Uludağ'da günlerimiz çok güzel geçiyordu. Ve yine yeni bir güne başlamıştık. Bugünde kaymayı düşünüyorduk. Önce üstümüzü güzelce giyindik. Erkekler geldiğinde dışarı çıktık. Bir masaya oturduk ve kahvaltımızı sipariş ettik.
Ben hayattaki vazgeçilmezim, müptelası olduğum şey olan patates kızartması istemiştim. Yiyeceklerimiz gelince tabaklara gömüldük. En sonuna bir bardak da kahve içtik.
Sıra kaymaya gelmişti. Bugün Dilara ile Berk yarış yapacaktı. Dilara kaymayı pek bilmiyordu. Berk ise aksine prosu çıkmıştı.
Şimdilik iyi gidiyorlardı. Bitişe yaklaşırken Dilara dengesini kaybetti ve düştü. O an hızlı olduğu için aşağıya kadar yuvarlanarak geldi. Bu olaya Dilara dahil herkes gülmüştü. Çünkü bitiş çizgisine ilk Dilara gelmişti. Hemde yuvarlanarak. Berk, Dilara'yı elinden tutup kaldırdı. Teleferiğe binip yukarı geldiler.
Artık teker teker kayacaktık. Hepimiz dağın zirvesine geldik. Kaymaya hazır olduğumuzda kendimizi aşağa bıraktık. Çok sakin kayıyorduk. Dilara'nın düşüşünden sonra akıllanmıştık. Aşağa ilk gelen Özge olmuştu. Özge'nin bu kadar iyi olduğunu bilmiyorduk. İkinci olarak Berk ile Kaan geldi. Arkalarından Defne, Deniz ve ben geldik. Dilara o olaydan sonra dinlenmek istemişti.
Bugün bayağı eğlenmiştik. Teleferikle yukarı çıkıp kafeteryaya girdik. Sıcak çikolatalarımızı sipariş ettik. Şu iki gündür ondan başka bir şey içmiyorduk. Sıcak çikolatalarımız gelince içmeye başladık. Arada sohbet ediyorduk. Yarın ki planımızı ayarlamıştık bile.
Bursa'ya gelip sadece Uludağ'a gitmek olmaz. Bursa çarşısını gezmeye karar verdik. İçeceğimizi bitirince kulübelere dağıldık. Bugünün yorgunluğunu ancak güzelce dinlenerek atabilirdik. Önce hepimiz duşa girdik. Sonra yataklara atladık.
Yatakta bir oyana bir buyana dönüp duruyordum. Bir türlü uyku tutmamıştı. Saate baktığımda 01.55'ti. Gözlerimi kapattım uyumaya çalıştım. Artık koyunları saymaya başladım. Dokuz tane koyun saymıştım ki uykum geldi. Bu yöntem işe yarıyor galiba.
Sabah uyandığımda kızlar hala uyuyordu. Önce onları uyandırmalıydım. İlk olarak Dilara'ya sonra Özge ile Defne 'ye yastık attım. Öyle derin uyuyorlarki hiçbir şey hissetmediler. Sonra kesin çözüm olan bir fikir geldi aklıma. Elime aldığım sürahiyi kafalarından aşağa boşaltmakti niyetim ama bide bunların uyanınca bana yapacaklarıl var. Bu yüzden elime suyu döktüm yüzlerine serptim. Saniyeler içinde yataktan fırladılar. Uyku sersemi oldukları için hala ne olduğunu anlamadılar.
Ben önce elimi yüzümü yıkadım. Sonra dolaptan siyah bir pantalon ve üstüne turkuaz bir kazak seçtim. Diğer kızlarda giyinmeye başladılar.
Erkekler hazırlanmış bizi bekliyorlardı. Bizde hemen kulübeden çıktık. Arabalarımıza binip yola koyulduk.
Bursa merkeze geldiğimizde önce kahvaltı yapmak için bir yere girdik. Kahvaltımızı yapıp çarşıda gezmeye başladık.
Bursa'yı bilmediğimiz için erkeklerle beraber gezmek zorundaydık nasıl olcaksa. Bi Avm'ye girdik. Biz kızlarla hemen kıyafetlerin olduğu bir mağazaya girdik.
Renk renk kıyafetler seçtik. Erkeklerdende fikir alıyorduk. Sıkılmış görünüyorlardı. O mağazadan çıkınca spor aletlerinin olduğu bir mağazaya girdik. Bu seferde biz sıkılmıştık. Erkekler forma ayakkabı falan aldılar.
Alışverişe ara verip büfelerin olduğu kata çıktık. Ben hamburger menü sipariş ettim. Diğerleri de pizza falan sipariş ettiler. Güzelce karnımızı doyurunca avm'den çıkmaya karar verdik. Lunaparka gidecektik.
Lunaparka geldiğimizde ben Deniz ile, Defne Kaan ile, Dilara Berk ile, Özge'de tek başına çarpışan arabaya bindi. Çok eğleniyordum. Çarpışan arabadan sonra dönme dolaba bindik. Tüm Bursa ayaklarımızın altındaydı. Bu manzaraya ne şiir yazılırdı. Aslında şiir yazmayı sevmem ama o an içimden şiir yazma isteği gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUTLU SONSUZ
HumorYeni bir hayat.... Geçirdiğim zor günlerden sonra hayata dönmek benim için çok zordu. Babamı kaybettikten sonra toparlanmam zor oldu. Annemim o hali beni bitiriyodu. Ama her şeye rağmen hayata tutunup yeni bir sayfa açmayı başardım. Yeni Başladığım...