Beyaz Honda hala aynı yerdeydi. Yanında Rahmi'ye ait olduğunu anladığını siyah arabanın yanına Volvo'yu park etti. Herkes hızlıca arabadan inip ofise doğru yürümeye başladı. Cemil'e kapıda beklemesini belirten bir işaret yaprak içeri girdi. Erdi ve Kenan da onu takip etti.
İçeride tanımadığı birkaç adam vardı. Buraya ilk kez geldiğinde bu adamlar yoktu veya görmemişti. Rahmi'nin adamları olabilir diye düşündü ama öyle olsaydı takım elbiseli olmaları gerekirdi.
Bu adamları, buradaki temizlik ve mutfak işlerini yapmaları ve yardım etmeleri için Yeliz Hanım ayarlamıştı. Adamlardan biri Selim'in yanına gelerek selam verdi ve bir şey söylemeden büyük ofisin kapısını işaret etti. Selim, Rahmi'nin orada olduğunu anladı ve beklemeden kapıdan içeri girdi. Rahmi masanın yanındaki tek kişilik koltukların birinde oturuyor, diğer üç adam ise ayakta bekliyordu.
Rahmi ayağa kalktı: "Senin mekanındayız uygun olduğu gibi yerine otur."
Selim masanın arkasına geçip koltuğuna oturunca Kenan ve Erdi çift kişilik diğer koltuğa oturdular. Onların bu rahatlığı Rahmi'nin gözünden kaçmadı. Bir adam elinde çay tepsisiyle içeri girip Selim ve Rahmi'nin önüne çayları bırakarak dışarı çıktı.
"Seni dinliyorum." dedi Selim. Oldukça sakin konuşuyordu.
"Adamların yanında mi konuşacağız?" diye sordu Rahmi, memnuniyetsiz bir tavırla.
"Onlar benim adamım değil dostlarım, konuşa biliriz."
"O zaman benim adamlarım da burada kalır." dedi ve masanın üzerine bir çanta koydu. "Neden yaptın? Sana güvenmiştim. İçinden 5 bin TL almışsın."
Selim çantayı hatırladı ve korktuğu şeyin başına gelmiş olduğunu anladı. Bu çantayı açıp içinden para almıştı ve Rahmi bunu anlamıştı. Yoksa blöf mu yapıyordu? Anladıysa nasıl anlamıştı? Ama bunların bir önemi ve inkar etmenin bir anlamı kalmamıştı. Durumu uygun bir şekilde anlatmanın daha doğru olduğunu düşündü.
"Bak açıklaya bilirim."
"Buna gerek yok." diyerek araya girdi. Çantanın içinden 5 bin TL çıkarıp masanın üzerine koydu. "İşte benim paramın yerine çantaya koydun para. Bunu al ve benim paramı geri getir."
"Anlamıyorum çantayı açtım evet, ama paranın miktarı ve cinsi aynı neden değiştirmek istiyorsun?"
"Senin mekanında sana racon kesecek değilim." Çantayı alarak ayağa kalktı. "Sadece dediğimi yap."
"Sen kafayı mi yedin?" diyerek ayağa kalktı. "O para kim bilir nerede, nasıl bulacağım?" Rahmi'nin koyduğu parayı geri uzattı. "Bunu al, bir fark yok ve konu burada kapansın."
Rahmi çantayı havaya kaldırarak gösterdi: "Bu paralar sahte lanet olası."
Şimdi her şeyi daha net anlıyordu. Gerçek paraları sahte olanlarla değiştirmişti ve Kenan borcunu sahte paralarla ödemişti. Bu paraların neden sahte olduğunu ve bu işle kimin neden uğraştığını sorgulamadı. Sadece başına neler gelebileceğini düşündü.
"Ya bulamazsam, geri getiremezsem?" dedi endişeli bir şekilde.
"İkimizinde sonu olur. Bir şekilde bu işi hallet." dedi Rahmi ve adamlarıyla beraber dışarı çıktı.
Selim sandalyesine oturup arkasına yaslandı. Rahatlayarak kafasındaki bir sürü düşünceden kurtulmak istedi ama bir şeyin eksikliğini fark etti. Bu gibi durumlarda bir müzik çok işine yarıyordu ama müzik yoktu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERİN ABİLER
ActionSelim, her gün olduğu gibi evden çıktı. Ama bugünün diğerlerinden farklı olacağını bilemezdi. Karşılaştığı bütün olayların bir tesadüf olmadığını, en ince ayrıntısına kadar kurgulanmış bir planın parçası olduğunu öğrendiğinde artık çok geçti. Masum...