BÖLÜM13:YENİ OKUL=YENİ ARKADAŞ VE YENİ SORUNLAR

463 23 4
                                    

"Arkadaş yavaş yavaş hikayeyi toplamaya başladım artık daha düzenli yazmaya çalışacağım. Bu arada yorum yok denecek kadar az sizden isteğim hikayede ne gibi şeyler olabileceğini söyleyin yandaki Emily:D yine VOTE VE YORUM İSTİYORUM İYİ OKUMALAR:)"

-JAMES-

Aslında o rası bom boştu taki o hayatına girene kadar. Daha önce hiç mutlu olmamıştı ailesini öldüren o adam yüzünden yalnız kalmıştı her ne kadar Andrew, Ken, Benjamin, Louis, Harry ve kızlar ne kadar ona yardımcı olup destek verseler de hiçbir zaman mutlu olmamıştı.

Taki o küçük kızı görene kadar. Okuldaki ilk gününde büyük bir belaya bulaşmıştı. Bu düşünce tebessüm ettirdi ve o günü tekrar anımsadı. Hiç korkmadan gözlerini ona dikişi, o yanından geçerken değişen kalp ritmi hepsi hafızasındaydı. Hatta Andrew’in onu tehtit edişi bile ama küçük cadı alta kalır mı hemen cevabı yapıştırmıştı.

O an aklıma gelince kahkaha attım bizim başkanımız olan Andrew bir kız tarafından kapak edilmişti bunu düşününce kahkaham arttı. Tam bu sırada neşem yerindeyken odaya o girdi. Ailemin katili. Annemi, babamı, küçük kız kardeşimi ve büyük babamı öldüren o adam. Bana bu zehri verip hayatımı karartan, beni yaşayan ölüye çeviren o adam. NİCK.

Karşımdaki koltuğa oturup “Onu çok seviyorsun değil mi? Hatta annenden, babandan beklide o çok değerli kız kardeşinden bile çok” derken Nick planını ağır adımlarla devreye sokuyordu. Derin bir nefes alıp sözüne devam etti “Peki sana onların hala yaşadığını söylesem” dediğinde James yerinden fırlayıp Nick’in yakalarına yapışmıştı bile…

-EMİLY-

Hayatımda hiç bu kadar huzurlu uyuduğum zamanlar olmadığına yemin edebilirim. Gözlerimi açtığımda James bana bakıyordu sanki biraz hüzün birazda acı çeker gibi bakıyordu. Yatak da doğrulup dudaklarına yaklaşmıştım ki yerinden kalktı ve “Üstünü giyinsen iyi olur bu gün okula başlıyoruz” dedi ve odadan çıktı.

Bu da neydi günaydın bile dememişti. Acaba yanlış bir şey mi yapmıştım ki böyle bir şey yaptığımı hatırlamıyorum. Acaba odayı toplamaya yardım etmediğim için mi kızgındı? Hayır, hayır bu olamaz kendisi beni yatağa yatırmıştı. Her neyse bunları düşünmeyi bırakıp odadan çıktım.

Kendi odama girince direk banyoya koştum ve soğuk bir duş aldım. Aklımı kurcalayan sorulara yenileri eklenmişti biz nasıl sıcağı-soğuğu hissediyorduk ya da basıl uyuyorduk. Bunları da düşünmeyi bırakıp saçlarımı duruladım.

Dolabın karşısında kararsızca kaldım okul formalarıma uygun çorap almamıştım ve ne giyeceğimi bilmiyordum. Aslında bu gün okula da gitmek istemiyordum. Pijamamı çıkarıp formaları giydim. Diz altı çorabımı ve siyah babetlerimi de giyince tamamdım. Tek kalan saçlarımdı. Zaten giyinene kadar kurumuştu bende örüp aşağıya indim.

Herkes masaya oturmuş sanki beni bekliyordu. Louis’in yanına oturmuştum ve tam kupasına uzanırken elime kibarca vurup “Bence kendine başka almalısın yoksa aç kalacaksın. Hem bu gün biraz normal yemek ye sürekli kan içiyorsun” dediğinde hem moralim bozulmuş hem de şaşırmıştım. “Biz yemek yiyebilir miyiz?” dediğimde sırıttı “Elbette yiyebiliriz bence bu konuyu eve gelince konuşalım hadi şimdi iç bu kanı ama unutma sadece bu seferlik okulun ilk günü olduğu için” diyip kadehi bana uzattı. Gülümseyip içtim.

James hala bana bakmıyordu kesinlikle bir şey olmuştu ama bir şey yaptığımı hatırlamıyordum.

Okula servisle gitmek yerine her sabah bizi onlar bırakacaktı. Çantalarımızı önceden hazırlamıştık zaten kapının yanında bizi bekliyordu. Bu gün bizi bırakma görevini Andrew üslenmişti.

Arabaya bindiğimizde James benimle arka koltukta oturmak yerine öne oturmuştu. Git gide moralim bozuluyordu artık. Belki de okulda edineceği yeni sevgilileri için benden uzak duruyordu. Evet, evet kesinlikle eğer o böyle yapıyorsa aynısını bende yapacağım.

Okula vardığımızda James beni takmadan arabadan inmişti bile. Ben hiç inmek istemiyordum. Andrew kapımı açtığında inmem gerektiğini anladım. Ama inmemiştim “Söyler misin neden inmiyorsun Emily?” dediğinde kafamı önüme eğip “Korkuyorum” dediğimde Andrew beni arabadan çıkarıp sarıldı ve “Korkma eminim ki en popüler kız olacaksın ama seni uyarayım ilk tanıştığımızdaki gibi cesur olma” diyip güldü bu sırada Nina da kendi arabasından inip yanımıza gelmişti. Hemen Andrew’in dudaklarına ateşli bir öpücük kondurdu.

 Nina ne zaman evden çıktı da arabasıyla geldi haberim yoktu. Büyük ihtimal ben dalgınken arkamızdan çıkmıştır. Düşüncelerimi Nina böldü “Emma arabada eve dönecek, siz evden hızla çıkarken bunları vermeyi unuttum” dedi ve çantasından iki tane “Iphone 5” çıkarıp bana uzattı. Ben alırken “Bunlar ne için” dediğimde alayla güldü “Hatırlatırım liseye gidiyorsun telefonun olmalı değil mi?” dediğimde biraz utandım. Uzun süredir telefon kullanmıyordum ve bu aleti unutmuştum.

Nina da telaşımı anlamış olacak ki bana desten verircesine sarıldı ve kulağıma “Çantana bak oraya gerekli şeyleri koydum” dediğinde tamam anlamında kafamı salladım. Onlara el sallayarak okulun içine girdim. Andrew ve Nina  “BMW X5” e binerken Emma’da “Porsche 911” ile uzaklaştı. İlk işim müdür odasını bulmaktı.

Müdür odasını bulduğum sırada James müdür ile birlikte odadan çıkıyorlardı.james beni görünce “Geç kaldın” dedi. Sesi o kadar soğuktu ki üzülmüştüm ama onun aksine okul müdürü “Merhaba Emily ben Jack yeni okul müdürünüz, gerekli olan şeyleri James’e verdim ondan alırsın şimdi sınıflarınıza ilk ders başlamak üzerine” diyip bizi başından saldı.

James bana bir dosya verip “İlk dersin sınıfı ikinci katta soldaki ilk kapı” demesiyle resmen koşarcasına uzaklaştı. Telefonu vermeye fırsatım bile olmadı.

Sınıfa çıkınca herkesin gözü bana çevrildi. Birkaç kız bana aşalar gibi bakarken 2 kız sevecenlikle yanıma yaklaştı. Kısa ve sarışın olan “Selam ben mine bu vampir görünüşlü ama masum kız da Jade” dediğinde kıkırdadım “Merhaba bende Emily” arkadan biri omzumdan tutup kendine çevirdi ve elimi öperken “Bende Ethan” dedi bu sırada içeriye James girdi…

AŞK BENİ ÇAĞIRDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin