Herşey daha ne kadar kötü olabilir derken daha beterine rastlıyordum. Neden böyle oluyordu? Şuana kadar mükemmel olan hayatım neden birdenbire bok çukuruna dönmüştü?
Artık ne kadar dayanamıyorum desem de hergün bu okula gelmek zorunda kalıyordum. Bu berbat bir histi. Özellikle okuldaki bana bakan bakışlar beni her seferinde bundan vazgeçirmeye çalışıyordu.
Önceden insanların bana bakan bakışlarıyla mutlu olurken şimdi o bakışlarla yerin dibine giriyordum, ne ironi ama!
Yalnızdım. Yapayalnız. Okuldan sonra eğlenecek bir arkadaşım bile yoktu. İşte bu canımı çok sıkıyordu.
Gerçi daha ailem bile yokken arkadaşımın olması da ayrı saçmalıktı.
Eve gittikten sonra tek yaptığım biraz ders çalışmak ve biraz da projeye bakmaktı. Evet, Dylan ile yapmam gereken projeden bahsediyorum. Verdiğim bir karar sonucunda bu projeyi yapmaya başlamıştım. Zamanım bir haftalık süre olduğundan çok azdı. Yetiştirebilir miydim, onu da bilmiyordum ama en azından yaparken kafam dağılıyordu.
Dylan demişken, dün o gün dışarıda oturup beni izlemesinden sonra hiçbir şey olmamıştı. Yanıma da gelmemişti ve benim bir yanım notları yazan kişinin Dylan olduğunu düşünüyordu. Çünkü notu yazan kişi ben derse girmediğimde beni izleyeceğini söylemişti ve Dylan'da oturmuş ve bütün ders boyunca beni izlemişti.Bu yüzden Dylan olacağı aklıma takılmıştı. Ama bir yandan da bu tahmin oldukça saçmaydı. Sonuçta Dylan böyle işlerle uğraşacak birisi değildi, ayrıca Lucy'nin sevgilisiyken bana neden yardım etsin ki? İşte bu biraz tuhaftı.
Ayrıca şu not işi ciddiye binmiş gibiydi. Normalde hiç takmamıştım ama bir yandan da şaka değilmiş gibi geliyordu. Dün, artık üstümdeki baskılardan fazla sıkıldığım için not yazan kişiye bir cevap niteliğinde dediğini yapmıştım ve bunda da kararlıydım. Sonuçta kaybedecek birşeyim yoktu. Elimde zaten hiçbir şey kalmamıştı.
Zil çaldığında dersin kitaplarını almak için dolabıma yöneldim. Tabi diğer bir amacım da yeni bir not gelmiş mi diye bakmaktı. Dolabımı açıp kitaplarımı alırken yeni bir kağıt gördüm ve fazla incelemeden alacağım kitaplarımın arasına koyup sınıfa yöneldim.
Sınıfa girdim ve Dylan'ın yanıma oturmadığı sırama oturdum. Kitabın arasına koyduğum katlanmış kağıdı açıp okudum.
"Aferin, demek oyunu kabul ediyorsun. O zaman devam edelim.Ben Lucy hakkında herşeyi biliyorum. Belirli aralıklarla sana onun hakkında bilgi vereceğim ve sende onu defetmek için plan kuracaksın. Bir sonraki notumu bekle.
Bilinmeyen."Okuduğumda şaşkınlıkla kalakaldım. Lucy hakkında herşeyi bilebilecek kim olabilirdi? Ben bunca zamandır onunla arkadaşken ve hiçbir şey öğrenememişken o nasıl herşeyi bilebilirdi?
Off! Kimdi bu? Aklımı kaçıracaktım. Artık bu işin şaka olmadığını bu notla anlamış oldum. Sonuçta Lucy veya bir başkası neden böyle birşey yapacaktı ki?
Yine de nottaki kişi bana plan kurmamı söylüyordu ama benim artık öyle bir amacım yoktu ki! Artık o emelimden vazgeçmiştim. Zaten yanımda arkadaşlarım olmadığı sürece intikam almamın da bir anlamı yoktu.
Ama öte yandan kim olduğunu o kadar çok merak ediyordum ki! Hatta iletişime geçmek istiyordum. Ona bir sürü soru sormak istiyordum ama onunla nasıl iletişime geçebilirdim ki?
Bu soru aklıma düştüğünde bu notu da diğer notların arasına koydum. Elimi çenemin altına sabitleyip gözlerimi dışarıya diktim. Bir yandan da düşünceler aklımdan çıkmıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÜRTÜK
Teen FictionÇoğu hikayede masum kızları destekleyip onlar için üzülüp, sevindik.Oradaki sürtük kızlar hiç umrumuzda olmadı.Peki ya hikayedeki başrol bir sürtükse ne olur? İşte sürtük kızımız Jessica.Popülerliği doruklarında yaşayan ve bütün erkekler tarafından...