●●Sevgililer Günü Faciası●●

1.3K 95 16
                                    

İyi okumalar. Vote ve Yorum yapmayı unutmayın. Sizi seviyorum..

Ali eve geldiğinde anahtarı kapı deliğine soktu. Anahtarı döndürdüğünde kapı açıldı. Yüzündeki saçma gülümsemesi içerisinin kapkaranlık olduğunu görünce söndü. Elindeki dondurmaları yere attı. Dışarı çıkıp elektiriğin neden olmadığını kontrol etti. Sanki birisi bilerek kapatmıştı. Bunu Selin yapamazdı, yapmazdı çünkü o karanlıktan korkardı.
Işıkları açıp içeri girdi Ali. Kimse yoktu.
"Selin?!" Diye bağırdı. Sesi evde yankılanacak duruma geldi ama kız arkadaşı yoktu. Odaları dolaştı, banyoya, mutfağa baktı Ali. Ama bulamadı. Sevgililer Günü Faciasını yaşıyordu Ali. Telefondan arıyordu ama sevgilisinin telefonu buradaydı. Büyük bir sevinçle seçtiği o dondurmalar yerde erirken, koltuğa bir hışımla oturdu.
Kafasının içindeki sesler susmuyordu. Kontrol edemiyordu onları. Çünkü onun iç sesini hep Selin kontrol ederdi. Ali kafasına vurmaya başladı. Dayanamayacak hale geldiğinde eşyaları dağıtmaya başladı. Yapacak en küçük fikri yoktu. Telefonu çalmasaydı tüm evi yıkabilirdi. Büyük bir umutla telefonunu cebinden çıkarıp, aramayı kabul etti ve kulağına götürdü.
"Mertoğlu?" Ali gelen sesi tanıyamamıştı ama yakın geliyordu.
"Kimsin sen?!" Diye sert bir tepki verdi.
"Benim kim olduğum pek önemli değil, sevgilin çok ağlıyor Mertoğlu. Sustursan iyi edersin yoksa ben kendi yollarımı uygulayacağım. Yanımda ki adamlar ona dokunmak için sabırsızlanıyor. Aa dur bir bakayım? Salyaları akmaya başlamış."
Kelimeler beyninin içinde yankılanıyordu. Dokunmak, ağlamak.. Selin'in tek hücresine birşey olsa Ali yaşayamazdı.
"Ulan Pislik! Sakın ona dokunma seni bulur ve yaptığın her şey için seni kan banyosunda boğarım lan!"
"Tehditlerin beni etkilemez. Şimdi hoparlöre bağlıyorum. Sustur şu kızı."
Selin'in ağlama sesleri ve hıçkırıkları Ali'nin kulağına dolunca hoparlöre bağlandığını anladı.
"Selin, sevgilim.." ikiside ağlıyordu.
"Ali?" Dedi kız, sesi titriyordu. Ağlaması sevdiği adamın sesi ile kesilmişti. Sakinleştirici etkisi veriyordu sanki..
"Sevgilim bak ben seni kurtaracağım tamam mı? Sakin ol söyledikleri şeyler mantıklı ise yap, sana birşey olmasın lütfen. Zaten o lanet markete gitmeseydim böyle olmayacaktı!. Ben geliyorum, bekle beni ve lütfen ağlamayı kes. Sen güçlü birisin, senin göz yaşın akarken benim canım acıyor.." Ali konuşurken sesini ayarlamakta çok zorlanmıştı.
"Ali çabuk ol lütfen! 3 kişi var, biri kız, diğerleri er-"  Selin lafını bitiremeden hoparlör kapandı.
"Selin'i oradan kurtarmak için ne yapmam gerekli söyle hadi!" Diye çemkirdi çocuk.
"Buraya gel, anlatacağım. Issız bir ormandaki ıssız bir yer.
Sen bilirsin burayı."  Dedi kız. Bunun kim olduğunu biliyordu çocuk. Bu Azra dedi içinden. Telefonda ki kişi eski sevgilisi Azra idi. Niye böyle yaptığı belliydi ama Ali onun dediklerini yapmıştı, Selin'e bulaşmaması gerekiyordu...

Gecenin birinde Savaşın evine gidip deliler gibi kapıyı çalıyordu Ali.
"Kapıyı açın!" Nazlı ve Savaş uykulu bir şekilde kapıyı açtıklarında Ali'nin eli havada kaldı. İkiside şaşkındı.
"Ne oluyor Ali? Selin nerede?" Diye sordu Nazlı. Ali cevap vermedi. Çocuk cevap vermediğinde Nazlı endişelenmeye başladı. İkizine birşey olduğunu hissediyordu sanki.
"Hadi çabuk olun, arabada anlatıcam!" Dedi Ali. Nazlı ve Savaş ceketlerini alıp Ali'nin peşinden arabaya bindiler.

"Böyle işte, çok tedirginim, korkuyorum, çıldırıcam."
Dedi Ali. Nazlı'nın gözleri dolmuş, Savaş ise şoktaydı.
Ali kendisine söylenen yere gelmişti.
"Siz burada kalın. Selin dışarı çıkınca hemen alırsınız onu."
"Ali," dedi Nazlı, Ali ona döndü. "Kardeşime ve sana birşey olmasın." çocuk sadece kafasını sallamakla yetindi. Ali içeri girdiğinde, Selin'in halini gördü. Saçları dağılmış, kıyafetlerinden rahatsız ve sessizce ağlar biçimdeydi.
Tam ona doğru gidecekti ki önüne Azra çıktığında durmak zorunda kaldı.
"Evet Mertoğlu, Hoşgeldin." Dedi kız.
"Hiç hoş gelmedim, Selin'i alıp gideceğim." Diye karşılık verdi Ali. Azra sahte bir kahkaha attı.
"O iş öyle olmayacak. Şartlarım vardı hatırlatırım."
"O zaman söyle şu salak şartlarını."
"İlk ve tek, benimle çıkacaksın." Azra'nın söylediği şey ile çocuk sarsılmıştı. Selin'i bırakıp ona mı gidecekti? Eğer böyle olursa Selin çok üzülürdü. Ama eğer bu şartı gerçekleştirmezse Azra hep Selin'in peşinde olacaktı ve belkide o adamlar Selin'e dokunacaktı.
"Duydun beni. Ya bana tekrar döneceksin ya da benim adamlarım işe koyulsunlar."
"S-Selin'e birşey yapma, sakın."
"Benimle olursan yapmam."
"Dans ederken de öyle demiştin. "
"İnadım tutmuş olabilir birazcık." Dedi kız tırnaklarını karıştırırken.
" Zorunda mıyım? İki türlüde Selin üzülecek, lütfen başka bir yol göster yalvarırım." Dedi Ali. Gözyaşlarını saklayamadı.
"2 yol var Mertoğlu. Seç."
"Ne düşünüyorsun ki, seninle çıktığımda Selin'in yerini doldurabileceğini mi? Seni onun kadar sevebileceğimi mi? Hepsini geçtim, benim seni sevebileceğimi nasıl düşünürsün?"
"Zaman herşeyin çözümüdür Ali.." dedi Azra. Ali içinden tekrarladı. Zaman Herşeyin Çözümüdür. En iyisi Selin'i bırakmak olurdu. Diğer seçenek Ali'nin düşünemediği türdendi. Kadın tecavüzlerine günlerce ağlayan kız, kendi başına gelse ne kadar ağladı? Kendine ne kadar zarar verebilirdi? Ali'yi bir daha affeder miydi?..
"Kararımı verdim, ondan ayrılacağım tamam."
"Benim önümde." 

Gecenin Sırrı -Alsel -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin