Dyan
Tüm yolculuk boyunca onu izledim. Basitçe saçını kulağının arkasına sıkıştırdığında bile tüm hareketlerini dikkatle izledim. Sebebi arabam için endişelenmem değildi ona güveniyordum. Sadece onu izlemek hoşuma gidiyordu. Şimdiye kadar yüz hatlarını fark dahi etmemiştim,karşıdan bir araba geldiğinde yeşil gözlerinin parlamasını fark etmemiştim yada düşüncelere daldığında kaşlarının arasında oluşan ufak kırışıklığı fark etmemiştim veya sinirle dudaklarını yummadığı sürece ağzının ne kadar yumuşak durduğunu da fark etmemiştim.
Genel olarak tessa'yı kişilik olarak hiç fark etmemiştim. Daha çok arkadaşlarım ile yaptıklarıma karışan sinir bozucu bir etkendi benim için ancak bizi yapacaklarımızdan alı koyduğu zamanlar kıçımızı kurtardığını anca fark ediyordum. Bir seferinde mesela hakkımızda dedikodu çıkarabileceğini iddia eden bir çocuğu beden dersinden sonra soyunma odasında yakalayıp dövmeye karar vermiştik. Nasıl olduysa tessa'nın bu durumdan haberi olmuştu ve çocuğu dersten sonra soyunma odasından çıkarmış ve bizi içeriye kilitlemişti. Tam üç saat sonra hademe sayesinde çıkabilmiştik. Bu onu diğer herkesin ortasında sinirle bozduğum anlardan biriydi. Ancak tessa tüm söylediklerime karşın sadece tek kaşını kaldırmış ve cevap vermeden de arkasını dönüp gitmişti.
İki gün sonra dövmeye kalkıştığımız çocuğun babasının polis olduğunu öğrenmiştim. Tessa bizi alı koymasaydı olayın sonuçlarını düşünemiyordum bile. Ne derler bilirsiniz : insan sonradan her şeyi daha net görür. Tessa 'ya kaç kez hakaret ettiğimi düşündüğümde kendimden o kadar çok iğreniyordum ki kusasım geliyordu. Ona tekrar sözlerim veya yaptıklarım ile zarar vermeyi aklımdan dahi geçiremiyordum. Onu kollarımın arasına almak ya da tuvaletin önündeki gibi kokusunda kaybolmak bu kadar doğru hissettirirken asla.
İçimdeki ufak bir parça yaptığım bu düşüncesiz hareketi ne kadar sarhoşluğuma yormak istese de o kadar sarhoş olmadığımı biliyordum. Dürüst olmak gerekirse gayet ayıktım. Şu doğru düzgün adım dahi atamıyorum olayı sadece numaraydı. Nedense tessanın vereceği benim ve ciara'nın sorumluluğunu aldığında ,tepkiyi merak ediyordum. Şu ana kadar şaşkındım. Bir kere seth sarhoş olacak kadar içmediğimi bilecek kadar beni tanımasına rağmen araba anahtarlarımı tessaya vermesi beni şaşırtmıştı. O yüzden öylece şoför koltuğuna oturmuştum. Benim haricimde hiç kimse, HİÇ KİMSE r8 süremezdi.
Ama tessa öylece önümde diz çöktüğünde... o kadar çaresiz ,ne yapacağını bilemez görünüyordu ki başka bir şey yapamadım. Sanırım tessa'yı önümde öylece çökmüş görmenin şoku ile ona sarılmıştım ama bir yandan da içimdeki bir taraf bunu isteyerek yapmıştı. Daha önce ciara haricinde kimseyi teselli etmek için kollarımın arasına almamıştım. Ve bu hareketim ile tessa ile ilişkimizi ikimizin de asla tahmin edemeyeceği bir boyuta taşımıştım. Beni asıl şaşırtan böyle bir şey yaptığım için pişman olmamamdı. Bir kızı teselli etmek bana göre değildi. Durum ne kadar tuhafıma gitse de yine olsa yine yapardım.
Düşüncelere o kadar dalmıştım ki eve geldiğimizi tessa motoru kapatıp bana dönene kadar fark etmemiştim. Kendisi farkında mıydı bilmiyordum ama ne zaman benimle göz göze gelse çözülmem gereken bir bulmacaymışım gibi başını yana yatırıyordu. İkimiz de bakışlarımızı çekmeyince yüzünde ufak bir gülümseme belirdi. ''ne oldu? Yüzümde bir şey mi var?'' sesi kulaklarıma dolarken rahatlatıcı bir tınısı vardı. Otomatikmen benimde yüzümde ufak bir gülümseme belirdi. ''hayır.'' Dedim. Daha açıklayıcı bir cevap beklediğini biliyordum ,ama ikimiz de tekrar sessizliğe gömüldük. Tamamen uçuk olmayan bir cevabım olsa dahi cevap vermezdim. Kendi yorumlasın istiyordum. Alnını kırıştırıp şaşkınca gülümsedi. ''pekalaaa. Hadi içeri girelim eminim ciara yatağını görünce sevinecektir.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
behind the screen (türkçe çeviri)
RomanceTessa'nın hayatı tam anlamıyla bir kâbus.Babası içiyor ve onu dövüyor ve üvey annesi ona kötü davranıyor.Buna rağmen dışarıya her zaman mükemmel bir profil çiziyor.Ama bir gün okulun kötü çocuğu ,dyan'ın, kız kardeşine yardım ediyor ve ona göre artı...