8.Bölüm.

712 39 2
                                    

''Arafta gibiyim adam. ''

''Nasıl yani? ''

''Ne cennetsin ne cehennem. Nereye gideceğimi şaşırdım. ''

Yağmurlu hava kasvetini gösterirken akşam olmak üzereydi. Tam 4 gün olmuştu buraya geleli ve ben sadece 1 gün onların içinde kalmıştım. Yemek yemeye aşağı gidiyordum ondan hariç kimse yüzümü görmedi zaten. Kalın hırkamın eteklerinden tuttum ve biraz daha aşağı çektim. Sadece izlemekle bile üşüdüğümü hissetmiştim. Saçlarımın bir kısmı önüme düşerken alnım kaşınmıştı. Arkamı döndüm ve yatağıma oturdum. Kaan'ın gelmesini o kadar çok istiyordum ki.. Burda yalnız kalmak sıkıyordu beni. Hava nerede ise sürekli kapalıydı. Kar yoktu ama bol bol yağmur vardı. Haliyle bu da beni sıkıyordu. Ne bir arkadaşım vardı ne de bir başka şey.. Komodinin üstünde telefonumu elime aldım ve o'na mesaj attım.

~Çok sıkıldım.

~Banane..

Verdiği cevap sinirimin iyice bozulmasına neden olurken içimden öküz, odun ve daha bir çok şeyi sıraladım. Tabi bunu ona diyemezdim. Çünkü yemiyordu..

~Ne yapıyorsun?

Tahmin ediyordum. Ya bilimsel haberlere bakıyordu ya da video izliyordu. İlk tanıştığımız zaman söylemişti astronomiye ilgisi olduğunu.

~Haberlere bakıyorum. Sen?

Ben bir şey yapmıyordum ki. Tam 4 gündür burada sıkılmaktan başka hiç bir şey yapmıyordum!

~Öyle oturuyorum.

Demiştim. Zaten başka bir şey yapmıyorum ki.

~Soru var mı?

Bir kaç dakika düşündüm. Gerçekten o kadar zeki olmama rağmen soru bulmakta oldukça güçlük çekiyordum. Ve onun istediği soru türleri genelde hep beni aşan sorulardı. Fakat o bilmiyordu ki hayatımı..

~Kızların en çok neresi önemli senin için?

Bir bu aklıma gelmişti.

~Bacak.

Bacaklarıma baktım.. Ah iğrenç bacaklarım vardı!

~Bacak mı, göğüs mü?

~Bacak.

~Uzun saçlı mı kısa saçlı mı?

~Uzun.

Saçlarıma baktım. Kısa!

~Esmer mi, sarışın mı?

~Esmer.

Tenime baktım. Esmer! İşte bu. Olsun. Saçımı da uzatırım, bacaklarıma da iyi bakardım. Onun seveceği bir şey çıkarırdım ortaya.

Düşüncelerime bakarken gerçekten fazla kapıldığımı fark ediyordum. Ama elimde değildi.

~Sen hiç şey emdin mi?

Sorduğum sorunun şekline bakarken bunu nasıl sordum diye bir kez daha kendime sordum. (Anlamlı bir cümle..)

~Hayır. Ama isterdim.

Bunu nasıl isterdi ya! Sahiden erkekler midesizdi. Kanıtı A....... Bu kadar mükemmel olupta o şeyi yapmak istemek..

~Anladım.

~Var mı başka soru.

Baktımda bugün bence yeterince sormuştum. Bu yüzden daha fazla beynimi yormayacak ve kendimi de zora sokmayacaktım.

~Hayır.

~Tamam olunca yaz.

Demişti. Bunun üstüne bir cevap vermedim. Telefonu kilitleyip tekrar eski yerine bırakırken odanın kapısı çaldı. Kimseyi gerçekten yanımda istemiyordum. Burda sıkılıyordum ve insanların sürekli benimle konuşma çabası....

''Gel. '' dedim soğuk bir tonda.

Açılan kapıdan halam içeri girince hafif bir şekilde gülümsedim.

''Gel hâlâ. '' dedim ve yatakta biraz kaydım. Geldi yanıma oturdu. Oda gülümsüyordu.

''Ne yapıyorsun burada böyle. '' diye sordu.

Bir şey yaptığım yoktu. Sadece sıkıldıkça sıkılıyordum.

''Hiç öyle. ''

''Niye aşağı inmiyorsun. ''

İnmek istemiyordum ki. Yalnızlık her daim benim için daha ön plandaydı. Ve yalnız kalmaktan büyük haz alıyordum.

''Sıkılıyorum. '' dedim.

Elimi tuttu.

''Biliyorum kolay şeyler yaşamadın güzelim. Ama bak bize. Hepimiz seni özledik. Koskoca Barlas ağa ne hallere düşmüş. Yüsra gibi bir cadı bile onu böyle yıkmadı.'' dedi ve güldü. Yüsra da kimdi. Babama ne yapmıştı ki?

''Yüsra kim hâlâ. '' dedim.

''Anlatırım ama aramız da kalacak. '' dedi. Sadece olumlu bir Şekilde kafa salladım ve onu bekledim anlatması için.

''Kız annenle baban daha yeni evliyken senin bu öküz Baban eve bir kız getirdi. Neymiş efendim arkadaşının emanetiymiş. Yemişim öyle emaneti. İşte bu kız senin yakışıklı babana aşık olmuştu. Tabi babanda daha yeni evli. Heja zaten ayrı bir dünya da. Ona da çok kızdım. İnsan bir kocasına sahip çıkar. Senin ananda tık yoktu. İşte baya olaylar oldu annen baban tartıştı. Annenin bir ara ayağı yandı. Sonra.... '' dedi ve sustu. Gülen yüzü asılmıştı ve gözleri dolmuştu. Büyük bir merak içinde elini sıktım.

''Sonra annen bebeğini kaybetti..'' dedi. Bunu biliyordum ama nasıl kaybetti bilmiyordum. ''Nasıl? '' dedim sesimin soğuk çıkmasına engel olamayarak.

''Yüsra.... Onu merdivenlerden itti. '' dedi. Salonda ki merdiven aklıma gelirken ''Evde ki merdivenlerden mi? '' dedim. Sadece başını salladı ve elini çekip gözlerini sildi. İçimde biriken öfke ile gözlerimi kapattım ve kafamı eğdim. Annem neden bana bunları anlatmamıştı.

''Gerçekten mi! '' dedim gözlerimi açıp sinirle bakarken. ''Ne yani babam annemle evliyken başka bir kıza mı baktı! '' diye bağırdım. elini uzatıp beni tuttu ve sarıldı. ''Sakin ol. Geçmiş geçmişte kaldı. Benim burda sana anlatmak istediğim şu. Bak geçmişte nasıl da kötü şeyler yaşamışlar. Ama şimdi bak nasıl da mutlular. Unut demiyorum geçmişi. Unutamazsın. Kimse unutamaz. Ama hatırlama. Yeni bir hayat kur kendine. Önünde çok zaman var. Kendini böyle insanlardan uzak tutarak yapamazsın. Ailene mutluluk ver. Mutsuzlardı hepsi. Baban annen... Hepsi seninle ölüyor. Gün gün.. '' dedi.

Final vermiştim. İstemediğim bir final. Ama tekrar yazıyorum. Yanımda olanlara teşekkürler. Özlemişim..

Benim Gizli Aşkım!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin