Pervin'den bahsedeceğim size. Başarıları dünyaca ünlü bir komite tarafından tescillenmese de hayatımda örnek aldığım sayılı kadınlardan biridir kendisi. Henüz hayatının tamamına ihsan olamadım ancak şimdiye kadar tanıklık ettiğim kısımları anlatacağım size. Temel bilgilerden başlayalım.
Pervin Güler. 2 Şubat 1973 yılında Bulgaristan'da doğdu. 1989 yılında ailesiyle birlikte Türkiye'ye geldi. 1991 yılında evlendi. 1993 yılında bir kız çocuğu oldu. Gelenek olduğu üzere kayınvalidesinin ismi verildi: Ayşe.
Size anlatacaklarım buradan sonra başlıyor.
Kızı iki buçuk yaşına geldiğinde eşinden ayrıldı ve Türkiye'de dul bir bayan olarak ilk mücadelesi başladı.
Babasının yanına taşındı. Kızının okul masraflarını karşılayabilmesi için bir yerde çalışması gerekiyordu. Tekstilde işe başladı. Hiçbir zaman gocunmadı. Pes etmedi.
Kızının en iyi ilkokula gitmesini istedi. Öğrencileri kurayla seçen bir okula kaydını yaptırdığında çok heyecanlıydı. Bir bakıma da korkuyordu. Ya kura çıkmazsa?
Sonuçlar açıklanırken kızının ismini duyduğunda gözyaşlarını tutamadı. Çünkü o okul kızı için en iyisi olacaktı. Tam gün, etütlü, yemekli bir okuldu burası. Bu sayede kızı evde saatlerce yalnız kalmayacaktı.
Zor dönemler geçirdi. Hayat acımasızdı. İnsanlar çıkarcıydı. Aldığı yaralar geçmek bilmiyordu. Hayal kırıklıkları, umutsuzluklar, parçalanan ruhu, yorulan bedeni onu çaresizliğin kıyısına sürüklüyordu.
Ama onun kitabında pes etmek yoktu. Bakması gereken bir çocuğu vardı. Onun için savaşacaktı. Travmasız bir çocuk yetiştirmek için.
Bu noktada Pervin kendi yaşadıklarını kızının yaşamaması için her şeyi yapacağına söz verdi. Ama önce kendini yetiştirmesi gerekiyordu. Onun güçsüz olma lüksü yoktu, birinin ardına sığınma seçeneği yoktu.
İlk olarak kendini sevmeyi öğrendi. Kadına paçavra muamelesi yapan erkeklerin arasında değerli olduğunu, önemli olduğunu, bir birey olduğunu fark etti. Kendi kabuğunu kırdığında bazı şeyleri affetmeden yola devam edilemeyeceğini öğrendi.
Ayakta durmayı, savaşmayı, kendi olmayı öğrendi.
Doğrularını oluşturmayı, sınırlar koymayı, "hayır" demeyi öğrendi.
Canını acıtanları terk etmeyi, insanları seçmeyi, kişiye göre değer vermeyi öğrendi.
Mücadele etmeyi, vazgeçmemeyi, güçlü olmayı öğrendi.
Ve sıra geldi bunları küçük Ayşe'ye öğretmeye...
Yirmi üç senelik bir süreci nasıl özetleyebilirim bilmiyorum. Size koca bir roman yazmam gerekir detayları görebilmeniz için. Yine de elimden gelenin en iyisini deneyeceğim.
Ben Ayşe. Pervin'in kuzucuğu, Ayşinko'su, yavrusu, dünyası, her şeyi...
Hepimiz annemizi seviyoruz. Bu su götürmez bir gerçek. Herkesin annesi süper. Herkesin annesi bir kahraman.
Yine de benimki ayrı bir kahraman.
Dik durmayı ondan öğrendim ben. Durum ne kadar kötü olursa olsun üstesinden gelmeyi o öğretti bana. Her ne olursa olsun onunla konuşmam gerektiğini anlattı hep. Bitmek bilmeyen anne kız konuşmalarımız oldu. Bazen tartışmalı, bazen fikir alış verişi içerisinde.
Güvenmeyi ondan öğrendim ben. Her koşulda beni seveceğini gösterdi çünkü. Başıma ne gelirse gelsin birlikte atlatacağımızı tekrarladı. Durmadan, usanmadan.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pervin #başarılıkadın
Random8 Mart #başarılıkadın yarışması için yazılmıştır Pervinciğim hakkında kısa bir özettir. Onun ne kadar eşsiz olduğunu anlatabilmem için detaylı bir biyografi yazmam gerekir. Ki gelecekteki planlarım arasında yok diyemem. *Başarılı Kadın yarışmasında...