''SEHER VAKTİ''

5.5K 283 74
                                    

Saygılarımı iletiyorum sana sayın okur birazdan okuyacakların pek seni mutlu edecek şeyler değil istersen yol yakınken dönebilirsin çünkü hayat böyle şeyleri okutturacak kadar uzun değil aklın varsa; hayatın canına okuyan insanların yazdıklarını değil de hayatın hiç dokunmadığı insanlarla haşr ol. Çünkü hüzünle yatarsan hüzün olarak kalkmazsın resmen doğarsın. Bak geçenler de sabaha yakın vakitte bir sokağa girdim. Ama orda ilgimi ne çekti biliyormusun, gece lambasının yanmayışı çünkü söndüğü bir vakitte geçtim yanından. Lamba bile olsa kim ister ki güzel güzel yanarken sönmek? Tabi hemen altına oturdum bir şeyler fısıldadım dedim ki;

Bazı sözlere muhtaçsındır, damla damla ağlarken.
Seher vaktinin yüz gösterdiği an başlar her şey.
Sabah ezanları yankılanır kulaklarında.
Anlarsın, hissedersin, dayanmıştır kapına hasret saatleri.
Sabah yelleri eserken, tutmak istersin o cennet kokan elleri.

Şimdi burada ne anladın diye sorup seni zor duruma sokmak istemiyorum sayın okur. İstersen bir kaç cümleyle ifade edeyim. Seher vaktinin başladığı o an; ben ve gece lambası için hayat bitiyor. Sabah ezanları yankılanınca kulaklarda doğan günün kendini aydınlığa bırakması hiç iyi olmuyor bizim için. Ben sokak lambasına kendimden daha çok üzüldüm be sayın okur. Çünkü; ben en azından aydınlık içinde fark edilirken sabah olduğunda o sokak lambasının vasıfsız bir direk parçası oluşu sence de acıtmıyor mu sokak lambasının canını? Ve ben cennet kokan elleri tutmak isterken o vakitler de, sokak lambasının ise 'akşamın' koynuna atlamak için can ettiğini seziyorum. Velhasıl kelam devam ettim dedim ki;

İnim inim inlediğin o geceler şahittir,
Ağzından bir çıkıp, bağrına bin inen dualara.
Tiryaki olmayı öğretmiştir artık,
Medcezirleşmiş hayat serüvenin.
Ve sonra; geçmiş olsun dersin kendi kendine.
Müptezelliği dahi başrolleştirmişsindir bendine.
Kendinden kaçacak delik ararsın,
Ama tüm sahafların deliklerini ezberlemişsindir kendinden kaçtığında.
Ve sonra ayaz eşliğinde kupkuru bir soğuk sessizlik çalar kapıyı,
Artık lal olma vakti gelmiştir.

Ha bak işte burası çok önemli. Hani o ansızın seher vaktinde gelen kupkuru ayaz soğukluğu var ya işte o bir insanı yahut bir sokak lambasını susturabiliyor çünkü; o kupkuru ayaz soğuğuna tek başına göğüs gerdiğinizde kaçacak delik arıyorsun o soğuk sizin susmanızı süslüyor.

Düşüncelerini toplamaya yeltenirsin,
Bir sonra ki seher vakti gelir aklına vazgeçersin.

Sokak lambası da artık isyan etmeyi bıraktı çünkü bir sonra ki günün aydınlığından kaçış yok iyi biliyor. Evet sayın okur okuduğun şey biraz böyle karamsarca dimi. Umarım sokak lambasına gerçekten bir sokak lambası olarak bakmıyorsundur, insan olarak bakmayı denediğinde inan bana insanları ayırt edebiliyorsun. Hoşça kal sayın okur.

YUNUS EMRE SÜER

''BİR AVUÇ HÜZÜN''Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin