Ellerini iki yana açarak gerindi Jimin.
"Temiz hava~."
Jungkook arabadan çıkıp ormanlık alanda daireler çizerek koşmaya başlayınca Jimin de ona eşlik etti. Uzun süredir bunu yapmayı planlıyorlardı. Yoongi onlara kıskançlık ile bakarken Jimin'in ayağı takılıp Jungkook'un üstüne düşmüştü.
Yoongi koşarak Jimin'in yanına gitti ve onu Jungkook'un üstünden kaldırdı.
"İyi misin Jimin-ah?"
"İ-iyiyim. "
Yoongi birden belini kavrayınca ne yapacağını şaşırmıştı Jimin. Yoongi Jimin'in belini daha sıkı tutarak kendine yaklaştırdı.
"Emin misin? "
Yoongi Jimin'i tekrar kıpkırmızı yapmayı başarmıştı.
"Hyung biri görecek... "
Yoongi Jimin'i homurdanarak bıraktıktan sonra kıpkırmızı oğlanın yanından hızlıca uzaklaşmasını izledi. Jimin arabanın yanına gidip Bay Kim'e eşyaları çıkarması için yardım etmeye başlamıştı. Her şeyin çıktığına emin olduklarında Bay Kim çocuklara 'iyi eğlenceler' diyerek arabayla gitmişti. Yarın öğleden sonra onları almaya gelecekti. Üç tane çadır vardı. LeeHi ile YeRim, Jungkook ile Jimin, Namjoon ile Yoongi bir çadırda kalacaktı. Herkes kendi cadırını kurduğunda neredeyse öğlen olmuştu. Yorgunlukla çimlere yatmış dinleniyorlardı. Jimin için çok iyi olmuştu bu kamp işi. Biraz kafa dağıtabilirdi. Kendine yüklediği yükleri bırakması ve Yoongi ile arasındaki ilişkiye yoğunlaşması gerekti. Evet, uzun bir süredir o "yoğunlaşma" kısmını düşünüyordu. Kafasını sağa döndürerek çimlerde uyuyan Yoongi'ye baktı. Uyurken bile tatlıydı Yoongi Jimin'e göre. Gözleri Yoongi'nin yüzünde dalmışken Yoongi'nin de ona baktığını fark ederek utançla kafasını çevirdi. Cidden bu kadar çok utanması normal miydi? Jungkook aniden çimlerden kalkınca kafasını ona çevirdi Jimin. Daha doğrusu şu an herkes Jungkook'a bakıyordu. Jungkook heyecanla ona bakan gözleri süzdü ve gülümsedi.
"Hadi göle girelim!"
"İyi fikir! "
Jimin de heyecanla ayağa kalktığında yavaş yavaş herkes kalkmaya başlamıştı. Herkes bu fikri güzel bulmuştu. Birkaç dakika sonra LeeHi hariç diğerleri mayo giymişti. LeeHi pek yüzmeyi sevmezdi, aslında pek sıcak kanlı bir yapısı da yoktu. Yoongi üstündeki tişörtü düzeltirken desenli tişörtü ve mavi mayosu ile ona gülümseyen Jimin'i görünce yutkunmuştu. Jimin'in bacakları fazla mı güzeldi? Gözlerini kaçırarak Namjoon'un yanına giderek üstündekilere baktı. Baktığı gibi gülmesi bir olmuştu.
"Namjoon? Mayon çok güzelmiş. Tanrım açılasana Joon, neden pembe?"
Namjoon Yoongi'ye kısık gözler ile baktıktan sonra omuz silkti.
"Jin aldı bunu. Ne dersen de ben sevdim. "
Yoongi hala gülmeye devam ederken Namjoon ile birlikte göle yürüyen topluluğu takip ediyordu. Jimin Jungkook ile el şakaları yapmaya başladığında Yoongi'nin kahkahaları kesilmişti. Onları fazla kıskanıyordu. Sürekli birlikteydiler.
"Jimin'i kıskanıyorsun değil mi? "
Yoongi ona kötü kötü sırıtan Namjoon'a göz devirerek baktı.
"Saçmala niye kıskanayım. Yok kıskanmıyorum. "
"Sence bu dediğine inanayım mı? "
"Yah kıskanmadım! Hiçte bile! "
Yoongi biraz sesini yükselttiği için herkes ona bakıyordu
"Ah özür dilerim. "
Yoongi Jimin'in ona güldüğünü hissedebiliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Follow me ✧ Yoonmin ✔
FanfictionBazen küçük bir kargaşanın sonucudur doğan aşk. İplerin ne zaman koptuğunu bilmezsin. Sadece ucunu bulana kadar devam edersin. Ama ucuna ulaşamadan, onunla ortada bağlanırsın. O zaman geldiğinde, gerçekler iki tarafı da acıtır. Ama buna rağmen devam...