Bir hafta geçti. Tam bir hafta boyunca babamla konuşma tenezzülünde bile bulunmadım. Babam son lafını söyledi sonuçta dimi onun lafı üzerine laf söylenmez bizim adetlerimizde. Baba ne derse o olur ve asla karşı çıkılmaz.
Bu hafta içerisinde yeni eve tamamen taşındık. Evin içi kahve tonları yoğunlukta ve sade ama hoş bir görüntüye sahip. Bana da küçük bir oda verdiler. Yeşil duvar rengi ve bembeyaz yatağımı siyah dolabım tamamlıyor ve uzun çicek desenli halıyla aynı desenli perdem odamı renklendiriyor. Odamı seviyorum çünkü günün nerdeyse tamamını odamda geçiyorum.
Ne Tolga'yı ne Emre'yi ne de Cenk'i hiç görmedim evden çıkmadığım için ama Emre'nin haberini sık sık alır oldum. Tuğçe Emre'ye tutuldu. Haftanın çoğu Tuğçe bizde oldu ve Emre'den ne kadar etkilendiğini anlattı durdu. Gerçekten sıkıldım Emre ismini duymaktan. Bu gün ise Adnan ile buluşmaya üniversiteye gidicem. Yarın ise beni istemeye gelicekler.
Odamda yatağıma oturmuş, ayaklarımı sarkıtmış ve öylece camdan dışarı bakarken kapı aniden açıldı. Giren kişiye doğru ağır ağır bakarken ablam çoktan dibimde bitmişti. Ablam benim için İstanbul'dan gelmişti. Yarın ki isteme için benden heyecanlı olan ablam daha önce hiç görmediğim bir çocuk için beni hazırlıklıyacaktı.
Ablama melül melül bakarken beni kolumdan tuttuğu gibi kaldırdı. "Öznur benim sabrımı taşırma ya ne bu tripler böyle. Hem o muşmula suratın ne zaman düzelecek" dedi. Son damlamda taşmış olacaktı ki konuşmama yeminimi bozarak "İstemiyorum anlsana is-te-mi-yo-rum. Ben de sevdiğim adamla evlenmek istiyorum. Sen ne kadar mutluydun çünkü görüştüğün sevdiğin adamla mutluluk yoluna girdin" ablamın gözlerinin içine bakarak çaresiz sesimle konuşuntum.
Ablam yönünü değiştirip siyah dolabıma giderken "Kızım bir git bu gün bakalım. Buluşun görüşün belki anlaşırsın. Hem duyduğuma göre bu çocuğun ailesi oldukça zengin. Artık nasıl olduysa seninle evlendircekler. Şükretceğine ne haldesin. Kendine gelde bunu giy" uzattığı elbiseyi elime tutuşrurken. Bu elbiseyi bana babam almıştı. Doğum günümde hediye etmişti ama asla kıyıpta giymemiştim. Hayal ettiğim günde yani üniversite başladığım ilk gün giycektim. Süt mavisi rengi dizimin yarım karış üstünde biten eteği ve yarım kollu bu elbise benim çok hoşuma gitmişti. Aslında günlük hoş bir elbise. "Abla ben topuklu mopuklu giymem ona göre" dedim en sakin ses tonumla. Olumlu anlamda başını salladı ve dolaptan bu elbiseyi tamamlayan beyaz hırkamı yatağa atarken "Hızlı hazırlan. Daha saçın makyajın var" dedi. Odadan çıkıp giderken ben çoktan hazırlığa başladım. Üzerime tam oturan elbiseyi tamamlayan hırkayı giyerken ablam yine pat diye içeri girdi. Saçımı ve makyajımı yapan ablam gülümsedi.
Alıcı gözüyle bakıp onaylandıktan sonra siyah bir çantayı bana uzattı. Bol bol nasihat verirken bende Adnan'a "geliyorum" diye mesaj attım. Ablamın uzattığı siyah kısa babet tarzında spor ayakkabıyı giydim. Ayşe anne yarının telaşı için içerde bir aşağı bir yukarı çıkıp herşeyi kontrol ediyordu. Beni fark etmiyordu bile.
Dışarı çıkıp taksiye bindim. Ablamın yazdığı kağıtta ki adresi şoföre verdim ve koltuğa iyice yayıldım. Gözümü kapatıp hayal dünyasına dalmışken şoförün sesini duydum. "Abla geldik" diye seslenirken gözümü açıp "Tamam ne kadar tuttu" dedim uykulu sesimle. Şoför "50 tl tuttu abla" dedi. Parayı uzatarak arabadan indim.
Üniversitenin bahçesine kadar hayran hayran bakarak ilerledim. Ne kadar büyük ne kadar güzel. Ayrıca kızlarından erkeklerine kadar hava akıyor. Eee özel üniversite olursa burası para kokar her tarafından. Bazı insanların rahatsız edici bakışları arasından girişten içeri girdim. Bana mesaj atmaya bile kalkışmayan beyefendi kantinde olacağını zaten bildirmişti daha önceden. Kantini etrafa baka baka buldum ve içeri girdim. Grup grup insanlar oturmuş konuşyorken ben saf saf etrafa bakındım. Boş bir masa bulup otururken hala etrafa bakınıyordum. Grup grup insanların arasından dikkat dağıtan sadece bir grup vardı. İki kız iki erkek. Kızlar güzelliğin dibine vurmuşlardı . Erkeklerden birisi kumral diğeri esmerdi. Kumral yılışık biriydi bunu karşısında ki kıza sırnaşmasından anladım ama esmer öyle değildi. Dağınık siyah saçları ve karanlık gözleri vardı. Umursamazdı ve asi. Bunu da karşısında ki kızın sırnaşmasına karşılık vermediğinden anladım. Kumral olan karşısında ki sarışın kızı kolundan tutup kantinden çıkardı. Kız sırıtarak yaylana yaylana çıkarken kumral heyecanla çıkıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sorunlu
Teen FictionAilesi sorunlu, arkadaşlarıyla arası sorunlu ve kendi sorunlu bir genç kızın karşısına bir de sorunlu hayat çıkarsa ne olur?