Bazı şeyler değişiyor ve uzun zamandan sonra istediğim bazı şeyler olmaya başlıyor. İlk defa birşeyleri başarabiliyormuş gibi hissediyorum.
Gerçekten de herşey istediğim noktaya yavaş yavaş geliyordu.Kırk yıl düşünsem bile yapmayacağım herşeyi yapmaya başlamıştım ve bunları nasıl ya da neden yaptığımın farkına varamıyordum. Tıpkı şuanda Dylan ve Zack ile birlikte oturmak gibi.
Zack ile fırsat buldukça konuşuyordum. O gün ilk konuşmamız düşündüğümden daha iyi geçmiş olmalı ki şuanda aramız iyiydi. Samimi ve sıcak biriydi. Ayrıca gerçekten yakışıklı olmasına rağmen ukala tavırları da yoktu. Ona karşı hemen ısınmıştım.Zaman buldukça onun yanına gidiyor ve konuşuyordum. Aslında Kate ile ikisini birlikte düşünmek fazla zor olmazdı çünkü gerçekten yakışırlardı.
Sandalyesinde yayılmış olan Dylan bir elinde telefonunu çeviriyor ve etrafına bakıyordu. Bende bir elimi çeneme sabitleyip diğer elimle masada ritim tutuyordum. Ayrıca Zack ile konuşmak için birşeyler bulmaya çalışıyordum ama Kate'in uzaktan gizli gizli bize bakıyor olmasının işimi fazla kolaylaştırdığı söylenemezdi."Zack?"
"Efendim?"
"Naber?" Naber mi? Gerçekten mi? Yarım saattir yan yana oturuyorsunuz ve senin aklına naber demek geliyor. Gerçekten harika!
Sırıttı. "Yarım saattir naber diye soruyorsun. Yine de söyleyeyim, hala iyiyim."
Evet, gerçeği söylemek gerekirse yarım saatir ona bu soruyu sorduğumu farketmemiştim.Ama diyecek birşey bulamıyordum ki, ne yapabilirim?
Dylan lafa atladı. "Siz ne güzel anlaşıyorsunuz öyle!"
"Dalga geçme." güldüğümde o da gülümsüyordu. Geçen gün ona arkadaş edinmek hakkında soru sormamdan sonra sürekli Zack'in peşinde dolanmam biraz tuhaf olmuştu ve büyük ihtimalle anlamıştı ama anladıysa da bunu hiç çaktırmıyordu.
"Birşey sorayım mı?" dedim Zack'e bakarak.
"Nasıl olduğumu sorma da!" alayla konuştuğunda somurttum. "Hayır onu sormayacağım. " deyip devam ettim.
"Ne zamandan beri basketbolla ilgilisin?"
"Lisenin başından beri.Ama başta bütün amacım sevdiğim kızı etkilemekti." dediğinde kocaman gülümsedim ve Dylan'ın da göz devirdiğini gördüm.
"Cidden mi? Kim peki o kız?"
"Okuldan gitti o sene. Sonra bende basketbola bayağı bağlandım ama başlama sebebim oydu. Basketbolu severdi. "
Konuşmasını bitirdiğinde gözlerimi kısarak ona baktım. Konuya girmek için tam zamanıydı. "Hımm. Peki şimdi de hayatında öyle biri var mı? "
Aklından birşeyler geçercesine bana baktı. Dylan'ında aynı şekilde bana baktığını farkettiğimde konuşmaya başladım. "Ne? Sadece konu açmaya çalışıyorum.Ben konuşmasam siz hiç konuşmayacaksınız. "
Son dediğime cevap vermek yerine sorduğum soruya döndü. "Hayır, yok."
Bunu demesiyle gülümsedim. Çünkü bundan sonra zaten Kate olacaktı.
"Peki ister misin? Hayatında birisinin olmasını yani?" dediğimde sanırım bütün amacımı farketmiş gibi görünebilirdim ama başka nasıl yapabilirdim ki? Nasıl olsa bu soruyu sonunda sormam gerekiyordu."Bilmem, uzun zamandan beri öyle birşey olmadı. "
Dylan yine lafa atladı. "Boşver dostum, hiç gerek yok öyle şeylere."
Bunu demesiyle kaşımı kaldırıp gözlerimi ona diktim. "Cidden mi? Bunu deli gibi aşık olan adam mı söylüyor yani?" alayla sorduğumda cevap vermedi ve ellerini saçından geçirdi. Bugün morali biraz bozuk gibiydi, onunla eskisi gibi rahatça konuşamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÜRTÜK
Teen FictionÇoğu hikayede masum kızları destekleyip onlar için üzülüp, sevindik.Oradaki sürtük kızlar hiç umrumuzda olmadı.Peki ya hikayedeki başrol bir sürtükse ne olur? İşte sürtük kızımız Jessica.Popülerliği doruklarında yaşayan ve bütün erkekler tarafından...