Yine küfürederek uyandım. Okula gitmek istemiyordum, orası zombilerin olduğu ve gözlerinden uyku akan yaratıklarla dolu. Mecburen kalktım yoksa geç kalacaktım ki 45 dakika sonra ders başlıycaktı. Pembe patiklerimi ayağıma geçirdikten sonra banyoya koştum, saçlarım her zaman ki gibi dağınıktı. Banyoda biraz oyalanmıştım sanırım, abim her zaman ki gibi kapıyı tekmeliyordu.
"Masal çık artık hem okula geç kalacaksın hemde biraz daha kalırsan çişimi kapının önüne yapacacağım."
Bu iğreçliği daha fazla kaldıramazdım hemen çıktım.
"Bir kapıyı kırmadığın kalmıştı, daha hızlı vursaydın."
Dedim alaylı gözlerle abime bakarken. Odama giderken merdivendeki ayıcığa basarak düştüm.
"Hay ben... Kim koydu lan bunu buraya?" Derken birden kapı açıldı annem gelmişti.
"Hoşgeldin İnci Sultan"
Dedim ve elimdeki ayıcığı sıkarak odama ilerledim. "Ne vardı sanki bir gün okula zamanında gitseydim." Diye kendi kendime konuşup duruyordum.
~
Sonunda herşeyim hazırdı. Kapını önüne gelip pembe tüylü patiklerimi çıkardım, sarı spor ayakkabılarımı giydim.
"Ben çıkıyorum eve biraz geç gelebilirim görüşürüz."
Diyerek kapıyı usulca kapatıp asansörü bekledim gelmiycekti sanırım merdivenlerden inmek zorunda kaldım. Hızlı adımlar atarak iki bina sonraki durağa yetiştim, otobüs 2 dakika sonra hemen geldi. Tekli koltuklardan birine oturdum saate baktım derse 14 dakika kalmıştı. 5 dakika sonra okula yakın durakta indim kapıda bekleyen Su ve Kumsal'ın yanına gittim.
"Naber tirrekler?"
Diyerek yanlarından geçtim, arkama takılarak peşimden gelmişlerdi. Cool cool yürüyüşümün ardından sarışın çocuğa çarpıp yere yapışmam ve geçirdiğim şok...
"HAY... ÖNÜNE BAKSANA SARI KAFA"
Sarışın çocuğun yanındakiler kahkahalarıyla koridoru inletiyorlardı. Sarı kafada gülmemek için kendini zor tutmuş bir şekilde dudaklarını kemiriyordu.
"Özür dilerim" diye mırıldanıyordu.
"Ne seni duyamıyorum bi daha söyle"
"ÖZÜR DİLERİM KÜÇÜK HANIM"
"Küçük hanım mı? Sensin küçük, gerizekalı."
Kumsal"la Su gülüyorlardı. 'Bu olay bittikten sonra gösterecem size salaklar' bakışları yolladım kızlara. Hemen anlamış olmalılar ki Kumsal olaya;
"Yaa tamam olayı büyütmeyin, hadi gidelim bırak şu üç salağı"
"Üç salak mı? Pardon ama dikkatsiz olan sizsiniz, bana çarpan sizsiniz, özür diliyen benim (!)"
"Seninle daha fazla uğraşamam sarı kafa derse geç kalacağım ki kaldım sanırım."
Saçlarımı savurarak hızlı hızlı yürüdüm. Arkamdan gelen kahkaha seslerini umursamadan sınıfın kapısının önünde durdum.
"Kumsal ben kapıyı çalıyım sen konuş?"
"Ben mi? Saçmalama ne diycem adama 'Kusura bakmayın hocam iki dakikalık işimiz vardı ayriyetten 15 dakika derse geç geldiğimiz için özür dileriz' böyle mi diyim adama okuldan attırır yeminle"
"Tamam sakin olun ben konuşurum" dedi tüm cesaretini toplamış bir şekilde Su. Kapıyı açtıktan sonra;
"Geç kaldığımız için özür dileriz hocam" dedi Su.
"Nerdeydiniz, neden geç geldiniz"
