Bar sürprizi

41 1 0
                                    

Cumartesi günüydü ve her cumartesi günü dışarı çıkardım. Ama bugün çıkmak istemiyordum. İlk defa evi temizlemek istedim ve kalktım temizliğe başladım. Önce süpürdüm, sonra toz aldım. Mutfağa gittim masada dünden kalma çok fazla bulaşık vardı. Hepsini tezgaha aldım ve durulayıp bulaşık makinesine doldurdum. Tabiki de makine hepsini almadı o yüzden bir kısmını kendim yıkadım. Çok yoruldum. Salona gittim ve koltuğa uzandım. Yaklaşık beş dakika yattıktan sonra kapı çaldı. Elifsu geldi. İçeri girdi oturduk. Konuşmaya başladık. "Bugün Hakan sana gelecek. Akşama doğru. Çocuk seni çok seviyor. Sevgilin olsa bile Hakan'a iyi davran. En azından dost falan olun. Bence Hakan seni Furkan'dan daha çok seviyor."dedi. "Peki sadece onların sevgi ölçüsü mü önemli. Benim hiç payım yok mu ne yapacağımda!." dedim. "Peki sen hangisini seviyorsun?!" diye sordu. "Tabiki de Furkan'ı. Eğer zaten başkasını sevseydim Furkan'la da sevgili olmazdım." dedim. Sonra Elifsu'yla tartıştık. Ama sekiz yıllık arkadaşlığımız sayesinde birbirimizin gönlünü kolayca aldık ve sarıldık. Barıştık. Tam o sırada Kıvanç da geldi. Konuştuk eğlendik. Kıvanç da bir anda "Furkan mı Hakan mı? " diye sormasın mı. Hemen cevap verdim:"Benim sevgilim Furkan olduğuna göre tabiki de Furkan. Siz hangi zekayla bunu soruyorsunuz!?" dedim. "Tamam sinirlenme şampiyon :)" dedi Kıvanç. O sırada Elifsu araya girdi "Lan kavga etmeyin. Sonuçta biriniz sevgilim biriniz en yakın arkadaşımsınız!"dedi. Kıvanç ve Elifsu'nun bugün itibarı ile bir yılları dolmuştu. Bugün onların günüydü. Evden çıkıp gittiler. Akşam oldu ve film izlemeye karar verdim. 'Aşk tesadüfleri sever' i izlemeye karar verdim. Açtım ve hemen ağlamaya başladım. Gerçekten uzun zamandır ağlamaya çok ihtiyacım varmış. Sonuna kadar ağladım. Saat gece 02.49 olmuştu. Ama uyumak istemiyordum. Yine de en sonunda uyumaya karar verdim. Odama gittim yine ağladım. Ağlarken uyudum.
Sabah kapı çalıyordu. Hemen koştum, açtım. Çok mutlu oldum karşımda Furkan vardı ve "Gözlerin neden bu kadar şişti. Balon gibi olmuş!." dedi. "Gece boyu film izledim ve filmi izlerken ağladım. Gece çok geç yattım. " dedim. Sonra içeri girdi. Salona geçtik oturduk. O da kahvaltı etmemişti. Ben zaten kapının çalmasıyla uyandığım için tabiki de ben de kahvaltı edememiştim. Evde olanlara baktık ve peynir,zeytin,yumurta,ekmek,sucuk tarzı şeyler çıkardık. Kahvaltı masasını hazırladık. Sevgilimle daha üçüncü baş başa kahvaltı edişimdi. Onu görünce boğazım düğümleniyor ve konuşamıyordum. Kalbim 5 kat daha fazla atıyordu. Çok heyecanlanıyordum.
Kahvaltımızı ettikten sonra ben mutfağı toparlarken Furkan ise evi topluyordu. Hemen topladık sonra "Dışarı çıkalım mı?"dedi Furkan. Ben de "Peki"demekten başka bir şey diyemiyordum. Onu kırmaktan üzmekten çok korkuyordum. Onun üzülmesi demek benim yıkılmam demekti. Onun asla üzülmemesi lazımdı.
Hemen odama gittim ve üzerime nereye gideceğimizi tahminen ispanyol paça saks mavisi pantolonum ve mercan rengi büstiyerimi giydim. Furkan üst tarafımın çok açık olduğunu düşünüyordu. Ama yine de ben hiçbir şey demedim. Çünkü değilse konu büyüyecekti. Dışarı çıktık tahminimdeki gibi bara gittik. Bar bugün her zamankinden daha kalabalıktı. Ama bunu olabilecek bir şey olarak düşünerek fazla kafaya takmadım. Sadece şaşırdığım bir şey vardı o da barda barmen ler haricindeki kişilerin hepsinin tanıdığım kişiler olduğuydu. Furkan'a neden böyle olduğunu sorduğumda ise cevap vermedi. Duymamazlıktan geldi. Yaklaşık olarak bir saat içki içtik ve eğlendik gecenin sonuna doğru müzik durdu aniden yeni bir şarkı başladı ve bu şarkı mutlu sonsuzdu. İşte bu şarkı benim Furkan ile olan şarkımdı. Gerçekten o şarkıyı ilk dinlediğimde büyülenmişe dönmüştüm ve tabii ki de o şarkıyı ilk olarak Furkan bana dinletmişti. Bir anda barda sessizlik olmuştu, Furkan bana dönüp "Artık yeter ve yeterince zaman geçti. Bir sen oldu bende; bildiklerimi unutturan, doğrularımı saptıran, ezberlerimi bozup hayatımı senden önce senden sonraya ayıran. Bir geldin böldün, parçaladın, çıkardın ama yine de razıyım. Yeter ki beni senle çarp, senle çoğalt ama asla sensiz bırakma. Yürür müyüz beraberce hayat yolunda?" Diye sordu. O anda çok şaşırmıştım çünkü hiç böyle bir şey beklemiyordum ve o anda hayat beklediklerini değil beklemediklerini karşına çıkarırmış diye düşündüm. Önümde diz çökmüş bekliyordu daha fazla bekletmemek için "Evet!"dedim. İşte o gün benim için gerçekten çok önemliydi. Resmen yeniden doğmuştum. Kalktı ve yüzüğü taktı. Birbirimize hiç bırakmayacak şekilde sarıldık o kadar samimi bir sarılmaydı ki o an hiç geçmesin istedim tabii hayatta her şey istenildiği gibi olmuyor. O an da hemen geçti. Ama hâlâ o sıcaklığı hissedebiliyordum. Bana annem bile bu kadar sıkı sarılmamıştı.
Annem ve babam bir trafik kazasında ölmüşlerdi. O zamanlar daha ben 8 yaşındaydım tam tamına 11 yıl olmuştu annemler beni terkedeli. Hem de bir kardeşim bile yoktu. Ama o zamanlar biz Furkan ile kardeş gibiydik ve Furkan bana "seni hiç bırakmayacağım." diye söz vermişti. Ve sözünü tabii ki de ona yakışır bir şekilde yıllarca tuttu. Şimdi ise evleniyoruz. Bunlar sadece filmlerde olur diye düşünüyordum. Ama benim hayatım bir film değilse gerçekte de olurmuş demek ki. Hâlâ inanamıyordum gerçekten de inanması zordu fakat yine de inanmaya çalıştım. İnandım. Tekrar Furkan bana dönüp "Sen benim yeryüzünde bulduğum yıldızım, kalbime kazıdığım sonsuzumsun." dedi. İçimde kötü bir his vardı. Sanki bu gece kötü bir şey olacaktı. Ama bu hisse aldırış etmemeye çalıştım. Daralıyordum. Keşke annem ve babam da burada olup benim bu mutlu anımı görebilseydi. Demek ki bu da benim kaderimde yokmuş. Bir süre sonra bardan çıktık. Furkan çok ısrar etti ve mecburen beni eve bırakmasını kabul ettim. Eve geldik bahçede yere oturan birisini farkettim. Neyse ki Furkan farketmeden hemencecik gitti çünkü bu Hakan'dı ve Furkan'ın bu saatte Hakan'ı benim evimde görmesi pek iyi olmazdı. Eminim ki kavga çıkardı. Hakan çok üşümüştü. Onu içeri aldım tabii ki de kapıyı açarken yüzüğü gördü "Ben girmeyim evlenecek olanların evine girilmezmiş!" dedi sinirli bir şekilde. Ben de "N'oluyor Hakan ne zamandan beri böyle konuşmaya başladın acaba!?" dedim. Tabii bu isteyerek olan bir şey değildi. Bir anda içimden geçenleri söyleyivermiştim. Ardından yaptığım ani çıkıştan dolayı Hakan'dan özür diledim. Neden buraya geldiğini sordum o ise "Artık ilân-ı aşk'ın zamanı geldi." dedi biraz utangaç bir ses tonuyla. Aklım durmuştu o kadar mutluluk bana fazlaydı tabii ki acaba bu çocuk kime ilân-ı aşk edecek diye düşünürken. "Bunu artık daha fazla içimde tutamayacağım sen de bil benim çektiğim ızdırap biraz azalısın artık. 2 yıl önce tanışmıştık ve tanıştığımızda ilk defa göz göze geldiğimizde sen beni etkiledin. Sen de beni büyüleyen bir şey vardı. Etkilemiştin. O sırada ne yapacağımı şaşırdım. Hatırlarsan o anda kıpkırmızı olmuştum. Şimdi bunu istersen Furkan'a söyle istersen kendi içinde tut ama ben sizi Furkan'la mutlu anlarınızı gördükçe ızdırap çekiyorum fakat senin mutlu olduğunu görünce ben de mutlu oluyorum yani senin mutluluğun benim de mutluluğum. Senden vazgeçmeye çalışacağım ama eminim ki başaramayacağım. Gerçek sevgiden kolay kolay vazgeçilmez. Hayatımda sadece iki kişiyi sevdim gerçek olarak birisi sen birisi ise Aslı'ydı ama Aslı ile bir süre sevgili olduktan sonra malesef ağır bir ameliyatta hayatını kaybetti o an benim için bir yıkımdı canımdan can gitti. İntihar etmeye çalıştım başaramadım. Sonra seni gördüm seni sevdim. Ama demek ki bu hayat seninle de geçmeyecekmiş. Bakalım doğru kişiyi bulana kadar yaşayacabilecek miyim dayanabilecek miyim?. Bu hayat beni hep zorladı. Seni sevdim,seviyorum ve seveceğim. Furkan ile de hayırlı olsun. Elveda... " dedi. Ne yapacağımı şaşırmıştım konuşmasıyla beni çok etkilemişti. Acaba kendine falan bir zarar verecek mi diye düşünürken başım döndü bayılacak gibi oldum ve Hakan hemen beni tutup kanepeye doğru götürdü. Sonra kendimi toparlayıp "Sonuna kadar haklısın sevmek herkesin hakkı ama bu şekilde beni üzmeye hakkın yok çünkü seversin ama karşındaki aşık olduğun kişi seni sevmek zorunda değil. Kusura bakma ama biz seninle sadece arkadaş olabiliriz veya biraz daha ötesi kardeş gibi ama malesef bunun ötesi olamaz artık. "Dedim. Hakan bir anda "peki" demekle yetindi. O gün gerçekten çok yorulmuştum. Hakan gider gitmez hemen uyumak için yatağıma gittim ama bu kadar karışık duyguların içinde nasıl uyuyacaktım ki. Sonra 4 saatçik de olsa uyumayı başardım sabah olduğunda telefonuma baktım ve resmen şok yaşadım tam tamına 46 tane cevapsız arama vardı. Kim olduğuna baktığımda hepsinin Furkan olduğunu gördüm. Aradığımda "Aşkım sen mal mısın?!" Gibi bir cümleyle karşılaştım. "Ne oldu yine Furkan uyuyordum." Dedim. "Neden açmıyorsun telefonlarımı!?" Diye bağırdı. "Uyuyordum dedim sana ve bana bağırmaya hakkın yok." Diye bağırdım. Ve telefonu snirle kapatıp yere fırlattım...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 27, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Gururum Mu Geleceğim Mi?!.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin