One Shot-1

1.3K 61 241
                                    


(Multiyle okuyup baştan sarın!?!?!)

Çiftler: Wonkyun, Hyungmin, Wonmin, Hyungkyun. (Y/N: wtf)

Changkyun, her iş çıkışı yaptığı gibi küçük kafenin masalarını silerken arkasından gelen tıkırtı yüzünden korkuyla yerinden sıçramıştı.

Arkasını döndüğünde kafenin kapısının pervazına yaslanmış ve gülümseyerek onu izleyen sevgilisi, Wonho'yu görmüştü. Şaşkınlığını üstünden attığında gülümseyerek ona doğru ilerledi.

"Korkuttun beni, şapşal."

Wonho ona doğru gelen bu sevimli sevgilisinin, güzel ve her bir ayrıntısını ezbere bildiği yüzünü elleri arasına aldı ve dudaklarına masum bir öpücük bıraktı.

"Seni özledim bebeğim."

Changkyun, güldü ve diğerinin ensesini kavrayarak yüzünü ona yaklaştırdı. Ardından da biraz önce birleşen dudaklarını bu sefer daha derin bir öpücük için tekrar birleştirdi. Ayrıldıklarında aralarındaki boy farkını engellemek için kaldırdığı topuklarını yere indirdi. Uzun olan sabırsız bir edayla sordu.

"İşin bittiyse,artık gidelim mi?"

Changkyun başıyla onayladığında beline sardığı önlüğü çıkardı ve ışıkları kapatıp anahtarları aldı. Kafeyi sonunda kapattığında Wonho elini beline koymuş, kendine çekmişti. Hafifçe eğilip kulağına üfledi ve kıkırdadı.

"Bebeğim, çok yorulmuş olmalı."

Changkyun hafif şımarık bir edayla başını salladığında uzun olana daha çok sokulmuştu. Sessiz sokakta sadece ikilinin adım sesleri yankılanırken yurdun önüne gelmişlerdi. Wonho cebinden anahtarı çıkardı ve kapıyı açtı. Içeri geçtiklerinde yüzüne vuran sıcak havayla Changkyun derin bir nefes aldı ve kendini koltuğa bıraktı.

"Ah.. cidden çok yorgunum. Yarın sabahın köründe dersim var bir de."

Changkyun homurdanırken Wonho gece için düşlediği planın çoktan suya düştüğünü anlamıştı bile.
Bozulduğunu fark ettirmemeye çalışarak "Hadi git yat o zaman," diye mırıldandı ve tek kişilik koltuğa yayılarak sevgilisine baktı.

Changkyun sanki bunu bekliyormuş gibi hemen ayaklanmış ve odasına doğru yürümeye başlamıştı. Kapıyı açtığı sırada arkasını döndü ve "Sen yatmıyor musun?" diye sordu. Ardından da esnemiş ve gözlerini kırpıştırmıştı uykusunu geçiştirmek için.

"Dışarda halletmem gereken şeyler var... beni merak etme."

Changkyun hiç şüphesiz erkek arkadaşına tamamen güvenmişti. Kapı eşiğinden ona güzel ve sevimli bir öpücük yolladıktan, yüzde yüz uyumaya hazırdı.

Changkyun ne kadar güvense bile sevgilisi bu güveni hak ediyor gibi gözükmüyordu. Loş ışıkla aydınlanan sokakta kendinden emin adımlarla eski bir bar önünde durdu, burası onun favori mekanıydı. Hiç düşünmeden yuvarlak kapı kolundan ittirdi ve sigara dumanıyla dolu bu mekana ulaştı. Yuvarlak puf taburelerden birine oturdu ve ayakları yardımıyla bir çocuk edasıyla sallanırken seslendi barmene.

"Tekila, yanında tuz ve limonu unutmayın."

Barmen genç adamın isteklerini hazırlarken Wonho'da etrafı seyrediyordu. Tam o anda kapı tarafından yanına doğru yaklaşan tanıdık simayı görünce yüzüne bir sırıtış yerleşti.

Gelen Minhyuk'tı. En yakın arkadaşlarından biri, aynı zamanda da Hyungwon'un sevgilisi olan Minhyuk.

Elini sallayarak kendisini fark etmesini sağladı. Sarışın olan çocuğu fark edince gülümseyerek yaklaştı ve yanındaki tabureye oturdu.

Monsta X || One ShotsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin