22 Mart,2016 (Melez Kampı Ormanı)
Taşa dönüşen dev'i ısıran Hayalet dişlerini acıttığı için inlerken göz ucuyla bayılan Pearl'e baktı.
"Yardım gerekiyor mu?" diğer cehennem tazısı uluyarak ona seslenirken Hayalet bağırdı.
"Hayır,şimdi geliyoruz." Hayalet topallayarak Pearl'e ilerleyip onu dürttü,sahibi nefesi dahi zor alıyordu ve kan kaybetmeye devam ediyordu. Hayalet inlerken Pearl'ün yüzünü yaladı ve burnunu sahibine sürttü. Gözlerinden bir damla yaş Pearl'ün yüzüne düşerken burnunun ucuyla belinin altından ittirdi ve onu yavaşça sırtına aldı.
Olabildiğince hızlı yürüyecek ve Pearl'ü kampa götürecekti. Diğer yarı-tanrılar ona yardım edebilirlerdi. Tazı gözlerinden bir damla daha yaş akarken kürküne yapıştı ve emildi. Hayvanlarda ağlarlardı ve bu çok zor bir şeydi. Şimdi Pearl'ü kaybetme ihtimali Hayalet'i o kadar sarsmıştı ki bedenine sarılıp sonsuz uykuya yatası geliyordu. Ama biliyordu ki eğer o da uyursa Pearl'ü kurtaracak kimse kalmazdı.
Güneşin batmasına yakın arabadan atladıkları için şuan hava kararmıştı ve Hayalet daha da hızlanamadığı için hırlıyordu. Hızlanırsa Pearl düşerdi ama onu kurtarmak için hızlanması şarttı. Kulaklarının arasından burnuna doğru sallanan ve parmaklarından kan damlayan elini içi acıyarak ısırdı ve hızlanmaya başladı Hayalet.
Onu korumak için bugün ikinci kez onu ısırıyordu ve bu sıcak kalbinin buz kesmesine yetiyordu. Korkunç tanrı Hades'e bile sarılabilen bu kız onu şunca yaşına kadar ilk kez seven kişiydi. Dünyada yaşadığı yıllarca asla ilgi görmemiş,sokakta harap olmuştu Hayalet. Köpek yılları insanlarınkinden zor geçiyorken Hayalet ömrünün yarısını cehennemde ruhlar tarafından hırpalanarak -o zamanlar yavruydu- diğer yarısını da insanlar tarafından hırpalanarak geçirmişti.
Hatta bir keresinde bir adam ona arabayla çarpmış,patisinin üzerinden geçmiş ve öylece gitmişti. İnsan yılına göre 4 yıldır onu sahiplenen Pearl öz annesinden bile daha çok ilgiyi bahşetmişti ona. Belki onu anlamıyor olabilirdi ama buna bile bir çözüm bulabilmişti dostu.
Sırlarını paylaşmış,Pearl onu eğitene kadar yaptığı şeyleri olabildiğince üstlenmiş ve tüm bakımıyla ilgilenmişti. Açlıktan adım atamayacak haldeyken zar zor ısıttığı makarnasını bile Hayalet'e vermişti,Pearl yemeklerini paylaşmayı sevmezdi üstelik.
Hayalet boğazından hırlamaları kaçırırken daha da hızlandı ve bir süre sonra durdu. Koştuğu için elindeki diş izleri büyüyordu. Artık koşamazdı,yürürse yetişebilirdi belkide.
"Kamptan içeri girebilir miyim?" diğer tazıya ulurken arkadaşı hemen onu yanıtladı.
"Evet.Hades şuan içeride,ona gözükmeden istediğini yapabilirsin." Hayalet'in kalbinde yeşeren umutlarla birlikte hızlı adımlarla kampın kapısına yürümeye başladı. Yorulmamak için tuttuğu nefes ve adım düzeni ona Pearl'le sahildeki koşularını hatırlatıyordu.
Yüzmeyi de böyle öğretmişti zaten,adım at,nefes,adım,nefes... Kolaydı ama alışkanlık haline getirmesi oldukça zor olmuştu. Boğulma korkusuyla Pearl'ün üstüne çıkıyor ve küçük arkadaşına sürekli su yutturuyordu.
Alevlerle aydınlatılmış yol karşısına çıktığında Hayalet biraz daha hızlandı ve tempolu bir biçimde kampın kapısından içeri girdi. Muhtemelen şuan hepsi yemekteydi. Eva her gece Pearl'ü ikna etmek için kampı anlatırdı,Pearl'de Hayalet'e yanında yatması için izin verdiğinden Hayalet burayı oldukça iyi biliyordu. Kuvvetli hafızasıyla üstelik Pearl'e sonra anlatacağı ve gülecekleri detayları da unutmuyordu.
Yemekhaneye -en azından Pearl böyle söylüyordu- gittiğinde kamp müdürüyle konuşan Hades'e doğru havladı. Tüm kampçılar ona ve Pearl'e bakarken Hades kafasını çevirdi ve gözlerinin büyümesine engel olamadı. Işınlanıp Hayalet'in yanında biterken Pearl'ü kucağına aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Clash Of The Titans Nico di Angelo ff.
Fanfic"Sevgili günlük; İşte sana son dizelerim! Sonunda kurtuluyorsun benden,ha-ha. Ne hoş. Biliyorum doruklarında yaşadığım duygular boğdu seni,kafamı karıştıran düşüncelerimi tek tek yazdım sana.Hayatımın her bir parçası sendeydi ama şuan yaşayacak bir...