bölüm 2

9.2K 240 5
                                    

Sabah gözlerimi zor araladım aslında uyumam gerekiyordu ne okuyordum ne çalışıyordum önümde engelim yoktu. Tabi uykumun olmama  sebebi gece boyunca tuhaf hislerin tüm hücrelerimi ele geçirmesi yüzündendi, yine çok fazla şey düşünmüştüm hep böyle olurdu zaten hafif olan uykum hemen dağılırdı..

Banyoda işlerimi hallettikten sonra kapıyı  açıp yavaş adımlarla güneşin odasına ilerledim uyanıp uyanmadığı hakkında net bir fikrim yoktu odaya girdiğimde yatağının üzerinde gözlerini ovuşturan bir güneş görmüştüm. ''Günaydın uyanmazsın  sanmıştım'' dediğimde kocaman gülümseyip ''sende beni iyice uykucu yaptın uykuyla pek aram olmadığını biliyordun hesna'' dediğinde bu sefer ben gülümsemiştim aman Allahım bu kız ne kadar da mızıkçılık yapıyordu çoğu zaman onu uyandırmak için tüm gücümü sarfettiğimi unutmuş olmalıydı.

''Güneş artık başka iş bakmam lazım baksana bu işi rayına oturtturamadım hem biliyor musun çalışıp aynı zamanda dgs ye hazırlanacağım iki yıl daha okuyup mesleğimi elime alacağım,'' ''Gerçekten bu harika fikir sen yapabilirsin hem ben varım yanında sana yardımcı olacağım hesna'' dediğinde gözlerim dolmuştu keşke bu kararı çok öncesinden verseydim şuanda okuyor olurdum. ''Hadi ama ağlayınca çirkinleşiyorsun her şeyi halledeceğiz somurtma,'' ''demek ki çirkin buluyorsun beni güneş hanım bunu öğrendiğim iyi oldu'' dediğimde güneşle beraber kahkaha attık bu kızı seviyordum.

Güneşin ailesi varlıklı biriydi sadece parasını konuşturan ilgi sevgi göstermeyen varlıklı yapmacık bir aile. Geçimimizi ailesi sayesinde sağlıyorduk hoşuma gitmese de güneş ailesinden paralarını savurarak acısını çıkartıyordu daha doğrusu öyle sanıyordu gözlerine baktığımda ne kadar kırılmış olduğunu görebiliyordum.

Sonunda evden çıktım hava almak istiyordum güneş ise biraz halsiz olduğunu söyleyip gelmemişti önemli bir şeyi yoktu olsaydı zaten anlardım ve onu bırakıp çıkmazdım dışarı. Hava almak istemiştim ama yine soğuktu hava, hep zaten çok üşürdüm ellerim soğuktan buruşmuştu siyah taytımdan cılız bacaklarıma sızan soğuk beni ürpertmişti soğuk havalarda ne diye tayt giyerdim soruma yine kendim cevap vermiştim rahat olmak beni her zaman iyi hissettirirdi. Ara sokağa saptığımda ne kadar yürüdüğümü düşündüm hava kararıyordu eve dönmek istiyordum artık adımlarımı hızlandırdığımda arkamdan  ayak sesleri duyabiliyordum hava iyice kararıyordu ve ben istemsizce korkuyordum bir sokak  ilerisine daha döndüğümde birden ağzımı bir el kapattı ne olduğunu anlamadan kuytu  bir apartman girişinde bedenim soğuk duvarla bütünleşti. Sonunda göz göze geldiğimizde yine o derinliklerle karşılaştım kalbim deli gibi atıyordu utanmasam midemde ne var ne yok kusacaktım bu kadarı fazlaydı bu heyecan bana hiç iyi gelmemişti yavaşca elini ağzımdan çektiğinde zorda olsa nefes almıştım. Titrek sesimle ne oluyor diyebilmiştim okadar derin bakıyordu ki cevabını deli gibi bekliyordum benden ne isteyebilirdiki ? Sen metroda ki kızsın mavi  şapkasından dışarı sızan saçlarını nefesiyle geri iten ürkek bakışlı korkak  kız..

Hala benden ne istediğini bilmiyordum keşke orada ona o kadar dikkatli bakmasaydım ben baktığım için oda bana bakmış olacak ki beni hatırlamıştı. Bakın ne istiyorsunuz benden derken sesim cılız çıkmıştı nefesini yüzüme sıkıntıyla üfledi  Ne istiyorsun ne istiyorsun bir kerede ne istemiyorsun diyemezmisiniz siz kızlar dediğinde sinirlenmiştim bir kere gördüğüm adam gelip beni duvarla bütünleştiriyor ne istediğini soruncada saçma cevap veriyor normalmiş gibi. Ben bunları düşünürken karşımdaki heybetli adamın sivil olduğunu gördüm üzerinde üniforması yoktu, saçları dağılmış gözleri sinirle bakıyordu dudakları tıpkı bir kalemle çizilmiş gibiydi kaşları bir okadar özenli güzel yüzlüydü bu adam güzel yüzlü fakat çirkin kalpliydi.. Sonunda dudaklarım aralanmıştı kimsin bilmiyorum ama beni hemen bırak demiştim sahi ben bunu demiştim sanki karşımda benden küçük biri vardı ve ona emir veriyordum çünkü ben korkaktım bunu kendiside söylemişti bu cesaretimi az önceki sinirime borçluydum. Bak sen demek  ki sende göremediklerim de varmış dediğinde sesi alaylı çıkmıştı cevap vermemiştim sessizliği bu derin adamın sesi bozmuştu. Göremediğim cesaret kırıntıların var belliki ama benim karşımda bu kırıntıları bile sergilemen canımı sıktı sende gördüklerimle kal dedi ve kolumu bırakıp gitti kolumu bıraktığı an titreyen bacaklarımı daha fazla kontrol edemedim yere yığıldım kolum acıyordu meğer baskı uyguladığı tek yer psikolojim değilmiş, neydi bu şimdi ? Başıma belamı almıştım yoksa delinin tekimiydi korkuyordum çünkü eğer o gece hayal görmediysem bu adam evimin karşısında oturuyordu beni nelerin beklediğini bilmiyordum tek isteğim evime gitmek ve içim dışına çıkana dek ağlamaktı..

Psikopat Polis ( Zamansız Gelen)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin