Gözlerini Bilecik'e yol alan bir sürgün treninde açar Cemal Süreya.Onu,şiire,özgürlüğe taşıyan sürgün! Şimendiferci Bilecik istasyonunda durmuştur ama tren 52 sene gitmiştir,bir coğrafyadan bir coğrafyaya.Cemal Süreya 9 Ocak 1990'da inmemiştir o trenden ve bu gidiş gelişler dokumuştur onun felsefesini ve şiirini.52 sene! Şiir cumhuriyetinin ince iğne dokuculuğunu yapmıştır.9 Ocak 1990'da o tren durduğunda önemi kalmamıştır bu duruşun çünkü Cemal Süreya artık o trende şiir yazamayacaktır ve onun şirinde duran bir tren yoktur.Dağyelinde bir köylünün kavalı ve Totenberg'in kaybolan stradivariusu yol verir onun şiirine.Çağlar öncesi ve yüzyıllar sonrası vardır şiirinde.Zaman ve mekan boyutunun ötesindedir.O kadar ki sıratın ipinde bile gezmek ister.
Toplumcudur Cemal Süreya.'Gece yağan yağmur gibidir onun toplumculuğu.Sabah anlaşılır,kokudan,çiğden,bir gece önce yağmur yağdığı'.''2. Yeni benim.Tabii Ece'yi,Turgut'u,Sezai'yi,Özdemir'i,Gülten'i saymazsak.''diyor Cemal Süreya.Boğaziçi köprüsü ve kız kulesi de onundur tabi rüzgarlı sokakta.Rüzgarlı sokak rüzgarlıdır,tozludur da.Rüzgarlı sokakta, basımevleri mahzene sığınmış gibidir.Mahzene sığınmak önemlidir.Cemal Süreya mahzene sığındığında maliye müfettişiydi,metayı bilirdi.O yüzden 'piyasaya düşmeyen şiiri'yazardı.Kiralanamayan ve değiştirilemeyen.Bilgisayardan,kayadaki tuzun ve şarabın tadını almaya çalışmayacak olanı.''Boğaziçi köprüsünün hisse senetleri satışa çıkınca o da kız kulesinin düş getiren pay senetlerini dağıtmaya başladı.Kapış kapış gitti.''Düş ile karın, çıkar ile ütopyanın kavgasıydı bu.Şiirine ütopyası girince ,arkadaşlığın,aşkın,bölüşmenin pazarı açıldı.Para geçmez onun şiirinde.Gülü gül ile tartarlar.Cemal Süreya sırtında maden direğini taşıyanlardandır.Turgut Uyar'ın 'göçen maden direğinin'altındaki sevdiği omuzlar onundur.'Sırmaları,apoletleri olmasa da.''Ölmeseydi son şiiri göç olacaktı.Evrensel göç!Batıyla doğunun kucaklaşması olacaktı bu uzun şiir.Şimdi biz maden direğinin altına geçiyoruz.555 K parolasını tekrar hazırlıyoruz.Mahzene sığınıyoruz.Akıp giden sokaktan başka hiçbir şeyimiz yok Cemal Süreya gibi.Günde 24 saat kurşuna dizilsekte alnımızın ortasından sadece ''özgürlüğün geldiği gün o gün ölmek yasak''bize.O gün geldiğinde göç kitabını yazmış olacağız.Evrensel göç!