Medya: Aybüke'nin en yakın arkadaşı Burcu...
***
Hatırlatma:
Emre 'ye kısa bi bakış atıp "Aaa öylemi? Bunların kız reyonundan olduğunu düşünmüştüm. Tüh!" Emre gülerken Anıl üstüme doğru eğilmeye başladı. Ben ne yaptığını anlamazken
"Bu bir savaşın başlangıcımı?" diye sordu.Onu ittirip, gözlerimi kıstım "Demek savaş istiyorsun. İyi düşün hulk ve captan america'ya karşı" diyip Emre'yide dahil ettim.
"Evet hulk ve captan america'ya karşı" diyerek onayladı. Ben de bağırdım "O zaman savaş başlasın!!"
-----
Koltuktaki yastıklardan bana en yakın olanı alıp Anıl'ın yüzüne fırlattım ve yastık savaşı başladı. Hava da yastıklar uçuşmaya başladı. Anıl bir ara yastığın birini parçaladı. Tüylerini üzerimize attı. Tabiki bizde ona. O sırada annesi geldi. O da bize terlik savaşıyla karşılık verdi.
Evin içinde bir insan niye topuklu terlik giyer ya. Hem bir insan terlik atmak da nasıl bu kadar usta olabilir. Tek atışta üçümüzü de vurdu. Hem de aynı bölgeden - karnımızdan - vurdu. Ben kendi annemi bu alan da tek usta sanırdım. Bir keresinde terlik sırasıyla duvara , çerçeveye , televizyona , vazoya ve son olarak da bana vurmuştu hem de tek atışta.
Savaş bitti ve biz savaştan gazi olarak ayrılıp beyaz bayrağı çektik. Ortalığı temizlemek , toplamak bize kalmıştı. Emre çöpleri alıyor , tüyleri topluyor ve eşyaları yerine koyuyordu. Anıl süpürgeyle odayı alıyor , ben de yerleri siliyordum.
Temizlik bittiğinde kendimizi bütün evi temizlemiş olarak bulduk. Ayla teyze başlamışken şurayı da yapın , burayı da yapın derken tüm evi temizletti. Sırayla duşa girdik. En son hepimiz salonda bir koltukta yatıyorduk. Anıl'ın annesi teknolojiyle iç içe olduğundan her an bizi videoya almış ve snap atmıştı.
Saatlerdir aramayan arkadaşımız , akrabamız kalmadı. Annem bile aradı 'Bu performansı evde de bekliyorum.' dedi. Arkadaşlar 'Bizede bekleriz.' diye dalga geçtiler. En son sinirlenip telefonları kapattık. Akşama kadar uyuduk. Uyandığımız da Anıl'ın babasıda gelmişti. Önce Emre uyanmış ve Ali amcayla sohbete başlamıştı bile. Hatta beni captain amerika geldi diyerek , Anıl'ı da üzerine atlayarak uyandırdı.
Tabi beni yine videoya alıp snap attılar. Ben kaptan amerika geldi sanıp yerimde zıpladım , yere düştüm ve 'Hani nerde , nerde , gitti mi yoksa , niye bıraktınız.' gibi şeyler söylüyordum. Sonra gelmediğini anlayınca büyük dram yaşadım.
Tabiki Anıl ve Emre anırıyorlardı. Her neyse ben utançtan yerin dibine girerken Ali amca kurtarıcı bir hamleyle "yemek hazır değil mi?" dedi. "Hazır hazır . Hadi sofraya!!!" dedi Ayla Teyze. Biz birden depara kalktık çünkü yemekte tantuni vardı. Ben öyle bir yiyordum ki kendimden geçmiştim. Beni görenin iştahı açılır , açılmakla kalmaz bir daha da kapanmaz.
----
Muhteşem bir ziyafet sona erdi. Oturup sohbete başladık. Tabi ki ben iyi çocuk olmak için kahve yapmak zorunda kaldım. Anıl yaptığım 5. kahveye de"bu kahve olmamış" deyince tadına bakıp bakmadığını sordum. O da "bakmaya gerek olmadığı görüntüden belli" dedi. Ben de iyi kız gülümsemesiyle " olur mu canım tadına bakınca belki beğeneceksin. Hatta ben sana yardım edeyim." dedim ve kahveyi başından aşağıya boşalttım.
Ben kahkaha atmaya başlarken o "yandım anam" nidalarıyla bağırınıyordu. Kahve krizini de atlattıktan sonra Anıl'ın annesi ve babası yatmaya gitti. Biz de sıkıldık ve ben "oyun oynayalım ama öyle boş değil iddaalı." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Benim
Roman pour AdolescentsDoğal kelimesinin anlamını tamamı ile karşılayan rahatlıkta ve üşengeçlikte sınır tanımayan her yanı ile sürpriz dolu Aybüke, Bir yanı bir yanını tutmayan aşırı yakışıklı meteor kelimesinin anlamı bazen de öküz kelimesinin eş anlamlısı zeka küpü A...