1

529 8 3
                                    


19 Şubat Cuma

SAAT: 15.20

Bahçelieler Anadolu Lisesi'nin meşhur "Hababam Sınıfı" zili çalmıştı.Kapılar teker teker açılıyor ve öğrenciler haftasonunun gelmesinin mutluluğunu yaşıyordu.Zil çalmasından neredeyse saniyeler sonra merdivenlerde öğrenci yığınları oluşmaya başlamıştı bile.Yavaş yavaş tüm okul boşalır ve tören için sınıf sırasına geçerken yakın arkadaş olan Kaan ve Mert ise okuldan çıkan son öğrencilerdendi.

"Kaan,resim yarışmasına katılıyoruz öyle değil mi ?"

"Bilemiyorum Mert.Biz o kadar da profesyonel değiliz.Katılanlar resim yeteneği gelişmiş kişiler olacaktır."

"Hadi ama dostum ! Yapma böyle.En azından şansımızı denemeliyiz."

Konuşma devam ederken okul kapısından çıkan ikili girişteki yarışma posterine bakmaya başladılar.

"Yarışma için başvuruların Pazartesi günü olacağı yazıyor.

"Tamam işte,pazartesi bir koşu gider başvuru kağıtlarımızı verir,Salı günüde resimlerimizi teslim ederiz."

Yavaş yavaş sıraya doğru yürürlerken okulun müdürü Kemal Bey mikrofon ile konuşmaya başlamıştı.

"Evet çocuklar.Bir haftanın daha sonuna geldik.Bildiğiniz gibi 2. dönemin ilk sınavları yaklaşıyor.Bu neden ile yarın kurs var.Herkes katılacak ! Özellikle 12'lerden eksik istemiyorum !"

Müdür konuşmaya devam ederken öğrencilerden pek de memnun olmadıklarını belirten uğultular yükselmişti.

"Her neyse.Bir de okulumuzda bir resim yarışması düzenleniyor.Özellikle 9 ve 10. sınıflardan yoğun katılım bekliyoruz.Haberiniz olsun."

SAAT: 16.10

Kaan "Ahh,ayaklarım çatladı be !" dedi.Her gün çok uzun bir yolu okula gitmek için beraber yürüyorlardı.

"Haydi kalk tembel herif ! Çizimlere başlamamız gerek."

"Hey,bu ne acele ?"

"Olsun şimdiden başlamalıyız."

Mert bunu söylerken masaya birkaç A4 ve Klasik Çizgi Roman sayfalarından koymuştu.Hemen çantasından iki Comics Kroki kalemi çıkardı."

Kaan istemsizce garip bir ses çıkararak yataktan kalktı ve masanın önündeki sandalyeye oturdu.Mert de bir sandalye çekerek çizimlere başladı.

Oda çok da büyük değildi.Yeşil boyalı duvarlar odaya canlılık katıyordu.Bir çalışma masası,bir bilgisayar,bir yatak,bir pencere,bir kütüphane ve bir de komidin vardı.Pencereden içeri giren güneş ışıkları odayı aydınlık tutmaya yetiyordu.Kütüphaneliğin için de Kaan'ın çizgi roman koleksiyonu bulunuyordu.O anda içeri Kaan'ın annesi Arzu Hanım girdi.

"Hoşgeldin oğlum. Hoşgeldin Mert."

"Hoş bulduk anne."

Mert de kibarca başını sallamıştı.

"İstediğiniz bir şey olursa hemen getiririm.Hatta karnınız aç ise yemekte getirebilirim.Ya da ben size en iyisi bir süt yap-..."

"Anne.Şu anda hiç gerek yok.Yine de sağol."

Arzu hanım yavaşça kapıyı örterek odadan çıktı ve çocuklar çizimlerini yapmaya başladılar.Neredeyse 2 - 3 saat içerisinde bir çok A4 kağıdı harcanmış ve bir çok silgi tozu masa etrafında dolaşmıştı.Yapılan çizimler teker teker ikisi tarafından da değerlendiriliyor.Beğenilmeyenler masanın altında bulunan demir çöp kutusunun içine atılırken beğenilenler komidinin üstüne konuyordu.

SAAT: 19.00

"Bence ilk çizdiğimiz olmalı.Kesinlikle harika oldu." dedi Mert.Kağıtta çoğu Marvel karakterinin resmi bulunuyordu.Çok ince ayrıntılar ile çizilmiş bir resim olduğu,kalemin bıraktığı siyah izlerden belli oluyordu.Kaan resme bir daha baktı.

"Tamam ama bir daha düşünürüz."

O anda Mert'in telefonu çaldı.Annesi arıyordu.

"Her neyse benim çıkmam gerekiyor.Unutma,yarın Arkabahçe Çizgi Roman Dükkanı'na gideceğiz.Paran hazır öyle değil mi ?"

"Evet.Hepsi harcanılmayı bekliyor.

"Tamam o zaman.Görüşürüz."

20 Şubat Cumartesi

SAAT: 10.00

Elinde toz bezi ile çizgi romanlarının üst ve yanlarını silen Kaan bazen kitaplarına teker teker bakıyor ve sanki ilk defa görmüş gibi baka kalıyordu.Yavaşça ilk aldığı çizgi roman olan Avengers Klasik 1'i elinde aldı.Bir sayfasını açtı ve klasik çizgi romanların özel sayfalarını güzel kokusunu içine çekti.Daha sonrasında çizgi romanı yerine koydu.Gözüne çizgi roman poşetinin içinde muhafaza ettiği Captain America'nın klasik fasikül bir sayısına takıldı.İngilizce'ydi.Onu Kadıköy'de ki bir sahafçıdan bulmuştu.

Tam o anda içeri annesi girdi.Bir anda "Kaan" diyerek içeri giren annesini görünce ister istemez tırsan Kaan baş parmağını ağzına götürerek "Efendim ?" dedi.

"Oğlum,kahvaltı ettin öyle değil mi?"

"Ettim anne."

"İyice karnını doyursaydın.Biliyorsun ki kahvaltı günün en önemli öğünüdür.Kahvaltıda ne kadar çok sağlıklı besin yerse-..."

Çalan telefon müziği Arzu Hanımın konuşmasını yarıda kesmesine neden olmuştu.Kaan'ın telefonu çalıyordu.Arayan tabii ki Mert'ti.Bu Mert'in aşağı da onu bekliyor olduğunun göstergesiydi.

"Her neyse anne.Ben çıkıyorum."

"Oğlum.Para aldın öyle değil mi ?"

"Evet.Babam sağ olsun."

Kapıyı yavaşça kapattı ve ayakkabılarını giyip merdivenlerden inmeye başladı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 12, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bir Çizgi Roman GünlüğüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin