Tekrar yayınlamaya başladığım için çok güzel mesajlar aldım sizden. Burada olmanız harika bir şey. Bölümler sık aralıklarla gelecek bu yüzden.♥ Merak ettiğiniz ya da sormak istediğiniz bir şey olursa bana buradan ve gamzeaydenizz instagram hesabımdan ulaşabilirsiniz. ♥-1-
Hayatımda geçirdiğim en sıkıcı Pazar akşamlarının birinde, kalemimi elimde çevirirken ödevime odaklanmaya çalışıyordum. Odaklanamamam tembelliğimden değildi fakat şu an başka şeyler yapmak istiyordum. Teyzem yine iş çıkışı arkadaşlarıyla eğlenmeye gitmişken, benim evde oturup ödev yapmam hiç adil değildi. Biraz düşündükten sonra telefonumu aldım ve yine aklıma gelen ilk kişiyi aradım. Bazen hayatımın sadece "Alo Mert" gibi iki kelimeden oluştuğunu düşünüyordum.
Aramam birkaç çevir sesinden sonra nihayet cevaplandı ve işte yine o iki kelime. "Alo Mert?" dedim sevimlice.
"Söyle." Gerek sesi gerekse ruhsuzluğuyla bir şeylerin yolunda olmadığını hemen anladım.
"Neyin var?" Sorum üzerine derin bir nefes aldığını işittim telefonun diğer ucundan.
"Bir şeyim yok ya. Ne diyecektin sen? "
"Kanka gelsen mi? Pınar'ı da ararız. Yarın okula teyzem bırakır bizi. Çok sıkılıyorum ben, oyun oynarız belki film de izleriz. " Yaklaşık otuz saniye süren bir sessizlikten sonra onayladı ve Mert telefonu kapatır kapatmaz Pınar'ı aradım. O da gelmeyi kabul edince odamı düzenlemeye koyuldum. Çoğu zaman bende toplanırdık ve onlar geldiğinde odam tam olarak benim odam olmaktan çıkardı.
"Nerede Mertoşumun yatağı?" diye kendi kendime konuşurken yatak diye adlandırdığımız kalın süngeri arıyordum. Yatağımın altından ufak bir yatak çıkıyordu fakat Pınar yerde yatmayı kesinlikle reddettiği için Mert her seferinde yerde yatmak zorunda kalıyordu. Kalın süngeri yere serip, Pınar'ın yatağını hazırladıktan sonra mutfağa gittim.
Dolabı açıp ne var ne yok diye bakınırken, şimdiden can sıkıntımın geçtiğini net olarak söyleyebilirdim. Birkaç paket Oreo bulunca kafamda kraliçe tacı varmışçasına göğsüm kabardı. Teyzem ve benim iki ayrı dolabımız vardı. O gidip her şeyin en iyisinden alırken ben biraz daha Bim'den alışveriş yapan taraf oluyordum. "Neredeymiş teyzemin kaliteli çikolataları? " Teyzemin dolabını açmamla kendimi zengin bir Pelinsu gibi hissetmem bir oldu. Bir elime likörlü çikolataları alıp aynı anda Snapchat'i açtım. "Mert ve Pınar'ı bekliyorum. –çikolata ve parti ifadesi- "
"Ne yapıyorum ben ya?" Pelinsu modundan çıkıp abur cubur aramaya devam ettim bir süre daha. Arayışlarım sırasında Mert, ardından da eli kolu çantayla dolu Pınar geldi. "Kanka bu kadar gelmişken bir hafta kal istiyorsan." dedim, Pınar güçlükle içeri geçerken.
"Ne bir haftası kızım? Yanımda bir haftalık eşya yok." Dediğinde Mert'le bu kızın iflah olmayacağına dair ortak fikirlerimizi konuşmaya başladık.
Yarım saat sonra hepimiz salona kurulduğumuzda bilgisayarımı televizyona bağlamış Youtube kanallarında geziniyorduk. Pınar ayaklandığında onu pek takmadık ama elinde beyaz bir kutuyla geldiğinde gözlerimi kıstım. On sekiz yıllık hayatımda nerede görsem tanıyacağım bir kutuydu bu. "Yoksa?"
"Babam bıraktı beni. Gelirken sana donut aldık!" derken kutuyu bana uzattı ve bu mutluluktan uçmama sebep oldu.
Mert'e laf atmak istercesine Pınar'a sarıldım. "Nasıl bir sevap işledim de Allah bana evime gelirken eli boş gelmeyen bir arkadaş verdi? Hangi sevabımın ödülüsün Pınar?"
"Ben de boş gelmedim." Mert'in lafa karışmaması için elimi kaldırıp susmasını istedim.
"Sen kimsin de konuşuyorsun ya? Arkadaşım donut almış bana. Konuşma hakkı onun. " dedikten sonra cümlesini daha yeni idrak ettim. " Ne getirdin ki? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arkadaş Alanı | Kitap
Humorİstediğiniz kadar dünya tekin bir yer değil deyin, eğlendiğim sürece burası tam bana göre bir yer.