Ufak bir kesit ve duyuru!!
Ben yazar -anlaşıldığı üzere- ve size bir şey söylemem gerekiyor. Öhüm öhüm,öncelikle. Ben bu kitabı yazmaya çok önceden başladım ve bitirince yayımladım. Yani kurguyu değiştirmem im-kan-sız.
Ve ben bu kitabı fazla Percy Jackson ff.'i bulamadığım için yazdım. Nico di Angelo'yla ilgili hayran kurgular pek fazla bana hitap etmiyordu ve bu da canımı sıkıyordu. Ve bende yazmaya başladım,canım sıkıldıkça okuyup kendi yazdıklarıma gülüyordum. Her neyse.
Ve dedim ki,ya benim gibi kendine uygun ff. bulamayan varsa? Ve ta-dam. Karşınızda Clash of the titans! Artık herkese açık.
Kısacası ben bu kitabı kendim ve benim gibiler için yazıyorum,asla oy,yorum vs. kazanmak için değil. Ona göre hakaret etmeden önce bir düşünün derim.
Beğenmezseniz okumayın,bu kadar. Kitabı kütüphanenizden silmek zor olamasa gerek.
Gerçek hayatta çok sıcak kanlı olsam da sosyal hesaplarımda yaptıklarım biraz soğuk kaçıyor biliyorum ve sizden özür diliyorum bu arada. Burada 'Seni seviyorum' demem bana yapmacık geliyor,ne bileyim. Ben böyle şeylere gelemem işte.
İşte size çok çok çok ufak bir kesit;
"Sen gerçekten Posedion'ın oğlu musun?" dedim kaşlarımı kaldırarak. Ben babamın Mark olduğu konusunda o kadar inat ederken bu normal bir soruydu. Belki Percy'de benim gibi ona sadece genlerini veren ve ilgisinden mahrum bırakan bir yosun kafayı değil, annesinin eşi olan adamı babası olarak görüyordu.
"Şey... evet." dedi Percy bana tuhaf bakışlar atarak.
"O halde harika sörf yapıyorsundur." ümitle ona bakarken gözlerini devirdi. Homurdanarak arkasını döndü ve karanlık koridorda kayboldu. Evimi özlemiştim ve uzaklarda sörf yapan insanları izlemeyi de özlüyordum. Ve koskoca kampta bir kişi bile sörf yapmıyordu!
Ne demiştim ki ben şimdi? Sadece merak etmiştim!
Dudaklarımı büzerek bakışlarımı indirdim ve bana homurdanmaya benzer bir sesle yayvan bir biçimde gülen Nico'ya döndüm. Kaşlarımı indirerek ona ters bakışlar atarken gülümsemesi büyüdü ve beyaz dişleri kırmızı dudaklarının ardından parladı.
Kısılan gözlerim şaşkınlıkla büyürken Nico çoktan arkasını dönüp koridorda ilerlemeye başlamıştı bile.
İkisi de çoktan kendilerine ait bölmelere girmişti ve ben şaşkınlıkla hala arkalarından bakıyordum.
Yüce Tanrıçalarım! Nico az önce gülümsemişti, Hayalet Kral bana tepki vermişti!
Heyecanla ufak bir çığlık atarken ellerimi ağzıma götürdüm ve zıplamaya başladım. Kalbim bir kuşun kanat çırpması gibi atarken bağırsaklarım düğümlenmiş ve tenim ısınmıştı.
Karanlık Lord bana gülümsemişti,sanırım bayılmam gerekiyordu.
"Gidelimsss" Kira bana bakıp dikkatimi dağıtırken gözlerimi kaçırdım ve yutkundum. Yanaklarım kızarmıştı,arkasından zıpladığımı bilse acaba diğerleri ne tepki verirlerdi.
Leo muhtemelen tüm kampa yayar ve kahkahalarla kendinden geçip hepimizi ateşe verirdi.
Gözlerimi devirdim ve homurdanarak kendi bölümüme girdim...
Sağlıcakla kalın melezler,ah unutmadan size en sevdiğim gifi vermesem ayıp olurdu. Gülmekten öldüren ve %100 doğru olan bir gif;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Clash Of The Titans Nico di Angelo ff.
Fanfiction"Sevgili günlük; İşte sana son dizelerim! Sonunda kurtuluyorsun benden,ha-ha. Ne hoş. Biliyorum doruklarında yaşadığım duygular boğdu seni,kafamı karıştıran düşüncelerimi tek tek yazdım sana.Hayatımın her bir parçası sendeydi ama şuan yaşayacak bir...