'Cenk'
Benim çocukluk aşkım da diyebiliriz. Hatta şimdi bile takıntım vardır kendisine. Bizim evin biraz uzağında futbol sahası var. Orada onu gördüğümde ağzımdan salya akmıştı resmen. Bende sahanın yanına halk için yerleştirilmiş spor aletlerine biniyordum. Benim bu günkü fiziğime sahip olmamın nedeni Cenk'tir.
Ama gel zaman git zaman bana baktığını fark ettim. O ve ben imkansızdı. O süt mavisi iri gözleri kaslı gövdesi ve yanık teniyle bütün kızları etkilerdi. Ama ben onun tam tersi esmer ve bakım yoktu yani yeni yetmeydim. Ben o zamanlar çocuktum yani daha ortaokula yeni başlamıştım. Beni görüyordu ama ben bakınca bakış yönünü değiştiriyordu. Ben liseye başladığım zaman bir gün baktığı yöne baktığımda ondan soğumama neden oldu. Spor aletlerine binen neredeyse çıplak kızlar ona ağzını yaya yaya bakıp göz kırpıyordu. Bende bu görüntüye daha fazla dayanamadım ve oradan uzaklaştım bir daha gelmemek adına.O zamanlar yine ondan etkileniyordum ama Emre'ye platonik aşık olmuştum. Aradan zaman geçince ben lise ikiye geçmiştim ve eve giderken onunla karşılaştım. O diyaloğu gayet iyi hatırlıyorum.
"Merhaba Öznur. Ben Cenk."parıltılı gözlerle bana bakarak heyecanla konuşuyordu.
"Merhaba. Hayırdır?" dedim. Ne diye benle konuşuyordu ki benle. Ama hala nefes kesici gözüküyordu.
"Tamam. Lafı uzatmıyacağım ben senle konuşmak yakınlaşmak ve zamanı geldiğinde sevgili olmak istiyorum." diyince benim nasıl bir surat şeklim oluştuysa gülme isteğini zar zor bastırıyordu.
"Ben.. be.. şey benn.." diye kekeleyince daha fazla dayanamayarak güldü. Hemde anıra anıra. Eminim esmer tenimde bile kızardığım belli oluyordu.
"Hayır" diye net cevap verdim. Çünkü kızlara yiyecekmiş gibi bakıyordu ve ben yanında rahat davranamazdım. Verdiğim cevap üzerine gülüşü donuklaştı ve yanık teni soluklaştı. Belli ki benden bu yanıtı beklemiyordu. Bir dakika durmaksızın gözümün içine baktı. Dudukları yukarı kıvrıldı ve "Emin misin bak benim gibisini zor bulursun bir daha." dedi. Egosu na bak tavan yapmış.
"Hayır dedim. Neyse git kendi yoluna bir daha asla karşıma çıkma." diyerek arkamı döndüm. İki adım attığım da "Senin yoluna çıkmak mı senin hayatından çıkmıcam" diye fısıldayarak konuştuğunda onu duydum. Olduğum yerde durdum ve neredeyse koşarak eve gittim. Heyecenlanmış ve aşırı mutlu olmuştum. Benimle ya benimle ama olmazdı. Olamazdı.
O günden sonra gözüme sokarak türlü türlü kızla çıkıyordu. Benim gittiğim yerlere yarı çıplak kızlarla gelip yiyişiyordu. Kıskandırıyordu aklın sıra ama oldukça başarılıydı. Teklifini kabul etmediğim için oldukça pişmandım. Ama birden ortadan kaybolunca üzüntüden mahvolmuştum. Ama bir iki gün sonra eski halime geri döndüm. Sonuçta hayat devam ediyordu.
Şimdi ise tam karşımdaydı ve elinde bıçak vardı. O bıçak degil ya çakıydı. Çakıyı ters çevirip pantolonunun arka cebine soktunca anladım. Ellerini sakin olun der gibi yapıp "Ooo kimler var burda. Öznur hanım beni özlediniz mi?" dedi sarhoştu. Yalpalayarak yanıma geldi ve bana öyle bir sarıldı ki sanki yıllardır görmediği arkaşına sarılır gibi. Derin bir nefes aldı ve burnunu boynuma bastırdı. "Sen özlemediysen söylüyorum ben çok özledim." dedi. Hasancan nihayet harekete geçip beni ordan ayırdı. "Hop birader uzak dur lan!" sesini yükselterek itekledi onu. Bir iki adım geriledi ve bıçağı çıkardı.
Cenk Hasancan'a doğru bıçağı sallarken "Durmuyorum. Ne yapcan ha! Bak biliyor musun ne yapcan buradan gidiceksin yoksa seni öldürürüm. Duydun mu lan!" diye kükredi. Hasancan'la ben uzaklaşmaya çalışıyorduk. Ama Cenk beni tutup bıçağı boynuma bastırdı. Hasancan daha ne olduğunu anlamadan çığlığı bastım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sorunlu
Teen FictionAilesi sorunlu, arkadaşlarıyla arası sorunlu ve kendi sorunlu bir genç kızın karşısına bir de sorunlu hayat çıkarsa ne olur?