"Onu Seviyorum Baba,Onu Özlüyorum..."

397 25 2
                                    

13 Haziran,2012 (Miami,Florida)

Pearl yatağında derin bir uykuya dalmıştı. Salyaları ağzının kenarından yorganına akıyor,ipek geceliğinin altından giren hava tenini kesiyordu. Hayalet hemen yanında,kolunun altında uyuyordu. Uykusu o kadar hassastı ki sahil evinin dışından gelen her yabancı seste uyanıp dikkat kesiliyordu.

Dıt,dıt,dıt..!

Alarımın çalmasıyla Pearl uzandı ve düğmeye yumruğunu geçirdi. Homurdanarak gözlerini açmaya zorladı. Uyumadan önce saatlerce ağlamıştı ve şişmiş gözleri şuan açılmıyordu. Boğazında iğrenç bir tat birikmiş,yüzü kurumuş sıvılar yüzünden hareket etmiyordu.

Taşınmadan önce babası söz vermiş ve onu annesine götüreceğine yemin etmişti. Hazırlanmazsa annesine son vedasını kaybedebilirdi.Hemen kalktı ve üstünde ki geceliği bir çırpıda attı,ayağına kot pantalonu,üstüne siyah tişörtünü geçirdi. Siyah spor ayakkabıları ve gri hırkasını giydikten sonra cep telefonunu arka cebine sıkıştırıp koşarak dışarı çıktı. Koridorda adımlarken birçok eşyanın üstü örtülmüştü.

Küçük ve hatırası olan şeyler kutulara doldurulup kamyonete yüklenmişti. Pearl dış kapıya ulaştığında kafasını çevirip evine baktı. Anıları,iyi veya kötü onunla bu evde kalacaklardı. Ama şimdi kendisi gidiyordu,gözlerini mutfak kapısına çevirdi. Yemek yiyesi yoktu,hissettiği karamsarlık organlarını düğüm düğüm yapmıştı.

Ne kadar çok şarkı söylerdi,yemek pişirirdi kendi mutfağında. Babasını bile sokmazdı bazen,şimdiyse sanki aradan binlerce yıl geçmiş gibi hissediyordu. Bir daha yemek yapabileceğini sanmıyordu,yada şarkı söyleyebileceğini...

Pearl kafasını eğerken kapıdan çıktı ve motoru çalışan arabaya ilerledi. Hayalet arkasından havlayıp koşarken Pearl arka kapıyı açtı. Hayalet içeri atlarken Pearl uzanıp kemerini taktı ve kapıyı kapatıp ön koltuğa yerleşti.

Babası ona kısa bir bakış atıp önüne döndü ve yola odaklanmaya çalıştı. Pearl dirseğini cama,kafasını da eline yaslamıştı. Kahverengi gözleri açılmış,içlerinde şimşeğe benzeyen kızıllıklar çıkmıştı. Gözlerini kırpmadan geçtiği yola bakarken yavaşça yanağına süzülen damlayı sildi ve soluklanıp gözlerini parmaklarına indirdi.

Onları kırpmaya korkuyordu,kırparsa ağlardı ve ağlamak istemiyordu. Daha fazla ağlamak yoktu.

"O,yani annem. Nasıl birisiydi?" Belki de ilk defa nefret etmekten uzak bir duyguyla annesini andı,ona anne dedi ve onu merak etti Pearl.

"Çok,çok güzeldi." Mark güler gibi boğuk bir ses çıkardı."Tanrıları kendisine aşık edecek,Tanrıçaları kıskandıracak kadar." Pearl usulca kafasını sallarken sustu. Devam etmesini istiyordu ama Mark derin bir sessizliğe gömülmüştü...

"Annenin hikayesini biliyor musun?" Mark bir süre sonra mırıldandı,açık gözlerinden akan yaşlar yüzünde kuru izler bırakmıştı. Pearl'ün uyanmasından sonra doğan güneş çoktan batmıştı ve araba birkaç kez benzin almak dışında hiç durmamıştı.

"Evet,baba." dedi Pearl,sesi çatlak çıkıyordu ve her konuştuğunda boğazına bir ağrı saplanıyordu. "Onu hiç tanımıyorum,onu merak ediyorum. Neler yaşadığını,ben onu suçlarken neler yaptığını,nasıl tanıştığınızı... Onu seviyorum baba,onu özlüyorum." Pearl yüzünü buruştururken hıçkırdı.

"Bazen rüyalarımda duyduğum ninni söyleyen bir kadın var,ondan bana geri kalan tek şey de o zaten. Belki de o değildir,onu hatırlamıyorum bile!" Pearl perişan bir biçimde dişlerini sıkarken tırnaklarını avuç içlerine bastırdı.

Clash Of The Titans  Nico di Angelo ff.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin