Our Love Was Strong/18. Bölüm/ It's Hard to Believe

970 31 5
                                    

*Harry'nin ağzından*

Ne yaptım ben?! Gerizekalı herifin tekiyim. Gerizekalı, aklı önünden başka yerde olmayan bir gerizekalıyım. Sevgilimi kaybettim, en yakın arkadaşımı kaybettim. Ben, ben her şeyimi kaybettim. Salağın tekiyim. Ona her şeyi itiraf ettiğim gün 'onların hiçbiri gerçek değildi' dediğim insanlardan birinin adını sayıklamıştım ona. Taylor. Bunun neden olduğunu gerçekten bilmiyorum. İnanın onu hiç arzulamadım ama neden böyle olduğunu bilmiyorum. Yönetim Taylor'la yeniden çıkmamı istedi. Ben ve Paul de buna engel olmak için Taylor'la konuşmaya gittik. Yani Emma bizi gördüğünde aslında Paul de ordaydı. Ama Emma benim yaptığım efsane gerizekalılık üzerine sadece bize dikkat edebilmişti. Uzun süredir durumu nasıl düzeltebileceğim hakkında kafa yoruyorum. Aslında. Artık bir planım var. Organizasyonu yapmak için çocukları aradım. Ve bir de Emma'nın benden sonraki en yakın arkadaşı Bridgit'i. Önce bana çok kızdı sonra durumu anlatınca yumuşadı ve yardım etmeyi kabul etti. Emma şu an onun yanında ve Bridgit onu biraz kafa dağıtması ve hayatına devam etmesi konusunda ikna etmeye çalışıyor. Çocuklar da mekanı ayarladılar. Ben mekana gidip hazırlıkları yaparken Bridgit çoktan Emma'yı ikna etmiş ve akşam için alışverişe götürmüştü. Bu kızı seviyorum.

**

Organizasyon tamam. Bütün arkadaşlarımız burda. Herkes Emma'nın gelmesini bekliyor ve o da birazdan burda olucak. Hatta Bridgit'in attığı mesaja göre şu an binadan içeri giriyorlar. Ayarladığım yer teras katında. Bu da demek oluyor ki yalnızca beş dakikamız var. Emma'nın binada olduğunu öğrendiğimiz andan beri ortama loş bir ışık hakim. Bense tamamen karanlıl olan sahnede elimde gitarım mikrofonumun başında hazır konumda bekliyorum. Ve işte geldi.. Tıpkı filmlerdeki gibi insanlar iki kenara ayrılarak Emma'nın önünden sahneye doğru bir yol oluşturdular. Bridgit gülümseyerek kalabalığa katıldı. Emma şaşkınlıkla etrafına bakıyordu. Ne yapacağını anlamış gibi sahneye doğru birkaç adım attı. Onu bu şekilde görmek bile gözlerimin dolmasına yetmişti. Birden sahne önündeki spotlar açıldı. Emma şaşkınlıkla karanlık ortamdaki tek aydınlık yer olan sahneye bakıyordu, bana. Konuşmasına ya da gitmesine fırsat vermeden şarkıya başladım.

The best way that you love me

You could be my best friend

But it really doesn't matter

I love you with whole my heart

It doesn't matter who we are

It doesn't matter what you feel

Because i'll continue to love you forever baby

You're my destiny

The best way that you love me

I can't describe my emotions

But this is the best moment

I know you can feel the magic between us

The magic between us

And it's the best way that you love me

Because of us, i can't stop myself

I can't stop to feel this

This is the magic between us

I know you were my best friend

But it's the best way that you love me

It's the best moment between us

And it's the last moment between us

It's the best way that you love me

And it's the best way, this is our moment baby

No, no i cant describe what i feel

Tonight, i need, just

Me and you

And now i'm losing my best friend

Şarkı bittiğinde başımı yerden kaldırıp gözlerinin içine baktım, ağlıyordu. Benim prensesim ağlıyordu.

"Let me tell you the truth

Let me be your curly again

Baby i'll tell everything

Just let me do it, let me do it

And be my girl

I know it's early but will you marry me"

Gözleri dolmuştu. Sahneden inip yavaşça ona doğru ilerledim. Elini tuttum.

"Birtanem, biliyorum daha çok erken ama en azından bana senin benim için ne ifade ettiğini göstermeme izin ver. Sen benim ilk ve son aşkımsın Emma. Senin de sonun olmama izin ver"

Birden boynuma atladı. Sımsıkı sarılıyordu. Ben de onu kollarıma alıp daha sıkı sardım.

"Seni seviyorum Harry, seni çok seviyorum"

Our Love Was StrongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin