15. Bölüm [Okul]

71 8 2
                                    

Dı dıt

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Dı dıt.. dı dıt .. dıt..dı dıt...
Biri şu lanet alarmı kapatabilir miydi acaba? Yastağımdan ağzımı toplayıp saati bulmaya çalışıyordum. Elime aldığımda 7.30 u gösteriyordu. Tam tekrar yatmıştım ki birden yataktan fırlamam bir olmuştu. Aceleyle banyoya doğru koşuyordum. Aynada hızlıca yüzümü yıkayıp makyajımı yapmaya başlamıştım. Bugün yeni üniversitemin ilk günüydü. Ailem il değişikliğinin iyi olduğuna karar vermişlerdi bende itiraz etmemiştim. Ve şimdi de ilk günden geç kalıyordum. Aynadaki son rütuşlarıda yaptıktan sonra hazırdım. Banyodan çıkarken gülümsememde yok olmuştu. Hazırdım değil mi? Üstumdeki pijamalarda yakıyordu ama, ayıcıklar falan. Gülerek odama gidiyordum ki Alper karşıma çıkmıştı.

-Hey gülücük surat hayırdır sabah sabah?

-Bu sabah okula bir ilk olarak pijamalarla gidiyordum ona gülüyorum bay merak.

-Gerçekten yeni bir moda başlatırsın sen, dikkat et de üstündeki ayılardan daha ayı birine denk gelmeyesin.

-Senden daha ayı olamaz kesin!

-Tamam pes ediyorum. Bu arada saat 8.15 bayan güzellik.

-Neee?! Bir de oyalıyorsun!

Odama doğru giderken sadece kahkahalarını duyuyordum ve aceleden cevap veremiyordum. Hadi ama daha ilk günden geç kalamazdım. Dolabımdan fırlattığım eşyalarım arasından siyah pantolonumla mavi bluzumu hemen giymiştim.
Ne renk uyumu ama hemen telefonumu şarjdan çıkarıp boş bir defteri çantamın içine tıkmıştım. Evden koşarak çıkıp durakta beklemeye başladım. Tek başıma durakta beklerken bir çocuk daha gelmişti. Siyah kapşonlu yüzü gözükmeyen müziğini buradan duyduğum çocuk gıcığın tekine benziyordu. Sabırsızlıkla beklediğim otobüs sonunda gelmişti. Müzik delisi fark etmemişti bile. Hemen otobüse binmiştim. Okula varana kadar üniversite 1 öğrencisi gibi davranıyordum. Aslında öylede hissediyordum. Farklı bir ortamdı yeni ben olma zamanıydı. Otobüsteki şoförle bile tanışmıştım. Ama en tatlısı Nesrin teyzeydi. Onunda bir kızı varmış ama o ondan uzakta okuduğundan dolayı onu göremiyormuş. Beni de kendi kızı gibi görüyordu artık. Otobüsten inerken bir an suçluluk duygusu hissetmiştim. O kapşonlu çocuğu uyarmamıştım. Üniversite çok ama çok güzeldi. Biranda
Herşeyi unutmuştum. Hem de herşeyi, buna geç kalmam da dahildi. Hemen sınıfıma doğru koşuyordum ki o sırada arkamdan birinin daha koştuğunu görmüştüm. Hemen sınıfa dalmamla hocayla burun buruna gelmem bir olmuştu. Birden kahkaha tufanı ve hocanın sinirli suratıyla baş başa kalmıştım. Okulun ilk günü Gece değil mi? Bugün çok güzel olucaktı hemde. Yüzümdeki saçma gülümsemeyle okulun ilk gününden rezil olarak arka sıraya oturmuştum. Ne gündü ama ... Tam daha da berbat olamaz derken sınıfa bir kişi daha dalmıştı. Ah lanet olsun o kapşonlu çocuktu. Yüzüm bir anda kıpkırmızı kesilmişti. Hoca onu hiç takmamıştı bile. Çocuk birden yanıma gelip oturmuştu. Ne kadarda patavatsız biriydi bu bir kez daha kendimi, ona gıcık demekte haklı bulmuştum. Ama bu utancımı saklamaya yetmiyordu işte. Tek bir kelime bile etmeden hocayı dinliyordum. Aslında kendimi kandırıyordum, dinlemiyordum. Çocuğun beni seyrettiğinin farkında bile değildim.

SON MU?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin