Paranoya 2 - Fısıltı

             Saatin erteleme alarmının çalmasıyla kendime geldim. Saate baktım sanırım biraz geç kalmıştım. Sonra tekrar kafamı psi-wheel düzeneğine çevirdiğimde. Aletin tamamen durduğunu fark ettim. Gözlerimi ovuşturdum. Keçileri kaçırdığımı düşünüp. Lavaboya yöneldim. Yüzümü yıkayıp aynaya baktığımda. Her şey normal görünüyordu. Ev arkadaşım akşam kız arkadaşının yanında kalmıştı. Her zamanki izleniyor hissi kasıp kavuruyordu yine içimi. Bir şarkı mırıldanarak yardım evin ürpertici sessizliğini. “Penceremin perdesini havalandıran rüzgar….“

              Mutfağa gidip bir şeyler atıştırdım. Oradan odama geçip eşyalarımı karıştırmaya başladım. O gün güzel bir şeyler giymem gerekliydi. Okul çıkışı sevgilimle bir yerlere gidecektik. Bu arada ismi Merve kumral, buğday tenli biridir. Neyse üzerime açık mavi kot tarzı dar gömleğimi, altımaysa koyu kot pantolonumu giymiştim. Camların açık olup olmadığına baktıktan sonra evden çıktım . Asansör geldiğinde içinde üst katta oturan 30 yaşlarında Aylin abla vardı. O an kulağıma büyük bir çınlama girdi. Kafamın içinde birileri vardı sanki. Başımı iki elimin arasına aldım. Çınlama yerini fısıltılara bıraktı. Aylin abla iyi misin Mert dedi. “İyiyim iyiyim” dedim kısık bir sesle. Hızla merdivenlere yöneldim. Biraz daha iyiydim şimdi. Fısıltı tamamen kaybolmuştu. Çınlama sesi az da olsa devam ediyordu. Apartmanın kapısından çıktım. Sokaktaki sessizliğin yerini ayak seslerim aldı. Ağır ağır yola koyuldum. Köşeyi döndüğümde, karşıdan uzun siyah elbisesi, dalgalanan sarı saçları ile çok güzel bir kız geliyordu. Kıza yaklaştıkça baş ağrılarım artmış. Çınlama kulaklarımı zorlamaya başlamıştı. kız yanımdan geçerken yine o anlamsız fısıltılar beynimi yiyordu. Başımı ellerimin arasına alıp, diz üstü çöktüm. Çok geçmeden fısıltılar susmuş çınlama dinmişti. Koşar adımlarla ilerlemeye devam ettim. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Fısıltılar bir gelip bir gidiyordu. Çıldırıyor olmalıydım. Ne yaptığımı bilmeden ilerliyordum. Eve dönmenin en iyisi olacağına karar verip. Hızla eve yöneldim.

           Eve geldiğim gibi banyoya girdim. Gözlerim kan çanağı içindeydi. Ama pek fazla bir şey hissetmiyordum. Yatağıma yattım. Tavana bakarak neler oluyor bana diye düşündüm. Biraz kestirsem iyi olacaktı. Çok geçmeden uykuya daldım.

          Tıkırtılar duyarak gözlerimi açtım. Ev arkadaşım Anıl gelmişti sanırım. Yataktan doğrulup otuma odasına gittim. Anıl cipsini almış, televizyon izliyordu.  “ Sen niye evdesin oğlum “ dedi. “kendimi biraz kötü hissediyorum, biraz yatacağım.” diye yanıt verdim. “ Tamam, hadi git yat” dedi. Cipsinden biraz alıp kapıya yöneldim. Çok net değildi ama “ Paketi alsaydın sığır.” Diye bir ses duydum. Arkamı dönüp “ ne diyorsun abi” dedim. “Ben bir şey demedim iyi misin lan ” dedi. Bu sefer kesin delirmiştim, gaipten sesler duyuyordum. “iyiyim yok bir şey” deyip tekrar kapıya yöneldim. “ Nah iyisin gözünün beyazı görünmüyor kandan” diye tekrar bir ses duydum. “ Oğlum dalga mı geçiyon lan” deyip elimdeki cipsleri Anılın üzerine fırlattım. Anıl “ Kafayı mı yedin oğlum” dedi. Sözünü bitirdikten sonra çeşitli küfürler duymaya başladım. Bu ses anılın sesiydi fakat Anıl’ın dudağı bile kıpırdamıyordu….  

                                                    TO BE CONTINUED