XXXI

1.9K 192 116
                                    

Doğal rengine dönen saçlarını geriye atıp çatalıyla oynadı Jimin. Yoongi'den gelen son mesajlardan sonra iyi değildi. Buradan gitmesi gerekti. Parası yoktu ama...
Derin bir nefes verip çatalı ile oynamaya devam etti.

"Bir sorun mu var Jiminnie~?"

Jimin kafasını kaldırarak çatık kaşlar ile Sunhi'ye baktı.

"Koreye gidemez miyiz? Ziyaret amaçlı..."

Yoongi'yi görebilmesi için önce Kore'ye gitmesi gerekti tabiki.

"Saçmalama. Artık Kore'nin 'K'sini bile görmeyeceğiz. Hayatımızın geri kalanını burada yani Fransa'da yaşayacağız. "

"Ama..."

"Aması felan yok! Hem haftaya nişan için mekan bile tuttuk. "

"Ne nişanı!?"

"Ups... sana söylemeyi unutmuşum sanırım. Biz nişanlanıyoruz~!"

Jimin elini masaya sertçe vurup ayağa kalktı.

"Ne nişanı! Bana niye bu konu sorulmadı? Hayır! Nişanlanmıyorum ben! "

Sunhi sinirle bakan Jimin'in aksine oldukça mutluydu.

"Bir daha düşünmelisin Jimin~... Unutma Yoongi için... "

Jimin kaşlarını daha çok çattı.

"Biliyor musun? Yoongi'nin annesi dün öldü! "

Sunhi'nin yüzü sevinçten şaşkınlığa dönerken Jimin devam etti.

"Ve lanet olsun ki senin gibi bir orospu yüzünden ben onun yanında olamadım! Yoongi ağlamış! AĞLAMIŞ! Yeter artık! Anlaşma çoktan bitti. Beni Kore'ye geri götür."

Sunhi korkarak ayağa kalktı ve Jimin'in yanına gitti.

"Tamam tamam. Seni geri götüreceğim ama... önce biraz dinlen olur mu? "

"H-ha? "

Jimin bu kadar kolay kabulleneceğini düşünmemişti. Gerçekleri anlayıp doğrusunu fark etmiş olabileceğini düşündü. Her halukarda Kore'ye geri dönüp Yoongi'yi görmek onun için muhteşem bir teklifti. Saçlarını karıştırarak şüpeyle Sunhi'ye baktı.

"Sen ciddi misin? "

Sunhi gülüp kafasını olumlu anlamda salladı.

"Süreki Yoongi'yi düşünmen bana vicdan azabı çektiriyordu. Her şeye rağmen benimle bir sene kaldığın için mutluyum. Nişan işini ben bitiririm sen endişelenmeye. Ama lüften... biraz dinlen."

Jimin kafasını olumlu anlamda sallayarak merdivenlere yöneldi. Gidebilirdi... odasının kapısını açarken istemsizce güldü.
Yatağına yatarken duvarlara baktı. Sunhi onunla yatmak istediğini söylemişti. Tabiki o Yoongi'den başkası ile uyumazdı. Zorla da olsa tek başına uyuyabileceği bir odası vardı. Duvarlara baktı. Şekilsiz el yazısı ile duvarın her yerinde Yoongi yazıyordu. Bazı kısımlarda bıçakla attığı çizikler vardı. Dolabın yanında kan lekeleri vardı ve hala duruyordu.

Fransa'ya ilk geldiği günlerde Jimin...

Kendini bıçaklamıştı.

Cidden Yoongi olmadan yaşamaya katlanamamıştı. Güldü. Acı ve pişmanlık dolu bir gülüştü bu.

"Kendimi bıçaklamıştım. Kendimi boğmaya çalışmıştım. Haplarla intihar etmeye çalışmıştım. Camdan atlamaya çalışmıştım."

Gözünden akan yaşları sildi.

"Her seferinde beni engelleyen SunHi şimdi gitmeme gerçekten izin mi veriyor? "

Yatağından kalkıp duvarda attığı çiziklere baktı.

"En azından birisinin daha izini bırakmalıyım. "

Çekmecesinde gizlediği bıçağı alıp duvara çizikler atmaya başladı.

Çizikler şekilleri, şekiller kanatları oluşturmuştu. Jimin biraz geri çekilip eserine baktı. Biraz biçimsiz de olsa iki tane melek kanadı çizebilmişti. Kanatların bittiği yere eğilerek yamuk yumuk bir şekilde
'TAEHYUNG' yazdı.

"Seni de unutmadım minik peri. Ne kadar buz kralı yerini doldursa da... seni asla unutmayacağım. Umarım şu an mutlusundur çünkü sen bunu hak ediyorsun."

Jimin yatağına yine otururken bıçağı yerine sakladı. Bu sırada elinde bardak ile içeri SunHi girdi.

"Şey... son günümüz olduğu için sana özel limonata yaptım. "

Jimin SunHi'nin elindeki bardağı alıp teşekkür etti. SunHi biraz heyecanlı gibiydi. Fazla heyecanlı...

"İçsene... tepkini görmek istiyorum. Pek mutfağa girmem ya hani. Güzel olmuş mu merak ediyorum."

Jimin bardağı kafasına diktikten sonra kafasını eğip yüzünü buruşturdu.

"Fena değil ama garip bir acılık var. "

"Anlarsın birazdan."

"Ha? "

"Şey... yok bişey. Görüşürüz. "

SunHi odadan çıkarken Jimin'in gözleri bulanıklaşmaya başlıyordu. Evdeki temizlikçilerden birinin ona doğru geldiğini gördü. Bu odasını temizleyen temizlikçiydi. Jimin'in bütün acılarına şahit olan kadın.

Kadın Jimin'e ağlamaklı bir şekilde baktı.

"Zavallı çocuk... "

Jimin ansızın bastıran uykuya yenik düşerken gözünden bir damla yaş aktı.

O limonatada uyku ilacı vardı ve ben az önce kandırılmıştım.

Follow me ✧ Yoonmin ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin