YIL 2004
– Oyuncaklarını toparlamanı söylediğime eminim küçük hanım."
Küçük Beyza siyah saçlarını arkaya atarak bu aralar en sevdiği hareket olarak gözlerini devirdi. Ardından da tatlı tatlı gülümsedi.
– Totlayacam annecim."
Annesinin odasından çıkmasının ardından geçen hafta alınan arabasının kapılarını kapatıp dolabının üstüne kaldırdı. Odasındaki geriye kalan oyuncakları eline aldığı kenardaki kutusuna doldurdu. Giyinmek için pembe dolabının kapaklarını açtı. Annesinin aldığı pembe-mor elbiselerini kenara iterek alt taraftan kot şortunu üstüne de bugsbunny li tişörtünü giydi. Annesi sinirlenecekti tabi ki ama kendisi böyle seviyordu. Saçlarına aynanın karşısında yolarcasına tarayarak dağılmış saçlarına sinsi sinsi gülümsedi. Ardından tarağını ve tokasını alarak annesinin yanına aşağı kata indi. O sırada Aksoyların en son gelinleri Zeynep Hanım mutfakta akşam gelecek olan yeni ortakları için yemek hazırlıyordu. Aslında kocası Ahmet Bey kenini yormamasını yardımcıların hazırlamasını istesede Zeynep Hanım özenerek kendisi hazırlamak istemişti. Karnındaki dokuz aylık bebeği ve yukarıdaki arsız kızı onu zorluyordu ama dirençli bir kadın olduğu için pes etmiyordu. Ta ki büyük patırtılarla tüm aileyi canından bezdirmiş minik kızı saçları darmadağınık kıyafetleri kırışık ve özentisiz şekilde yanına gelip karşısına gelip dikilene kadar.Onca işin arasında tam 1 saat kızını hazırlamış yemek yapmaya gelmişti ve arsız kızı yine yaramazlık yapıp üstünü değiştirmişti.Ayrıca saçlarında silgi tozları gözüküyordu içini aşırı derecede bir sinir kapladı.Kızını kolundan tutarak hızlıca hamile olmasına rağmen kucağına aldı ve koşarak yukarı çıktı.Aşağı kata yardımcıları Aysel'e bağırarak yemeğe devam etmelerini söyledi.Beyza annesinin kucağında kahkahalarla gülerken Zeynep hanım sinirle kızını banyodaki küvete oturtturup saçlarını daline buladı.Banyodan çıkarınca dolabından mavi iç çamaşırlarıyla bebe mavisi elbisesini giydirdi.Beyzanın çoktan suratı asılmıştı.Bebe mavisinden pembeden ve mordan nefret ederdi.Kırmızı ayakkabılarını giydirince yine gözlerini devirip gülümsedi.Annesi saçlarını tarayıp önüne sarı bir kurdele takmıştı.Zeynep hanım yaptığı işlerden memenun şekilde kızının odasını hızlıca toplayıp her ihtimale karşı kızının elinden tutup yanında aşağıya indirdi.Beyza odasından çıkmadan önce masasından kırmızı arabasını almıştı.Annesi Beyza'yı mutfaktaki masaya bırakıp Aysel teyzesine emanet etmişti.Kendiside yukarıya hazırlanmak için çıkmıştı.Beyza annesi ve yardımcıları yemekleri ve masayı hazırlanırken gariptir ki uslu uslu oturmuş arabasıyla oynamıştı.Akşam olup da tüm hazırlıklar bitince Zeynep hanım yardımcılarından Beyza'ya bakmak amacıyla bulunan hariç diğerini göndermişti ve tam bir hanımefendi olarak hazırlanmıştı.Zil çaldığında annesi Beyza'nın da elinden tutup kapıyı açtı.Eşi ve saatlerdir beklediği misafirleri kapıda bekliyordu.
-Hoşgeldiniz.
Eşi gülümseyip içeri girdi. Kızını kucağına alıp yanaklarından öptü. Zeynep Hanım ise kızını bir iki kere dürttü. Beyza 4 yaşında olmasına rağmen anlayıp misafirlere gülümsedi.
–Neden geldiniz ?
Annesi kızının sözü karşısında şaşırmış misafirlerinden özür dileyip onları içeriye davet etti. Her şey ayarlanmış tüm ailenin ve misafirlerin yemek masasına oturma zamanı gelmişti. Misafirleri Ali ve Hale Türkoğlu. Ali Bey, Türkoğlu Şirketi'nin siyosuydu. Kurucularıda kendi aileleriydi fakat Ali Bey kemdi emekleriyle bu mevkiyi kazanmış, aile mirasınï reddetmişti. Şimdi de Ahmet Bey'in iş yerinden yakın arkadaşı olduğu için aileleri tanıştırmak amacıyla bu yemeği düzenlemişlerdi. Onların, Ahmet ve Zeynep Hanımın kızlarıyla yaşıt oğulları vardı. Furkan, Beyza'nın aksine sakin ve 4 yaşında olmasına rağmen olgun bir çocuktu. Babası onu kıyafet ve düzen olarak yakışıklı olarak büyütüyordu. Masaya yemekler konulunca herkes tatlı bir sohbetle yemeklerini yemeye başladı. Zeynep ve Hale Hanım kırk yıllık arkadaş gibi sohbet kurmuşlar, Ali ve Ahmet Beyde mutlu bir şekilde bu senenin turnuvaları hakkında konuşuyorlardı. Tek bir sorun vardï. Furkan ve Beyza sohbet ederken, Beyza Furkan'a sinirlenmiş asi bir çocuk olduğu içinde ağzındaki tüm çorbayı karşısındaki sevimli çocuğun yüzüne püskürtmüştü. Furkan'ın iki dakika bekleyip ağlamaya başlamasıyla herkes onlara bakakalmıştı. Tatlı oğlunu o şekilde gören Hale Hanım hemen çocuğunun yanına koşmuştu. Zeynep Hanım, kızının son dakika attığı golle küplere binmiş aynı zamanda da utancından kıpkırmızı olmuştu. İki hanımefendi koşturuyor küçük Furkan ise sürekli ağlıyordu. Fakat küçük Beyza, Ahmet ve Ali bey katıla katıla gülüyorlardı. Ali Bey daha ilk günden Beyza ' yı çok sevmişti. Ortalık durulunca Furkan ve Beyza barışmış ,Zeynep Hanım arabalarla oynamaları için çocukları oyun odasına götürmüştü. İçinde çok büyük korkular vardı. Beyza'nın daha önce gözüne kaşık sokmaya çalışmışlığı vardı. Odada onları yanlız bırakan annesinin ardından Beyza yüzündeki sinsi sırıtışla havalı bir şekilde oturan Furkan'a döndü.
–Arabalarımla oynamayacaksın.
–Nedenmiş o ?
–Benim canım öyle istiyor.
–Sen bilirsin.
Furkan sözünü bitirir bitirmez cebinden oyun dolu olan ipad ini aldı. Beyza'nın dikkatini çekeceğini biliyordu. Çekmişti de zaten. Beyza'nın baktığını görünce gülümsedi ve kenara kaydı.
–Haydi yanıma gel. Buradaki arabalara da bakabilirsin."
Furkan'ın teklifi karşısında Beyza tatlıca gülümsedi. Kalktı ve Furkan'ın yanına yerleşti. Saatlerce ipad le oynadılar. Saat 12 ye gelirken çoktan çocukların uykusu gelmiş, gözleri kızarmıştı. O gün Beyza ilk defa misafir çocuğunu çok sevmişti. Furkan'da ilk defa kendi gibi olan bir kız görmüştü. Onunla hep görüşmeliyiz diye düşündü. Ve o gün o pembe koltukta Beyza Furkan'ın omzunda Furkan'da Beyza'nın kafasına kafasını yaslayarak uykuya daldı.
Bugünden sonra senler geçmişti aradan ama hiç ayrılmamışlardı. Furkan Beyzayla oynamaya geliyor. Aysel Hanımda onların peşinden akşama kadar koşturarak yaramazlıklarını engelliyordu. Beyza'nın küçük kardeşi doğmuş , küçüklüğünden bu yana da Furkan ve Beyza'nın yaptıklarının arkasından büyümüştü. Daha 2 yaşında olmasına rağmen Furkan ve Beyza'dan gıcık kapıyordu. 6 yaşında Hale Hanım Aysel çok yoruluyor diye çocukları kreşe yazdırmıştı. Hoş 3 kreşten atılmışlar üstüne üstlük hiçbir kreş kabul etmesede en sonunda özel bir kreşe ardından özel ilkokul,ortaokul ve son olarak Giray Kolejine yazdırmışlardı. Furkan bu yaşına kadar hiç bir kızla takılmamıştı. Onun için tek kız Beyzaydı. Beyza da kimseyle çıkmamıstı. Çünkü onlar sadece kendilerinindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocukluk aşkı
ChickLitBelki de aşk o sana kardeşim derken bile onun gözleri içinde gerçek sevgiyi bulmaktır. O her daim başka ellerde yaşarken senin onun olmadığı ellerde her daim ölmendir. Belki de aşk anlatıldığı gibi tozpembe bulutlar değil kapkara umutlardır.