Multi; Selim'in ağlayışı ve Umut.
Bölüm Şarkısı; Pera- AğlaBileğime dolanan elle hızla arkamı döndüm. Pelin görmemle kaşlarım çatıldı. Bileğimi öyle sıkı tutuyordu ki bir an bağıracağımı sandım. Gözlerine baktığımda kızarmış olduğunu ve bana sinirle baktığını gördüm.
"Pelin?" Dedim anlamamış bir şekilde yüzüne bakarak.
"Allah belanı versin!" Diye bağırınca kaşlarımı daha çok çattım.
"Ne diyorsun be?" Dedim.
"Selim'le beraber kahvaltı ha? Öyle mi?" Dedi sinirle. Bizi görmüştü. O yüzden bu kadar sinirliydi.
"Bak gördüğün-" Sözümü kesti.
"Bırak bahane uydurmayı! Birbirine nasıl baktığınızı gördüm!" Dedi bileğimi daha çok sıkarak.
"Bileğimi bırak!" Dedim dişlerimi sıkarak.
"Aranızda ne var!?" Diye bağırdı.
"Bileğimi bırak!" Dedim tekrardan.
"Sevgili misiniz?" Dedi sinirle. Hızla bileğimi elinden kurtardım.
"Ne yaptığını sanıyorsun?" Dedim.
"Asıl sen ne yaptığını sanıyorsun! Selim'in sevgilisiyim. Ve sen onunla kahvaltı yapıyorsun!" Sanki Selim'le öpüşmüşüm gibi konuşuyordu.
"Ne var bunda? Karşılaştık ve kahvaltı yaptık." Dedim.
"Melis!" Dedi dişlerinin arasından.
"Yürü git şurdan ya." Dedim ve arkamı dönüp yürümeye devam ettim.
"Selim'i elimden almana izin vermem!" Diye bağırdı arkamdan. Onu takmayarak yürümeye devam ettim. Ne sanıyordu kendini?
Eve girdiğimde Barış ve Arda uyanmıştı.
"Günaydın." Deyip yukarıya çıkacaktım ki Arda' nın sesini duydum.
"Neredeydin?" Dedi.
"Biraz yürüyüşe çıktım." Dedim ve ardından odama girdim. Terden kokmuş olan kıyafetlerimi çıkardım ve banyoya girdim. Sıcak suyu ayarlayıp, içine girdim. Sarılı elime değmemesine dikkat ettim. Yere oturup, bacaklarımı karnıma kadar çektim. Ellerimi de bacaklarıma sardım. Pelin aramızda bir şey var sanıyordu. Selim'i çok seviyordu belli. Beni dinlememişti bile. Belki bende Pelin'in sevdiği çocuğa seviyordum ona rağmen... ama kalp işte. En zoruda ben savaşacak mıydım? Hayatım boyunca her şeyle savaşmıştım. Savaşmaya gücüm var mıydı acaba? Bana sorarsanız yoktu. Küçüklüğümden beri annemsiz yaşıyordum. O ev bana tımarhane gibi geliyordu. Orada geçirdiğim her an benim için ölüm gibiydi. Babamdan ne sevgi gördüm ne de başka bir şey. O kadının bana yaptıklarını göremeyecek kadar aptaldı. Hiç bir zaman boyun eyen bir kız olmadım. Çabuk ağlıyor olabilirim ama her zaman dik durmaya çalıştım. Üzerime gelen dertlerin hepsini kendim itmeye çalıştım. Yaşamaktan bıkmış bir adet Melis vardı hayatta. Su da ağlamakta ayrı bir ironiydi. Kendi kendime güldüm. Sıcak su bedenimi kavramıştı sanki. Su da çok kalmış olmalıyım ki parmaklarım buruş buruş olmuştu. Suyu kapatıp çıktım. Ardından kapının arkasında duran bornozumu üzerime geçirdim. Odama geçtiğimde dolabımı açtım. Siyah bir eşofman ve beyaz bir tişört çıkartıp yatağa attım. Ardından iç çamaşırlarımı çıkardım. Hepsini giyindikten sonra saçlarımı taradım. Havlu ile suyunu aldım. Saçlarımı kurutup ördüm. Banyodan dolayı mayışmıştım. Kendimi yatağa attım. Gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu. Sabahın köründe kalkarsam böyle olurdu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASLA VAZGEÇMEM.
Novela JuvenilGüçlü ama aynı zamanda içten kırık bir kız. Kim annesinin ölümüne dayanabilir ki? Ya da babasının ona soğuk davranmasına... Ona tek değer veren ağabeyi bile ondan bir şey saklamaktadır. En yakın arkadaşı Arda ile İstanbul'a taşınıp, yeni bir hayata...