Dinle Beni! - 2. Bölüm: Yeni Hayat

221 10 0
                                    

Dünyanın her yerinde muhtemelen insanlar bir yerden bir yere taşınıyordu. Evet, bu gayet normaldi. Ama benim için değil. Dün geceden beri uyumuyordum ve muhtemelen bir hortlağa dönüşmüştüm.

Devam ediyoruz :D

Bu umrumda değildi, artık kendi hayatımı kuracaktım. Bir şekilde o soyadımdan sıyrılıp sadece Derin olmayı becerecektim.İnsanlar önce beni tanıyıp sevecekti, soyadımı değil. Ama bu nasıl olacaktı, nasıl yapacaktım bilmiyorum.

Düşündüm, düşündüm. Artık sabah oluyordu ve aklıma bir fikir geldi. Madem yeni bir okul ve yeni arkadaşlar olacaktı. Bunu orda becerebilirdim. Soyadımı değiştirip burslu, sıradan, basit bir lise öğrencisi olacaktım. Böylece kimse benden olduğumdan fazlasını beklemezdi. Kimsenin gözü bende olmaz, aptal pon pon kız olaylarına girmeden derslerime odaklanabilirdim.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Bu kararımı aileme anlattığımda babam çok tepki verdi ama sırf İstanbul'da istediğim hayatı kurabilmem için kabul etti. Okul müdürüyle konuşuldu, Özel Amerikan Koleji'nin Lise 2. sınıf öğrencisi olmuştum bile. Sevinçten uçuyordum. Soyadım ise babaannemin kızlık soyadı olan Eva olarak değiştirilmişti. Artık sadece Derin olabilirdim. Oleyy!!

Yeni arkadaşlarımı, yeni okulumu deli gibi merak ediyordum. Babam bir sürü broşür getirmişti. Vay canına bir üniversite kampüsü halt yemişti yanında. Kocaman bir fitness salonu, yüzme havuzları, vavv piknik bahçeleri bile vardı.

Okulda sivil dolaşılıyordu. Buna bayıldım. Eski lisemde iğrenç etekler vardı ve sürekli aşağı çekiştiriyordum. Şimdi böyle bir derdim olmayacaktı.

Broşürleri incelerken telefonum çalmaya başladı, arayan Deniz abim. Beni İstanbul Üniversitesi'ne çağırıyordu. Ama nasıl gideceğimi bilmiyordum. Şoförden beni Kabataş'a bırakmasını istedim, ordan tramvaya binip Beyazıt durağında inecektim. Bunu bin kere tekrar ettim, hayatımda ilk defa toplu taşıma aracı kullanacaktım.

Üstüme bir kot ve tişört geçirdim. Çantamı alıp aşağı indim.

- Anneee!! Annee!

- Evin içinde neden bağırıyorsun Derin? diye annemden azarı da yedim. Sonra durumu anlattım, Beyazıt'a gideceğim dedim. Aman bilmezsin etmezsin kaybolursun seni mi arayacağız, baban duysa çıldırır falan derken izin kopardım. Şoför beni Kabataş'ta indirdi, inerken de bana kart verdi, bunu okut bunsuz giremezsin dedi. Kartı soktum cebime ve tramvay ya da metro adı her neyse buldum.

Kart okutmaya çalışırken beceremedim, elimden düştü. Neyse turnikeden geçtim, adamın teki arkamda 'Hadisene be kızım hiç mi basmadın' diye bağırdı. Pardon, dedim ama sesim içime kaçmış gibiydi. İnsanlar üstüste çıkar gibi doluşuyordu. Ben de onlara uydum tam metro kapısından içeri giriyordum ki kapı kapandı. Ortasında kaldım yarım içerde yarım dışarda! Dudağım, ağzım burnum yamuldu. Daha ilk günden İstanbul'a İstanbullu'ya rezil oldum rezill!! Allahım ben böyle mi gideceğim Beyazıt'a kadar derken güçlü bir kol beni içeri doğru çekti. Dudağım ufaktan patlamıştı ki kan tadı alıyordum. İnsanların en azından yazık kıza demesini beklerken 'Senin yüzünden araç hareket etmiyor' diye dayak yiyecektim üstüne.

İçerisi tıkış tıkış hoş bir erkek parfümü kokusu geliyor arada burnuma, o da olmasa bayılabilirim.

Sonra az önce yaşadığımı düşündüm. Olanları aklıma getirdim, parfüm kokusu daha ağır gelmeye başlamıştı ama o kadar sıkışıktı ki arkama dönüp bakamıyordum. Acaba beni içeri çeken kimdi, göremedim bile. Teşekkür edeydim bari. Allahım lütfen yaşlı bir amca olsun, bu parfüm kokusu da ondan gelsin nolur! diye dualar ediyordum. Bir cesaret başımı kaldırdım o bir çift ela gözle karşı karşıya geldim.

Allahım ben kimlere rezil oldum yaa! Daha ilk günden İstanbul alacağın olsun senin!

Arkamda bir çift ela göz konuştu:

- Tramvayın havasızlığından şikayet ediyorsan başka bir yöntem bulmalısın.

Ne bu, ne dedi şimdi. Az önceki halimle mi dalga geçiyor bu? Hee hoşuma gidiyor benim tramvay hobim bu diye aklımdan geçirdim. Madem konuştu bu çocuk vücudumu tamamen ona döndürdüm.

Artık burun burunaydık ama ne burun?

Dinle Beni!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin