarını minik elleriyle silerken hiçbir şey olmamış gibi bu sefer gözlerini benden ayırıp arkama baktı.

Sırtımda hissettiğim ürpertiyle titrememe engel olamazken küçük kızın gülümsemesi ile onun baktığı tarafa dönmemle beraber bu sefer gözlerinden yaşlar akan kişi ben oldum.

"Korkma çocuk... Ellerine bakmaya korktuğunu biliyorum. Korkma." Küçük kızın iç çekişleri sardı bu sefer karanlığı ve sonra aramızda ki bizi birbirine bağlayan kurdele çözülüp küçük kızı da kendine sararak kayboldu.

"Dün'ler sarılıyor gırtlağına biliyorum. Biliyorum ağlayamıyorsun bile bu yüzden. Tut ki ağlayabilsen bile ölürüm diye korkuyorsun. Hani korkmazdın ölümden sen?" Babamın yüzü bu sefer bana dönmüşken kollarımı bacaklarımın etrafına sarıp bir ileri bir geri sallanıyorum.

"Ne olacak bana? Ne olacak bana? Ne olacak bana?" defalarca sayıkladığım bu üç kelimeyle;

"Sorma çocuk... Aynaya bakmaya korktuğunu biliyorum. Korkma. Gelecek yırtıyor kulak zarını biliyorum. Biliyorum gülemiyorsun bile bu yüzden. Tut ki gülebilsen bile yaşarım diye korkuyorsun. Hani korkmazdın sen hayattan?"

Hıçkırıklarım ve gözyaşlarım ardı ardına bedenimden firar ederken dudaklarımı birbirine bastırdım.
Hatırlamıyorum ne zaman düştüğümü bu kuytu karanlığa. Sanki bir patlama sonrası düşmüş gibiyim bu köşeye.

"Belki de... Belki de dünya başka gezegenin cehennemidir baba." Dudaklarımdan firar eden bir hıçkırığa daha yenik düşmüşken; "Ya ben o yüzden gülemiyorsam. O yüzden hep sessizlikle boğuşuyorsam."

Saçlarımda hissettiğim büyük ellerle yüzümde ilk defa sahici bir gülümseme ele aldı beni. Eğmiş olduğum kafamı hiç kaldırmadan babamın ellerini saçlarımda hissetmenin huzuruyla gözlerimi kapattım.

Büyük ellerin saçlarımdan ayrılmasından sonra dizlerimden kafamı kaldırdım. Karşıdan koşarak gelen abimle yüzümdeki gülümseme daha da genişlerken onun dudaklarından dökülen hançer misali keskin kelimeler doldurdu zihnimin her güzergahını.

"Korkaksın!" Çığlıklarım boşlukta yankılanırken kulaklarımı ellerimle kapatmadan önce duyduklarım; "İnsanın yaşama karşı cesareti olmalı. Sen korkaksın." Babamında abimin yanına gitmesiyle yine karanlık çöktü... Geriye kalan; ben, umud, hüzün, özlem, yalnızlık ve gözyaşlarım...

Yokluğun KıyısındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin