Hayatın Gerçek yüzü!!!

49 4 1
                                    

-Hazırmısın?
-Evet.

Evden çıkmak üzereydik heycandan ne yaptığımı şaşırmıştım. Çantamı  son bir kez kontrol ettim eksik yoktu.

-Hadi çıkıyoruz.
-Tamam hazırım.

Evdekilerle vedalaşıp arabaya bindim. Aslında çok iyi hissediyodum. Yolda benden bir yaş büyük olan Emirde bizimle geliyodu ve yolda okulla ilgili şeyleri konuştuk.

-Okul çok iyidir yani bizim yanımızda olsan sıkılmazssın.
-İnşallah çok heycanlıyım, çok merak ediyorum.
-Orda çok katı göünmen gerekiyo yani biraz cesur olmalısın, kimseye kendini ezdirme.

Aslında bu konuşmalar beni biraz tedirgin ediyordu pek belli etmemeye çalıştım. Bu şekilde sohbet ede ede okula vardık.

-Çantam burda kalsın bir odamı bulalım sonra gelip alırım.

Pansiyona yavaş adımlarla ilerlemeye başladık. Girişteki çam kapının üstünde listeler vardı odalar ve oda arkadaşları. Kendi ismimi buldum oda 11 oda arkaşları M.can güngördü, Özgür tepe, Emir hasan sargut. Odaya gittiğimde kimse yoktu. Kendime en uygun yatağı seçtik ve en uygun dolabı. Aslında hiçte beklediğim gibi değildi yani ben çokta daha süper hayal etmiştim yani her şeyi dahada mükemmel düşünmüştüm. Bu ilk hayal kırıklığımdı. Seçtiğim dolabı temizlemeye başladık annemle.

-Temizce sil berkay toz falan olmasın hastalanırsın.
-Abartama anne altıüstü elbiselerimi koyacam en fazla ne olur ki?

Elbiselerimi astım ama hala odaya kimse gelmemişti biraz tedirgin olmuştum ama pek belli etmemeye çalıştım. Babamlar biraz beklediler belki oda arkadaşlarım gelirde tanışırlar ama kimse gelmeyince saatte geç olunca gitmek zorunda kaldılar. Evet işte o an geldi arabanın yanına geçip babamla annemi öptüm bir iki öğüt ve elveda aslında böyle olacağını düşünmemiştim. O an kendimi değişik hissettim sanki beni aileden çıkardılar bir yetiştirme yurduna bıraktılar bilmiyorum anlatılmaz bir duygu.
       Onlar gittikten sonra Emirlerin yanına gittim, biraz onlarla kaynaşnaya çalıştım. Dört oda arkası hepside Adilcevazlı yani memleketli ne iyi bişey ama benim devremde hiç Adilcevazlı erkek arkadaşım yoktu. Bu biraz ağır bir şeydi. Alışmaya çalıştım. Aslında ilk gün o kadafda kötü sayılmazdı yani emirlerle beraber okuldan kaçmıştık, ilk günden internet kafeye, markete gitmiştik üstüne bide akşam çiğköfte sipariş ettik yedik ısınmaya başlamıştım, hatta bu durunlar baya hoşuma gitmişti hep böyle olacak sanıyodum.
Sonra gece oldu herkes yataklarına gitti aslında ben o dörtlü grupta bir yandada kendimi dışlanmış hissediyordum. Çünkü bir yıl beraberdiler ve ben sonradan aralarına girdim yani değişik bir duygu helede öyle bir ortamda öyle kişilerle. Bu yüzden pekte onların yanına sığışmak istemiyodum. Odama gittim daha nevresimler verilmemişti yataklar çok pisti yastıklar aynen orda bulunan bir battaniyeyi yarı altıma yarı istüme alıp uyumaya çalıştım aslında uyuyamıyodum, dün kendi evimde mis gibi temiz yatağımda uyurken bugün ilk defa bulunduğum bir yerde bilmediğim kişilerle beraber uyuyacaktım. Bir şekilde uykuya geçimiştim. Sabah kalktığımda emir gelip beni uyandırdı kahvaltıya indik. Yabancı 400 kişi hepsi çok yabancı tanımadığım kişiler kahvaltıda sadece zeytin, peynir ve piknik balı. Sonra sınıfıma geçtim tanıdığım sadece 2 kişi diğer herkes yabancı onlara sığındım gibi onlarda benimle aynı durumdaydılar hatta daha kötü olan bile vardı. Hoca geldi içeri değişik bir tip, çok soğuk ve yabancı. Sonra yine akşam oldu ve o lanet yere  geldik pansiyona. Aklıma sürekli evim, yatağım, masam, annem, ailem geliyodu ve bu çook üzüyordu beni. İlk hafta etüt yoktu yani yokmuş ne olduğunu tam olarak bilmiyorum ama olsun iyi bir şeydir diye kendimi avutuyodum. Aslında bu durumda olan tek ben değildim emir ve arkadaşlarıyda bu şekilde olmuşlar yani normal bileymiş bilmiyorum.
 

   Okulun müdür yardımcısı adilcevazlı bir hemşerimizdi var adilcevazlılara baya yardımcı oluyordu. Bizde çarçafları bahane ederek gittik yanına adamdan adilcevaza gitmek için izin koparmaya çalıştık ama izin vermedi bissürü bir şeyler uydurdu. Bizde bir umutsuzlukla odayı terk ettik. Yurt böyle değişik ve sıkıcı geçmeye devam ediyordu, iple cuma gününü çekiyordum ve sabrın sonu cuma günü geldi annemin kuzeni olan servisçi amca okula ge ldi. Heyecandan ne yapacağımı şaşırıyodum. Servise geçtik tanımadığım kişilerm ama bunu yanında 10 yıllık arakadaşım olan gamzede benimle aynı servisteydi bu bana biraz moral oluyordu, onunla beraber olduğumuzda çok eğleniyorduk, oda kötüydü hatta o bendende beterdi baya kötüydü ama serviste beraber kafa dağıtıyoduk yani  eğlenceli oluyodu. Serviste  eskiden tanıdığım arkadaşlarımda vavardı, onlarlada eğlenceli vakit geçirebiliyodum. Sonra biri kız gözüme çarptı kapalı, beyaz tenli ve çok gülecen birine benizyodu. Kızın ismi ayşenurdu. Aslında ben bu kızı tanıyodum teogdan 480 puan alan kız bu, ilk duyduğumda baya saçma bulmuştum 480 puanla 465 lik bi okula gelmiş salak diye deöişliğim vardı. O gün hiç konuşmadık onla.
    Sonra eve ulaştım kendimi çok heyecanlı hissdiyordum şimdiye kadar hiç eve gelirken bu kadar heyecanlanmamıştım. Eve geldim mis gibi yemekler yapmış annem hemde en sevdiklerimden. Aslında yemek yedikten sonra otururken uyuyakalmışım geceyi uyuyarak rageçirmiştim yani. Sonra geçen zamanı hiç farketmemiştim ve pazar  saat 15.30 servisi beklemek için aşağı indim. Aslında servisten inene kadar pek hissetmiyodum o saçma hissi ama indikten sonra dünyam kararıyodu resmen. Bu hafta artık tam bir öğrenci olmuştum, dersler tüm yoğunluğuyla başlamıştı. Çok ağır geliyodu yani tahmin ettiğiminde üstünde zorluyordu. Pansiyona alışma derdinin yanında bide derslerin yoğunluğu çıkmıştı başıma ikisini yürütmek zor oluyodu ve buda dersleri bocalamama neden oluyodu. Böyle geçiyodu günlerim bu sırada ortaokul arkadaşlarım ve öğretmenlerimle bir iletişim içindeydim. Diğer arkadaşlarımın durumuda pek iyi sayılmazdı onlarda çok zorluk çekiyorldı aynı benim gibi. Bu şekilde bir hafta daha geçirdim yine haftasonu servis gelmişti. Ayşenurla nasıl olduğunu hala çözemediğim bir şekilde yakınlaştık zaten sıcak kanlı biriymiş hemen herkesle kaynaştı. Kanka olduk, kardeş gibi işte. Servis ortamı aslında benim okulda ve yurtta yaşadığım stresi atmak için çok uygun bir ortamdı. Yani serviste kendimi iyi hissediyordum. Bu şekilde bi kaç hafta geçti bu sırada okula ve pansiyonada alışıyodum. Kendi devremdeki kişilerle pek konuşmazdım eskiden oda arkadaşlarım hariç. Bu sayede onlarlada kaynaşmaya başlamıştım. Bu benim için iyi bir şeydi. Bizim devredeki erkekler bazı yönlerde değişik geliyordu bana. Hepsi gelir gelmez kendine bir kız beğenmiş seçmiş kimisi platonik kimisi karşılıklı takılıyorlardı.

Aslında bir bakıma çok normal bir şeymiş gibi gözüküyo hepsi liseye geçmiş sonuçta bir sevgiliyi hakettiler. Aslına bakılırsa bende onların gazına gelmiştim yani galiba bende devreden birini seçtim. Kendimi aptal gibi hissediyorum çok saçmaydı ve çok yanlış kişiydi. Kız biraz şımarık hatta baya şımarığın tekiydi. Peşinden koşunulması hoşuna gidiyordu ama ben bu tür durumlardan nefret ettiğim için hemen vazgeçtim. Zaten kıza ne aşıktım nede seviyodum sadece hoşlandığımı sanmışım. Zaten kendiside bi değişikti hep erkeklerle takılıyordu ve bu çok sinir bozucuydu yani en azından yanlış kişi  olduğunu anlayabilmiştim. Bu sırada sınıftaki arkadaşlarımla da baya samimiyetimi kurmuştum zaten sınıfa ısınmada bi sıkıntı çekmedim bu konuda sıcak kanlıyımdır hemen kaynaştım sınıftakilerle. Dersler konusunda aynı şeyi söylicemiyecem yani derslere o kadar adapte olabildiğim söylenemez. O konuda sıkıntı yaşadığım doğrudur. Dersleri biraz boşluyordum galiba yani en azından şimdilik.

Tek Aşkım :)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin