XXXIII

2K 194 18
                                    

Renkli tişörtlerin asılı olduğu kısıma yavaşça elini uzattı ve eline gelen ilk tişörtü aldı. Jimin, yanındaki kadına bakarak kabine girdi . Kore'ye giderken polisler ona yardımcı olsun diye birini yollamıştı. Ayrıca Kore'ye gidene kadar onu koruyacaktı. Bu kadın profesyöneldi.

Jimin mağazadan birkaç parça kıyafet aldıktan sonra takside onları valizine yerleştirdi. Sabah 12'de kalkacak uçak ile Kore'ye gidecekti. Masrafları polisler karşılamıştı. Jimin o süre boyunca Fransa polislerinin ne kadar iyi olduğunu düşündü. Ona yeni bir telefon bile almışlardı!
Ancak Yoongi'nin numarasını hatırlayamıyordu. Üzülmüştü.
Taksi havalimanında durunca valizini çıkartarak kadını takip etti. Gerekli işlemleri yaptıktan sonra uçak gelene kadar bekleme koltuklarına doğru ilerlerken sol koluna çarpan bir şey ile yere düştü.
Daha doğrusu çarpan şey bir şey değil biriydi.
Jimin kolunu ovarak kalkarken yerden kalkmaya çalışan kıza baktı.

"Üzgünüm. Bir yerinize birşey oldu... mu?"

"YeRim? "

"Jimin? "

YeRim şaşkınca Jimin ve yanındaki kadın arasına gidip gelirken kaşlarını çattı.

"Bu seni kaçıran kız mı? Onu döveyim mi? Babam uzakta değil çağırırsam seni bu kızın elinden alır. Dövsem de olur ama-"

"Sakin ol YeRim. O beni koruyor. Polisler beni kurtardı. Her şey yolunda Kore'ye geri dönüyorum. "

YeRim gözlerini kaçırarak saçlarını kaşıdı.

"Yoongi'ye haber verdin mi? "

"İstedim... ama telefonumu o kız almıştı. Yenisini polisler verdi ama hiçbir numara kayıtlı değil. Ayrıca... siz... yani Jungkook ile ayrılmışsınız? "

"Şey... evet. Uzak ilişkilerin sadece vakit kaybı olduğunu söyledi bana. Sonra kavga ettik ve ayrıldık. "

"Jungkook adına özür mü dilemem gerekiyor? "

"Hayır tabiki. Bunu çoktan atlattım ben. Bir sene geçti üzerinden."

Jimin kafasını sallayıp gülümserken YeRim ona huzursuzca baktı. Bu arada Jimin kaçırdığı bir sene için içinde çok ağır bir yük hissetti.

"Yoongi sen gittiğinde çok kötüydü Jimin. Motorsiklet ile kaza geçirmişti. Tam iki ay hastanede uyanması beklendi."

"İ-iki ay? "

Jimin'de bu şok etkisi yaratırken omzuna değen el ile arkasını döndü.

"Gitme zamanı. "

Jimin YeRim'e bakıp veda ettikten sonra oradan uzaklaştı.
Kadın onu uçağa bindirdikten sonra yanından ayrıldı.

Jimin kendi koltuğunu bulduktan sonra sessizce koltuğa oturdu. Ağlamak istiyordu. Yoongi ona iki ay hastanede yattığını söylememişti.
Jimin eksik hissediyordu. Bir an önce eve gitmesi gerekti.
Evet, oradayken günlerce Yoongi'den mesaj almadığı zamanlar da olmuştu ama hergün Yoongi'nin aynı saatte online olduğunu ve uzun bir süre yazdıktan sonra hiçbirini yollamayıp silmesi bile içini rahatlatıyordu.
Ancak şimdi gerçekten korkuyordu. Yoongi'ye zarar gelmesi onun kalbinden bir parça koparılması demekti.
Ona kavuştuğunda onu doyasıya öpmek ve sarılmak istiyordu. Jimin Yoongi'yi istiyordu ve buna kimse engel olamayacaktı.
Uçak havalanırken Jimin şimdiden heyecanlanmıştı.
Jungkook'un sakarlıklarını yeniden görebilecekti.
LeeHi'nin asosyal bakışları ile göz devirebilecekti.
Namjoon'un Jin ile olan ilişkisini görüp yüzünü buruşturabilecekti.
Ve en önemlisi...
Uzun zamandır arzuladığı dudakları tekrar öpebilecekti.
Gözlerinden yaş akmaya başlayınca elinin tersi ile gözlerini sildi.

"Aigoo~ Yoksa gerçekten liseli bir kız mıyım ben? "

Güldü. Bütün bunları düşünmek onu mutlu etmişti. En önemlisi de artık Yoongi'ye destek olabilecekti. Bunu her şeyden önce istiyordu. O kadar çok istiyordu ki...
Ona iyi gelmek.
En çok istediği şeydi bu.

Bencil değilim dedi içinden.
Bunu birkaç kere tekrarladı. En sonunda gülümsedi ve kimsenin duymayacağı kadar kısık sesde fısıldadı.

Ben bencil değilim. Bazı insanlar çok aç gözlü.

Follow me ✧ Yoonmin ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin