Bir hafta geçmişti Luhan arada bir Heechul'la görüşmüş her gün Minseok'a mesaj atmıştı fakat Minseok onun hiçbir mesajına cevap vermemişti. Luhan bu duruma dayanamıyor ve Heechul'un başının etini yiyordu.
"Bir hafta oldu Heechul, bir hafta!" diye sızlanarak Luhan başını koltuğun arkasına vurdu.
"Sence de mesajlarına ve aramalarına cevap vermiyor oluşu onu kırmış olmuş olabilir mi?"
"Ne dedim ki ben? Kalbini kıracak herhangi bir sözcük sarf ettiğimi hatırlamıyorum..."
Heechul bir kaşını kaldırıp Luhan'a baktı ve "Sen ciddi misin?" diye sordu. Luhan'ın boş bakışlarını görünce ise konuşmaya devam etti.
"Hem onu yanında istediğini söyleyip duruyorsun hem de o gün Minseok'u kendi evine bırakacağını söylüyorsun, resmen kalbini kırdın bana olan bakışlarını gördün mü?"
Luhan Heechul'a şaşkınca bakarken işaret parmağını kendine doğrultup "Ben mi?" diye sordu. Heechul ise sinirle elinde tuttuğu yastığı ona fırlattı.
"Salaksın! Gidip sevgilinin gönlünü al! Sonra sevgili gibi değiliz de! Sıkıntını anlat! Sonra başımın etini yeme!"
Heechul bağırırken Luhan harekete geçip hızla üzerini değiştirdi ve arabasına atlayıp Minseok'un evine sürdü. Minseok'un evine vardığında kapının önünde birkaç saniye dikilip kendinden emin olduktan sonra zile bastı. Birkaç dakika sonra Minseok kapıyı açmıştı. Karşısında Luhan'ı görünce ise sinirle kapıyı hızla geri kapattı. Luhan şaşkınlıkla tekrar kapıyı çaldı.
"Minseok kapıyı açar mısın lütfen, konuşmamız gerek."
"Suratını görmek istemiyorum! Bana acı veriyor..." Minseok son kısmı oldukça sessiz söylemişti.
"Minseok hadi ama bebeğim, sevgililer arada bir böyle kavgalar eder değil mi? Kaçarak halledemeyiz."
Minseok sessizce kapının arkasında yaklaşık on dakika dikildikten sonra tekrar "Git buradan Luhan, açmayacağım." dedi ve odasına yöneldi. Luhan ise o uzaklaşırken "Sen kapıyı açana kadar buradayım Seok!" diye bağırdı.
Saatler ilerliyor Luhan arabasına dayanmış Minseok'u bekliyordu. Karnı acıkmış, susamış olmasına rağmen bir an bile Minseok'un kapısından ayrılmamıştı. Hava giderek karardığında ise arabasına binip koltuğunda biraz dinlenmeye başladı bu sırada ise uyuya kaldı.
Sabah Minseok ekmek aldıktan sonra evine döndüğünde Luhan Minseok'u fark etti ve hızla arabasından inip Minseok'un yanına koştu. Minseok, "Sana gitmeni söyledim." diyerek kapısını açıp Luhan'a fırsat vermeden kapattı. Luhan ise çaresizce bir şeyler düşünmeye başladı. Birkaç dakika sonra ise Luhan dahiyane fikri ile Minseok'un kapısını tekrar çaldı. Minseok kapının arkasına gelip "Sen hala burada mısın?" diye sordu. Luhan ise anında "Kapıyı açmalısın Minseok altıma işeyeceğim!" diye bağırdı. Minseok suratına çarpık bir gülümseme oturtup "O halde işe." dedi ve geri kendi işinin başına döndü.
Luhan çaresizce geri arabasına binip gözlerini kısıp ağzını şapırdattı. "Susadım ve açım.".
Ertesi gün Minseok sabahın erken saatlerinde merakla kapısını aralayıp Luhan'ın hala orada olup olmadığını kontrol etti. Luhan'ın hala orada beklediğini görünce ise şaşkınlıkla yutkunup onun yanına gitti. Camına hafifçe vurup onu uyandırdı. Luhan gözlerini açtığı anda Minseok'u görünce hemen arabasından inip gözlerini kocaman açarak ona baktı.
"Sana gitmeni söylemiştim. İki gündür ne diye buradasın?"
"Konuşup sorunumuzu halledene kadar buradayım, demiştim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Number : 7
ФанфикFanboyluğun zirvesinde takılan takıntılı Minseok ve futbol kariyerinin zirvesinde bulunan 7 numaralı oyuncu Luhan'ın hikayesi.